Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, kuruma gelen başvurularda, dostane çözüme önem verdiklerini belirterek, "Türkiye'de önceden insanlar haksızlığa uğradıklarında, 'git ver mahkemeye' deniliyordu. Mahkemeler de 4-5 yıl sürerdi. Şimdi mahkeme dışı alternatif çözüm yolları üretildi. Ceza davalarıyla ilgili uzlaşma kültürü geliştirildi. Türkiye'de 200 binin üzerinde dava uzlaştırmayla çözüldü." dedi.
Malkoç, Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İnsan Hakları ve Ombudsmanlık" konferansında, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) 2012'de kurulduğunu, 2013'ten itibaren de vatandaşlardan gelen şikayetleri incelemeye başladığını söyledi.
İdarenin eylem ve işlemlerinin, insan haklarına dayalı hakkaniyet anlayışı içerisinde dikkatlice incelendiğini aktaran Malkoç, vatandaş ile idare arasındaki uyuşmazlıkları dostane şekilde ve uzlaşıyla çözüme kavuşturduklarını ifade etti.
"Anayasal kurum olması KDK'ye önemli güç vermektedir"
Malkoç, kurumun 1 başdenetçi ve genel sekreter ile 5 denetçi tarafından başvuruları incelediğini belirterek, "Başdenetçinin görevi, kurumu sevk ve idare etmek, gelen şikayetleri karara dönüştürmektir. İdare karşısında kişilerin, vatandaşın hukukunu korumaktır. Bunu koruyacak olan kişilerin de güçlendirilmesi gerekir. Kurumun, anayasal bir kurum olması KDK'ye önemli güç vermektedir." diye konuştu.
İdare ile vatandaşın arasında yaşanacak sıkıntıları çözmek için çalıştıklarına dikkati çeken Malkoç, kurumun amacının vatandaşın hak arama kültürünü yaygınlaştırmak, idarenin kaliteli hizmet standardını yükseltmek olduğunu vurguladı.
Malkoç, kurumun yüzünün sempatik ve vatandaşa sıcak geldiğine işaret ederek, iyi yönetim ilkelerinin oluşmasında idareye yol göstermede ve kamuda şeffaflığı sağlamada önemli misyon yüklendiklerinin altını çizdi.
Öğrenci seçme sınavında mağdur olan bazı öğrencilerin taleplerini çözüme kavuşturduklarını anımsatan Malkoç, böylelikle hem kamu vicdanını rahatlattıklarını hem de mağduriyeti giderdiklerini bildirdi.
"Dostane çözüme önem veriyoruz"
Malkoç, vatandaşın avukatlığını üstlendiklerini, kamunun ise düşmanı olmadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kamu kurumlarına danışmanlık yapıyoruz. Dostane çözüme önem veriyoruz. Türkiye'de önceden insanlar haksızlığa uğradıklarında, 'git ver mahkemeye' deniliyordu. Mahkemeler de 4-5 yıl sürerdi. Şimdi mahkeme dışı alternatif çözüm yolları üretildi. Ceza davalarıyla ilgili uzlaşma kültürü geliştirildi. Türkiye'de 200 binin üzerinde dava uzlaştırmayla çözüldü. Yeni olduğu için eksikliği var. Anadolu'yu gezdiğimizde, barolardan şikayetler geliyor. Avukat arkadaşlarımız, 'belki savcı dava açacak, vatandaş bize vekalet verecek, bizim ekmeğimize mani oluyorsunuz' diye esprili şikayetlerde bulunuyorlar. Ben de avukat olduğum için rahatlıkla söylüyorum. Ama güzel bir şey uzlaşmak. Bunun yanında 2018'de yürürlüğe giren, sayısı milyonları bulan iş davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya gidilmesini gerektiren düzenleme yapıldı. Türkiye, en kudretli ve en rahat dönemini yaşıyor. Gerek içerideki şartlar gerekse de dünyadaki gelişmeler açısından."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...