Su Havzalarının Korunması ve Yönetim Planlarının Hazırlanması Hakkında Yönetmelik'te, Türkiye'deki su kaynaklarının bütüncül bir şekilde yönetilmesine ilişkin proje ve faaliyetlerde ortaya çıkan ihtiyaca yönelik bazı değişikliklere gidildi.
Adı, "Havza Yönetim Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve Takibi Yönetmeliği" olarak değiştirilen yönetmeliğe "Ulusal Su Planı", "Havza Yönetim Planı" ve "Havza Su Tahsis Planı"nın hazırlanması, onaylanması ve güncellenmesine ilişkin düzenlemeler eklendi.
Su kaynaklarının havza ölçeğinde paylaşımının sağlanması, geleceğe yönelik planlanması ve her sektörün ihtiyacı olan suyun adil bir şekilde karşılanmasına yönelik düzenlemeleri kapsayan yönetmelikte ilk kez Ulusal Su Planı'nın hazırlanması, onaylanması ve güncellenmesi ile ilgili hükümler de yer aldı.
Bu plan, su kaynaklarının teknik, ekonomik, ekolojik ve sosyal ihtiyaçlara ve uluslararası yükümlülüklere en uygun şekilde yönetilmesini sağlayacak ulusal su politikasının ana unsurlarını kapsayan en üst ölçekteki plan olarak uygulanacak. Ulusal Su Planı'na bağlı kalınarak hazırlanacak Havza Yönetim Planı'nın uygulanması ile su kaynaklarının havza esaslı yönetilmesi sağlanacak.
Yönetmelikte hazırlanması, onaylanması ve güncellenmesi ile ilgili tüm detayların yer aldığı, Havza Yönetim Planı'nı destekleyecek şekilde hazırlanacak Havza Su Tahsis Planı ile de su kaynaklarının, içme-kullanma, çevresel su ihtiyacı, zirai sulama, enerji ve sanayi gibi temel sektörler başta olmak üzere, havza bazında paylaşımının sağlanması, geleceğe yönelik planlanması ve her sektörün ihtiyacı olan suyun adil bir şekilde temin edilmesi hedefleniyor.
Bakanlıkça hazırlanan "İçme ve Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik"te ise kamulaştırma, madencilik faaliyetleri, imar uygulamaları, atıksuların bertarafı ve içme-kullanma havzası koruma planı gibi düzenlemeler yer aldı.
Daha önceki Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ile sadece su kaynaklarının kalitesinin korunması amaçlanırken söz konusu yönetmelikle su kaynaklarını hem kalite hem de miktar açısından korunması hedeflendi. Bu kapsamda göl, gölet, baraj gibi yerüstü su kaynaklarına ilave olarak dere, çay, nehir ve yeraltı suyu kaynaklarına ilişkin koruma esasları da düzenlendi.
Yönetmelikle kamulaştırma işlemi sadece içme suyu alma yapısını merkez alan, yarıçapı 300 metre genişliğindeki kara alanı ile kısıtlanırken, su kullanan idarece gerekli görülmesi durumunda mutlak koruma alanının tamamının kamulaştırılabileceği hüküm altına alındı. Böylelikle kamulaştırmaya ilişkin ortaya çıkan hukuki sorunların önüne geçilmesi amaçlandı.
"İçme-kullanma suyu" tanımı getirilerek kamulaştırmanın içme-kullanma suyunu kullanan idarece yapılacağı da düzenlenen yönetmelikle, atıksuların kanalizasyon aracılığıyla veya sızdırmaz foseptiklerde toplanarak orta mesafeli koruma alanındaki, uzun mesafeli koruma alanındaki veya havza dışındaki atıksu arıtma tesisine verilmesine imkan sağlandı.
Yönetmelikte orta mesafeli koruma alanı ve uzak mesafeli koruma alanında madencilik faaliyetlerine izin verilerek Maden Kanunu ile uyum sağlandı.
Ayrıca daha önceki Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği'nde imar uygulamalarına havza genelinde sadece kırsal niteliklerin korunması şartıyla izin verilirken, yeni yönetmelikle, 2 bin metreye kadar olan alanlarda yürürlükteki imar planlarının aynen geçerli sayılması, 2 bin metreden daha uzakta olan kısımlarda ise mevcut imar planlarında, gerekli çevresel altyapı ve kirlenme kontrolü tedbirlerinin yerine getirilmesi kaydıyla değişiklik yapılabileceği hüküm altına alındı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...