"Beşar gücüne çok güveniyordu. Bizi dinlemedi. Defalarca konuştuk. Telefonla görüştük. Temsilciler yolladık. Dışişleri Bakanımı gönderdim. Ve en son Ramazan ayında bir gece aradım. "Beşar bu gidiş iyi değil. Kendi halkına bombalar yağdırıyorsun. Tanklarla halkının üzerine gidiyorsun. Yarın Cuma bu başlangıç olsun. Bu işi bitir. Huzurlu bir şekilde vatandaşın bir Cuma namazı kılsın. Sağa vurdu sola vurdu. 'Benden gelmiyor bu dedi. Bunlar teröristler' dedi. Gel vazgeç" dedim. Ertesi gün 360 kişiyi şehid ettiler. Bu acımasız gidiş bakın Cuma namazında olan insanları bunlar öldürdü. Tabi ilişkilerimizi kestik. Şimdi arayışımız diplomasi. Siyasi arayış içerisindeyiz. Astana bunun önemli adımlarından bir tanesi oldu. Doğu Halep'ten biliyorsunuz Türkiye olarak 45 bin insanı çıkardık. Bunların şuanda bir kısmı İdlib'te. Bir kısmı Türkiye'de.
Her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Karşılamaya devam edeceğiz. Çünkü onları biz varil bombalarına terk edemeyiz. Ama Batı almaktan kaçıyor. Dikenli tellerle duvarlar örüyor. Bunlar insan değil mi? Uluslararası İnsan Hakları Beyannamemiz nerede? Ama biz dedik alacağız. Ve şuanda biz yeni bir çalışma daha yapıyoruz. Bununla birlikte belli bir kısmını vatandaş da yapacağız. Bunların içinde kalifiye elemanlar var. Doktor, mühendis, öğretmen var. Bu insanları şimdi çadıra konteynere mahkum etmek olur mu? Biz bunu insani, vicdani ve kardeşlik görevi olarak görüyoruz.
Şimdi Cenevre süreci başladı. Bu da bildiğiniz gibi Türkiye Rusya İran Cenevre süreciyle bunu biraz daha yükseltmek istiyoruz. Ve Cenevre'de atılacak adımlarla birlikte. Tabi Amerika'nın da katılımı söz konusu. Siyasi sürecin temenni ederim ki ateşkesi sağlamlaştırıcı bir süreç olur."
Sabah
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...