500 mağdur Doktor adına Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım isteyen açıklama şöyle:
BİZLER YURT DIŞINDA KENDİ İMKANLARIMIZLA TIP VE DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİNDE OKUYUP MEZUN OLMUŞ, ÜLKEMİZE HİZMET ETMEK ÜZERE VATANA DÖNEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARIYIZ. BİZLER "SEVİYE TESPİT SINAVI" ADI ALTINDA ‘TIPTA UZMANLIK SINAVINA‘ TABİ TUTULMAKTAYIZ TUS ÜLKEMİZDE HEKİM OLANLARA, UZMANLIK İÇİN ALAN SEÇME VE ELEME SINAVI OLMAKLA BERABER 2016 YILINDA DÜNYANIN EN ZOR BİLİMSEL 2. SINAVI SEÇİLMİŞTİR.
DÜNYANIN HİÇ BİR ÜLKESİNDE SEVİYE TESPİT SINAVLARINDA YANLIŞ CEVAPLAR DOĞRU CEVAPLARI GÖTÜRMEZKEN, YALNIZCA ÜLKEMİZDE YÖK'ÜN ÇIKARMIŞ OLDUĞU MEVZUATTA YANLIŞ CEVAPLARIMIZIN 1/4'Ü DOĞRU CEVAPLARIMIZDAN ÇIKARILMAKTADIR. BU DURUM SEVİYE TESPİT SINAV USULLERİNE AYKIRI BİR DURUMDUR. YAPILAN SINAV DENKLİK SINAVI DEĞİL TUS SINAVIDIR. UZMANLIK YERLEŞTİRMESİNDE SIRALAMA BELİRLEME AMAÇLI DETAY BİLGİ ÖLÇME SINAVIDIR.
64 DOĞRU İSTENMESİ HAKSIZLIK...
ALINAN ÇEKİRDEK EĞİTİM YETERLİLİĞİNİ ÖLÇME İLE HİÇ BİR ALAKASI OLMAYAN TUS SINAVINDAN YURT İÇİ MEZUNU 45 PUAN ALAN HEKİMLER UZMANLIK TERCİHİ YAPMAKTA İKEN, BİZLERDEN DENKLİK ALIP PRATİSYEN HEKİMLİK YAPABİLMEMİZ İÇİN 64 DOĞRU YAPMAMIZ BEKLENMEKTEDİR. GENE AYRICA TÜRKİYE'DEN MEZUN OLAN HEKİMLERİN PRATİSYEN HEKİM OLARAK ÇALIŞA BİLMESİ İÇİN BİR SINAVA GİRME MECBURİYETİ YOKTUR. BU HEKİMLER TUS SINAVINA GİRİP BAŞARISIZ OLSALAR DAHİ PRATİSYEN HEKİM OLARAK GÖREVLERİNİ YAPABİLMEKTEDİRLER. TUS SINAVININ MANTIĞI, DENKLİK SINAVININ MANTIĞINDAN TAMAMEN FARKLIDIR. DENK SINAVI KONUSU VE İÇERİĞİ ÇEKİRDEK EĞİTİM MÜFREDATINA GÖRE BELİRLENMELİ İKEN, TUS SINAVININ BİZLER İÇİN SEVİYE TESPİT SINAVI OLARAK KULLANILMASI SONUCU BU MAĞDURİYETLER YAŞANMAKTADIR. AYRICA DAHA ÖNCE BAŞBAKANIZ İLE YAPTIĞIMIZ GÖRÜŞMELER SONUCUNDA; YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMU DURUMU İYİLEŞTİRME ADI ALTINDA İLK DEFA 2 EYLÜL TARİHİNDE UYGULANAN "YAPILANDIRILMIŞ KLİNİK SINAV UYGULAMASI" BAŞLATMIŞTIR. BU UYGULAMA ANLAM VEREMEDİĞİMİZ DÜZEYDE PAHALI VE ÇOK AZ SAYIDA KONTENJAN İLE SINIRLIDIR. (ÜLKEMİZDE ASGARİ ÜCRET 1400TL İKEN BU YENİ UYGULAMANIN BAŞVURU ÜCRETİ 1475 TL DİR) BU SINAVA ALINAN KİŞİ SAYISININ ÇOK AZ OLMASI, FİYATININ PAHALILIĞI, SINAV İÇERİĞİNİN TUS SINAVINDAN DAHA ZOR OLMASI VE SINAVI KAZANAN KİŞİ SAYISININ ÇOK AZ OLMASI BU UYGULAMANIN DURUMU İYİLEŞTİRME ADINA YETERLİ OLMADIĞI GERÇEĞİNİ YANSITMAKTADIR.
YETERLİLİK SINAVINA BAŞKA ÜNİVERSİTELER DE GİRMELİ!
YÖK'ÜN DENKLİK VERMEK İÇİN KULLANDIĞI DİĞER BİR UYGULAMA İSE ULUSLAR ARASI ÜNİVERSİTE DÜNYA BAŞARI SIRALAMASI LİSTELERİ(URAP,WEBOMETRİCS GİBİ) EĞER BU LİSTELERDE İLK 1000 İÇİNDE YER ALAN BİR KURUMDAN MEZUN OLMUŞSANIZ DİREKT OLARAK TÜRKİYE'YE DENK SAYILIP BELGENİZ HAZIRLANIR, ANCAK 1001. SIRADAKİ BİR KURUMDAN MEZUN İSENİZ TÜRKİYE'YE DENK SAYILMAZSINIZ... VAHİM OLAN BİR GERÇEK VARDIR Kİ ÜLKEMİZ DE 2016 da ilk 1000 içinde sadece İstanbul, Hacettepe, Ege, Gazi, Ankara, Erciyes, Selçuk ve Dokuz Eylül Üniversitesi olmak üzere 8 üniversitemiz vardır. YÖK'E GÖRE DÜNYA SIRALAMARINDAN İLK 1000 İÇİNDE OLMAYAN KURUMDAN MEZUN HEKİMLER TÜRKİYE'DE ÇALIŞABİLECEK DÜZEYDE DEĞİLDİR, TÜRKİYE'DE 82 TIP FAKÜLTESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRSEK 2016 sıralaması ve kuralına göre 8 üniversite 9 tıp fakültesi İstanbul (Çapa ve Cerrahpaşa Tıp), Hacettepe, Ege,Gazi, Ankara, Erciyes, Selçuk ve Dokuz Eylül üniversitesi mezunları hariç diğer tüm mezunların yeterlilik sınavına girmesi gerekmektedir.
GENE ADİL OLMAYAN BİR DURUM İSE YUKARIDA BAHSETTİĞİMİZ LİSTELERDEN ÖRNEĞİN 1001. SIRADAKİ BİR KURUMDA 5. SINIFIN SONUNA KADAR TIP EĞİTİMİ ALIP ÜLKEMİZDE DENK SAYILMAYAN BİR ÖĞRENCİ, SON SINIFTA TÜRKİYE'DE ÖRNEĞİN WEBOMETRİCS SIRALAMASINDA 15.000. SIRADAKİ BİR ÖZEL ÜNİVERSİTEYE YÜKSEK MİKTARLARDA HARÇ PARASI ÖDEYEREK YATAY VEYA DİKEY GEÇİŞ YAPIP BU ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLDUĞUNDA (SON SINIFTA HİÇ BİR TEORİK EĞİTİM VERİLMEMESİNE RAĞMEN) SADECE TÜRKİYE'DEKİ BİR KURUMDA 1 YIL OKUYUP BURADAN MEZUN OLDUĞU İÇİN DENK SAYILMAKTADIR. MADDİ DURUMU BUNA ELVERİŞLİ OLMAYAN BİZLER BU GEÇİŞLERİ YAPAMAYIP SADECE SON SENEMİZİ TÜRKİYE'DE OKUYUP MEZUN OLAMADIĞIMIZ İÇİN BUGÜN UYGULANAN SINAV PROSEDÜRLERİNE TABİ TUTULMAKTAYIZ. BU KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİLDİR. LİZBON SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN DURUM: Ülkemiz tarafından 1/12/2004 tarihinde imzalanıp 28.2.2006 ve 26094, sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5463 sayılı Kanun uyarınca 8.1.2007 tarihinde onaylanarak 1.3.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Bölgesinde Yükseköğretim İle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin sözleşmenin I. Bölümünde “Tanıma”,bir yabancı eğitim belgesinin, eğitim ve/veya iş etkinliklerinde kullanılmak üzere yetkili makam tarafından resmi olarak kabulü şeklinde tanımlanmış; VI. bölümünün 1. maddesinde ise “Bir tanıma kararı, yükseköğretim belgesi tarafından belgelenen bilgi ve beceri esasına dayanıyorsa, her Taraf, tanımanın istendiği belge ile tanımanın istendiği Tarafça bu belgeye karşılık gelen diploma arasında önemli bir farklılık (substantial difference) görülmediği durumda, diğer Tarafta verilmiş yükseköğretim belgelerini tanıyacaktır.” kuralına yer verilmiştir. Anayasamızda da uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olduğu kuralına yer verilerek bu sözleşmelerin uygulanması zorunlu hale getirilmektedir. Ülkemiz Lizbon Sözleşmesi’ne (1 Aralık 2004) taraf olmasına rağmen, Türkiye lehine olan maddeleri uyguluyor ama istemediğini uygulamıyor.
ERASMUS BİLMECESİ
Örneğin YÖK, Europass hazırladıklarını söylüyor ancak Türklerin Avrupa’dan alınan Europasslar’ını kabul etmiyor. Ayrıca yine Türkiye, tüm Erasmus programlarını harfiyen uygulayıp, Türkiye’den AB ülkelerine binlerce öğrenci gönderiyor. Ancak örneğin Türkiye’den Bulgaristan’daki ya da başka ülkelerdeki üniversitelere Erasmus ile gönderdiği öğrencilerin diplomalarına denklik vermesine rağmen, aynı üniversitelerde okuyup oradan diploma alan ve aynı şekilde Erasmus programı ile Türkiye'de 1 yıl eğitim alan Türk öğrencilere denkliklerini vermiyor. Sebep olarak da örneğin Bulgaristan’daki üniversiteye üniversite sınavı olmadan girmeleri, oradaki yurtların pis oluşu vs gibi sebepler gösteriliyor. Türkiye’de üniversite sınavı var diye bütün dünyada da üniversite sınavı olacak diye bir şey yok. Bir çok gelişmiş ülke de öğrencilerini sınavsız, lise dereceleriyle ve/veya mülakatla seçiyor.
Bazı insanlar da “evet YÖK haklı, çünkü bilmem ne ülkesinden parayla diploma alınıyormuş, elbette araştırsın” diyenler var. Evet, biz de elbette ki böyle insanların diplomalarının kabul edilmemesini istiyoruz, — zaten bizim de, ya belge bürokrasisi ya da hiç denklik verilmemesi gibi mağduriyet yaşamamızın asıl sebebi de bu tür insanların önceden yaptıkları yolsuzluklar— . Yurtdışında okumak gerçekten kolay değil, bir çok öğrenci maddi ve manevi olanaklardan yoksun olarak, ailelerinden ve yakın çevresinden ayrı olarak zorluklarla yıllarını geçiriyor ama ülkesine geri döndüğünde de orada bitirdiği üniversiteden mezun bir üniversite mezunu olarak dönmek istiyor. Türkiye, farklı ülkelerden gelen bir yabancının diplomasını kabul ettiği gibi, orada üniversite okuyan bir Türk öğrencinin de diplomasını doğal olarak kabul etmeli. Madem serbest ekonomi ve serbest rekabet olan bir ülkemiz var, herkes aldığı diploma ile aynı rekabet ortamının içine girebilmeli. Kimse zaten “ben Bulgaristan’dan ya da Rusya’dan ya da Harvard’dan diploma aldım, bunu YÖK’e vereyim, bunun yerine bana Hacettepe diploması verilsin” demiyor. Herkes sadece kendi okuduğu üniversitenin ülkesi ile yaptığı eğitimin derece karşılığının Türkiye’de de olmasını istiyor. Kısacası herkes ne okuyorsa okusun, kimse kimsenin diplomasında gözü yok ama öğrencilere çelme takıp, üniversite bitirmiş birisine lise mezunu muamelesi yapılmaması gerekir. Zaten rekabet ortamında herkes yolunu bulacaktır, örneğin Nijerya’nın bir üniversitesinden mezun olan Türk ile Harvard mezunu zaten serbest piyasada aynı kategoriye konulmayacaktır ve herkes zaten iş ararken aldığı eğitime, yaptığı araştırmalarına ve orada yaşadığı deneyime göre değerlendirilecektir. Ama Nijerya’da üniversite bitirmiş bir insan da, bütün Dünya’da da kabul edildiği gibi Türkiye’de de üniversite mezunu kabul edilmelidir. Öte yandan, hele ki Türkiye’de de yurtdışındaki birçok kötü üniversiteden daha kötü durumdaki bazı üniversitelere de YÖK lisans vermiş durumda.
28 ŞUBAT MAĞDURLARI DA VAR
Başka bir sıkıntılı vaziyet ise 28 şubat post modern darbesinden sonra Başörtülü olmaları ve İmam Hatip mezunu olmaları bir suçmuş gibi Türkiye'de Eğitim alma hakları ellerinden alınan ve zulme maruz bırakılan binlerce kardeşimiz Yurt dışı eğitime mecbur kalmışlardır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Ülkelerine döndüklerinde hepimizin maruz kaldığı katı denklik prosedürlerinde süründürülerek adeta cezalandırılmaya devam edilmişlerdir. Yakın dönemde bu durumların düzeltilmesiyle, artık yurt dışında okumaya mecbur olmadıkları için gidenlerin sayısı da git gide azalmıştır.
Mezun olduğumuz üniversitelerden aldığımız diplomalar Avrupa Birliği Dahil bir çok ülkede sadece gidilecek ülkenin dilini orta düzeyde bilip bunu dil sınavı ile ispatlamak şartı ile direkt geçerlidir. Ancak bizlerin tek gayesi gurbet ellerde değil, kendi Vatanımızda kendi İnsanlarımıza hizmet vermektir. Ayrıca Ülkemizdeki 20 bin uzman ve 10 bin pratisyen hekim açığı ve yukarıda anlatmış olduğumuz sebepler göz önünde bulundurulduğun da, Devletimizin bizlere sahip çıkması gerekmektedir, hekimlik mesleğinin eğitimindeki temel esas Usta-Çırak ilişkisidir. Buna göre bizlerin YÖK bünyesinden alınıp Sağlık Bakanlığımız tarafından Mesleki Yeterliliğimizin 6-12 Ay arası hastanelerimiz de yaptırılacak Staj ve Adaptasyon Eğitimi ile tespit edilip, yeterli bulunan hekimlerin direkt atamalarının yapılmasını talep etmekteyiz. Bu Şekilde hakkı ile okuyup mezun olan ile şaibeli bir durumda okuyup mezun olan öğrenciyi çok rahat bir şekilde devletimiz tespit edebilir..
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan olmak üzere Devletimizin bizlere sahip çıkıp, bu kanayan yaramızı iyileştireceğinden hiç şüphemiz yoktur... Gereğinin yapılmasını arz eder, saygılarımızı sunarız...
TURKTIME /ÖZEL