İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Akşener'in açıklamalarından satır başları:
Asgari ücretin yüzdesiyle övünüyorlar ama bir ay içinde enflasyonun o ücreti nasıl eritip bitirdiğiyle asla ilgilenmiyorlar
Zampiyonlar Ligine çevirdikleri ülkede bir ay önce markette 100 lira ödediğimiz ürünlere bugün 156 lira ödüyoruz
Çiftçi dostu olarak kurulan Ziraat Bankası bugün yandaş dostu banka oldu. Bankanın her verdiği 100 liralık kredinin sadece 14 lirası çiftçiye gidiyor.
Türk lirasındaki dünyada eşi benzeri görülmemiş değer kaybında Putin ve İran'a doğal gaz bağımlılığının etkisi var
İktidara geldiğimizde mutlaka kendi doğal gaz rezervlerimizi oluşturacak Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden daha ucuz tedariği gerçekleştireceğiz
Milletin çocuğu iş bulamazken, iş aramaktan yorulmuş mümkünse yurt dışına gitmeyi düşünürken yandaşlara aktarılan para AK Parti'nin soygun düzeninin süslü rakamlarıdır
Akaryakıtı Taliban'ın Afganistan'ı savaşın içindeki Esad'ın Suriye'sinden daha pahalı kullanıyoruz. Mazot 17 lirayı geçmişken tarlada 1 lira olan domatesin markette 20 lira olmasının sebebi lobiler dış güçler değil bizzat sensin sen.
"HER FIRSATTA NUTUK ATMAKTAN VAZGEÇ BIKTIRDIN ARTIK"
"Türkiye'nin içine düşürüldüğü sıkıntılardan bir çıkış yolu olarak emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Aziz milletim değerli genç kardeşlerim yaşadığınız hayata size sunulan koşullara baktığınızda aklınıza ilk ne geliyor? Ne çektik be mi diyorsunuz yoksa ne çektiniz be cumhurbaşkanım mı diyorsunuz. Cevap gün gibi ortada. Ama belli ki memleketin gerçekleriyle bağını kopartalı uzun zaman olmuş sayın Erdoğan'ın da o cevabı duymaya ihtiyacı var. Çünkü fark etmişsinizdir, telefonunu çıkar bakalımcı dayıların büyük üstadı bir süredir sizlere dizilerdeki bilge adamlar edasıyla 'teksir kağıdı nedir biliyor musunuz?' diye soruyor. Kendisi teksir kağıdından dolayı çok mağdur olmuş çok acılar çekmiş vah vah. Ama nedense yaşadığı o teksir kağıdı dramına rağmen cumhuriyetimizin Kasımpaşa'dan çıkan teksirzede sayın Erdoğan'a bu ülkede cumhurbaşkanı olma fırsatını olmuş gerçeğini nedense söylemiyor.
Hatta bir de çıkıp kuşe kağıdını getirmekle övünüyor. Her hafta yeni bir icadını tanıtan Erdoğan'ın bu hafta da kuşe kağıdını icat ettiğini öğrendik. Hayırlı uğurlu olsun. Madem öyle gelecek haftaki müthiş icadını heyecanla beklerken kendisin bazı sorular soralım. Biz sarı defterlerle okuduk bu mevkilere kadar geldik .Her birimiz teksir kağıdı nedir elbette biliriz.
Peki sen kuşa kağıtla okumasına rağmen okuduğu okulun hiçbir faydasını görememek nedir bilir misin? Sınavlarda yüksek puanlar almana rağmen mülakatta hakkının yenmesinin acıdı nedir bilir misin? Bırak cumhurbaşkanı olmayı devlet memur bile olmayı hayal edememek nedir bilir misin? Bilemezsin sayın Erdoğan, çünkü aynı sen de benim gibi cumhuriyetimizin sunduğu fırsat eşitliğinden, sağladığı imkanlardan faydalandın ve bugün senin yönettiğin Türkiye'de gençlerimiz cumhuriyetin sunduğu imkan ve fırsatlardan yoksun kaldı. Bu gerçeği ne kağıtla ne bina ile ne de hamasetle kapatamazsın. Ben büyüdüğüm ülkenin imkanlarını bugün gençlerimize sağlayamadığım için kendimi suçlu hissediyorum ve bu durumdan utanıyorum.
Artık sen de takkeni önüne koy bu gerçeklerle yüzleş. Devri iktidarında gençleri yarı yolda bırakmanın sorumluluğuyla yüzleş. Her fırsatta çıkıp da gençlere nutuk atmaktan artık vazgeç be kardeşim. Sıktı artık bıktırdın artık!
"ZAMPİYONLAR LİGİNE ÇEVİRDİKLERİ MEMLEKETİMİZDE 100 LİRA ÖDEDİĞİMİZ ÜRÜNLERE BUGÜN 156 LİRA ÖDÜYORUZ"
Biliyorsunuz, Bay Kriz ve arkadaşları için, her şey sayılardan ibarettir. Ancak kendileri, verdikleri sayıların niteliğiyle, karşılığıyla ve sonuçlarıyla, asla ilgilenmezler. Mesela çıkıp; 'Bizden önce, 526 bin olan öğretmen sayısını, 993 bin 670'e çıkardık' derler. Ama, o 993 bin öğretmenimizin içerisinde; atanamadığı için, intihar eden kardeşlerimizle, asla ilgilenmezler. Mesela çıkıp 'Bizden önce 76 üniversite vardı, biz bu sayıyı 207’ye çıkardık' derler. Ama o üniversitelerden mezun olduktan sonra; işsizlik sarmalında çile çeken gençlerimizle, asla ilgilenmezler. Madem bu arkadaşlar, sayıları bu kadar çok seviyor, o zaman gelin, biz de bazı sayılardan bahsedelim.
Mesela, enflasyondan konuşalım. TÜİK’in açıkladığı hâliyle bile yıllık gıda enflasyonumuz, yüzde 55 olmuş. Bırakın OECD’yi, Arjantin’e bile, 5 puan fark atmışız. “Zampiyonlar Ligi’ne” çevirdikleri memleketimizde, sadece bir yılda; Patlıcanın fiyatı yüzde 166, Patatesin fiyatı yüzde 123, salatalığın fiyatı yüzde 111 artmış. Çok değil, bundan daha bir yıl önce; Markete gittiğimizde, 100 lira ödediğimiz ürünlere bugün 156 lira ödüyoruz.
“ZİRAAT BANKASI’NIN VERDİĞİ, HER 100 LİRALIK KREDİNİN, SADECE 14 LİRASI, TARIMA GİDİYOR”
Bugün çiftçi dostu olarak kurulup, iktidarın yandaş müteahhitlerinin dostu hâline getirilen Ziraat Bankası’nda tarıma verilen krediler, toplam kredilerinin yüzde 14’ünü oluşturuyor. Yani Ziraat Bankası’nın verdiği, her 100 liralık kredinin, sadece 14 lirası, tarıma gidiyor. İşte bu yüzden, hep söylediğimiz gibi İYİ Parti iktidarında, Ziraat Bankası’nı yeniden çiftçinin dostu yapacak, kamu bankalarının sırtına, adeta sülük gibi yapışan, yandaş şirketleri de söküp atacağız.
“DOĞAL GAZ KESİNTİLERİ, HÂLÂ YÜZDE 20 ORANINDA, DEVAM EDİYOR”
Türk Lirası’ndaki, dünyada eşi benzeri görülmemiş değer kaybından, Putin’e ve İran’a bağlı doğal gaz ithalatından, Azerbaycanlı kardeşlerimizin Türkmen kardeşlerimizin, Özbek kardeşlerimizin Kazak kardeşlerimizin doğal gaz kaynakları dururken Rusya’nın kaynaklarına, bel bağlamaktan kaynaklanıyor.
Akdeniz’de, herkes gaz arıyor, bir tek biz arayamıyoruz. Çünkü dış politikadaki politikasızlık, enerjide de bizi vuruyor. Üstelik doğal gaz sadece pahalı değil, aynı zamanda miktarı da yetersiz. Doğal gaz kesintileri, hâlâ yüzde 20 oranında, devam ediyor.
"OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ’NÜN GEÇİŞ ÜCRETİ; DEMİREL VE ÖZAL’IN YAPTIRDIKLARININ, TAM 81 KATI"
Gelin, size birkaç örnek vereyim. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Demirel. Nasıl yapıldı? Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 8 lira 25 kuruş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Özal. Nasıl yapıldı? Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 8 lira 25 kuruş. Peki Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı? Kamu özel iş birliği yöntemiyle. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 19 lira. Sadece bu kadar mı? Hayır. Hazine de, otomobil başına, 39 lira ödüyor. Yani, yandaşın otomobil başına alacağı para 58 lira. Yani, diğer iki köprünün tam 7 katı. Bir de Osmangazi Köprüsü var. Onu kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı? Kamu özel iş birliği yöntemiyle, yandaşlar tarafından. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 184 lira 50 kuruş. Sadece bu kadar mı? Hayır. Milletin ödediği 184 buçuk liraya ilave olarak Hazine de 487 buçuk lira ödüyor. Osmangazi Köprüsü’nün geçiş ücreti rahmetli Demirel ve Özal’ın yaptırdıklarının, tam 81 katı. Evet yanlış duymadınız. Tam 81 katı! Bunun 22 katını, köprüyü kullanan vatandaşlarımız ödüyor. 59 katını da ister kullanalım ister kullanmayalım, milletçe hep beraber ödüyoruz. Şu rezaletin büyüklüğüne bakar mısınız? Tabi 4 köprü fiyatına, sadece 1 köprü yaptırırsanız, üstelik geçiş ücretini de dolara bağlarsanız olacağı budur. Bunlar sadece bir örnek. Otoyollar için de durum aynı. İşte size, yandaş beslemenin milletimize olan faturası. İşte size, Ak Parti’nin süslü rakamlarının ardındaki soygun düzeni. İşte size, neden “Projeye değil, ranta karşıyız.” diye kampanya yaptığımızın sebebi.
"TÜM BUNLARIN SEBEBİ BİZZAT SENSİN SEN!"
Ülkemizde canımızı yakan bir başka konu da maalesef akaryakıt fiyatları… Mesela biz şu an akaryakıtı Amerika’dan, Angola’dan, Etiyopya’dan ve Arjantin’den daha pahalıya kullanıyoruz. Avrupa’daki Belarus’tan, Asya’daki Endonezya’dan, daha pahalıya kullanıyoruz. Hatta Taliban’ın Afganistan’ından, savaşın ortasındaki Esad’ın Suriyesi’nden bile daha pahalıya kullanıyoruz.
Ülkemizde, son bir sene içerisinde benzin fiyatları yüzde 134, mazot fiyatları yüzde 159, LPG fiyatları da yüzde 143 arttı. Bir de utanmadan çıkıp; ‘Domates tarlada 1 lira, markette neden 20 lira?’ diye nara atıyorlar. Yahu el insaf! Mazot 17 lirayı geçmişken, tarladaki 1 liralık domates, tezgâhta nasıl 1 lira kalsın? Sayın Erdoğan; Sağda solda düşman kuvvet aramaktan artık vazgeç. “Hayat pahalılığını neden bitiremiyorsunuz, bu gıda fiyatları neden uçuyor?” diye sorduğumuzda suçu domates-biber-patlıcan lobisine atarak, meseleyi çözemezsin. Domatesin tarlada 1 lira, markette 20 lira olmasının sebebi ne nakliyecilerimiz ne manavlarımız ne halcilerimiz ne de marketler değil. Sanayiciyi üretemez hale getiren maliyetlerin sebebi o pek bir sevdiğin, her fırsatta kıyak yaptığın dış güçler ve faiz lobisi değil. Uçan akaryakıt fiyatlarının sebebi de ne fayton lobisi, ne de elektrikli araç spekülatörü Elon Musk’ın bize çektiği bir operasyon değil. Tüm bunların sebebi, bizzat sensin sen! Hiç kusura bakma.
ÖZGÜRLÜĞÜ VE EGEMENLİKLERİ İÇİN VERMİŞ OLDUKLARI SAVAŞTA, ONLARLA BİRLİKTEYİZ
Bugün, Türk Milleti olarak, hepimizin yüreği, bir başka millet için çarpıyor. Ukrayna’nın vermiş olduğu mücadeleyi, belki de en iyi biz anlıyoruz. Bu vesileyle, Ukrayna’nın cesur evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Ülkelerinin özgürlüğü ve egemenliği için vermiş oldukları savaşta, onlarla birlikteyiz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...