Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ensar Vakfı Ankara Şubesince, Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonu'nda Ensar Buluşmaları Programı kapsamında düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı sistemi ve sağlıkta dönüşümün ikinci aşaması neler getirecek?" başlıklı etkinlikteki konuşmasının ardından, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Bakan Akdağ, "Bazı üniversite hastaneleri Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışıyor. Başarılı örnekler de sergileniyor. Buradan hareketle, üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığına bağlanması şeklinde bir yasal düzenleme düşünceniz var mı?" sorusunu, "Şu anda böyle bir düşüncemiz yok. Ancak üniversite hastanelerinin önemli bir bölümünün mali problemleri var, işletme sorunları var. Dolayısıyla, Sayın Başbakanımızın da talimatlarıyla Maliye Bakanlığı, YÖK, Sağlık Bakanlığı olarak çalışıyoruz. Kamu üniversitelerinin hastanelerini kuvvetlendirecek, mali durumlarını iyileştirecek, biraz daha oraları birer güçlü sağlık kuruluşları hale getirecek bir yeni model üzerinde çalışıyoruz. Ama Sağlık Bakanlığına bağlama anlamında değil." diyerek yanıtladı.
Bu yıl içinde 5 bine yakın eczacılık öğrencisinin mezun olduğu, hastanelere yapılan atamalarda 100 öğrencinin alındığı belirtilerek, bunun artırılmasının ve kura dışında sınavla da alım yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine ise Akdağ, şunları kaydetti:
"Biz bugüne kadar eczacılık, diş hekimliği ve doktorlukta puana dayalı bir alım yapmadık. Yapılabilir mi? Mümkündür, üstünde çalışmak lazım. Bu soruyu 10 sene önce hiç sormazdınız. Çünkü, kamuya eczacı alınması diye bir kavram yoktu zaten. Eczacılar, dışarıda gider ve eczane açardı. Çünkü, usul buydu. Şimdi, çok sayıda eczacı alıyoruz, daha da alacağız.
Kamuda istihdam meselesinin esas cevabı bence şudur. Yükseköğretim Kurumu ve üniversiteler, bizim 2010 yıllarında hazırladığımız planlama var. Türkiye'nin 2023 yılına kadar ne kadar sağlık profesyoneline ihtiyacı olur diye. Bu ihtiyaç cetvellerine göre yeni bölümler açılmalı ve öğrenci alınmalı. Bunun üstünde yeni bölümler açılır ve öğrenci alınırsa istihdam meselesini hiçbir zaman çözemeyiz. Şimdi, YÖK ile bunu konuşuyoruz. Artık 2030 falan demek lazım. Bu sayıya bakıp, bu sayıyı dolduracak biçimde belki bunun azıcık üstüne çıkabilir, çünkü mesleği bırakanlar da oluyor. Bunun için yeni öğrenci alımı planlaması yapılması lazım."
"Kimliği olmayan göçmenler, sağlık hizmetlerini polikliniklerde alamıyorlar, sadece acilde hizmet alıyorlar. Bunun için yapılandırma var mı?" sorusu üzerine Akdağ, "Kimliği olmayan bir göçmene, acil sağlık hizmetini zaten veriyoruz. Bunun ötesini ise şöyle planladık. Bir şekilde sağlık kuruluşuna gelen kişinin, sağlık hizmetini verebiliriz ama o sırada kimliğini de çıkarmış oluruz. Çünkü, kimliğini çıkarmadan bir kişiye her türlü hizmeti verme durumu, ülkenin geleceği açıcısından riskli bir iş." diye konuştu.
Bu kişinin, belki ülkeye başka bir amaçla gelmiş olabileceğine dikkati çeken Akdağ, Türkiye'ye gelen göçmenlerin hepsine kimlik verildiğini anımsatarak, "Bu biraz kişilerin ihmallerinden kaynaklanıyor. Bir taraftan sağlık hizmeti verirken bir taraftan onun kaydını da gerçekleştirecek göçmen idaresiyle, arada bu bağlantıyı kuracak bir yazılım üzerinde ilgili bakanlıkla çalışıyoruz." bilgisini verdi.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |