Sürekli büyüme rakamı açıklamanın bir anlamı olmadığını, bunun sokağa yansımadığını belirten Külünk, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda “betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmediğini” vurguladı.
Külünk’ün ifadeleri şöyle:
Kalkınma göstergelerinin en önemlileri halkın mutluluğu ve refah seviyesidir. Özellikle dar gelir grubu ve orta sınıfın refahı ekonomi yönetiminde temele oturtulmalıdır. Ekonomi bürokratlarının ne hikmetse ilgisini çekmeyen bu alana acilen dokunulmalıdır.
Türkiye’de en az kazanan ile en çok kazanan arasındaki fark 23 kattır. En tepedeki yüzde 10’luk nüfus toplam gelirin yaklaşık yüzde 55’ine sahipken, en alt yüzde 50’lik nüfusun toplam gelirden aldığı pay yüzde 12’lerdedir.
En üstteki yüzde 10’luk kesim toplam servetin yüzde 67’sine sahipken, en alttaki yüzde 50’lik nüfus toplam servetin sadece yüzde 4’üne sahiptir. Acaba ekonomi yönetimi bu tabloyu okuyor mu? Bürokratlar bu tablodan haberdar mı?
“MEVCUT POLİTİKA YÜZDE 10'U MUTLU EDİYOR”
Sürekli büyüme rakamı açıklayarak sokağın gönlünü almak mümkün mü? Çünkü sokağa indiğinizde büyümeyi hissedenlerin çoğunun yüzde 10’luk dilime sahip kesim olduğunu görüyoruz. Mevcut politika ve tercihler alt ve orta gelir grubundan daha çok yüzde 10’u mutlu ediyor.
Burada dikkat. 15 Temmuzda sokağa inenlerden kaç tanesi yüzde 10’luk gruptaydı? Ak Parti iktidarlarını 20 yıl boyunca omuzunda taşıyan daha çok hangi gruplardı? Büyüme rakamları açıklandığında sokak neden tepkili?
Kamu bankaları acilen asli vazifelerine odaklanmalıdır. Esnaf, sanatkar, KOBİ, çiftçi, öğrenci, işçi, memur gibi kesimlerin ihtiyaçları için kurulmuş olan Kamu bankaları milli kaynakları millet lehine kullandırmalıdır. İnşaat sektörüne kaynak aktarımı minimize edilmelidir.
Betona gömülen paradan vatandaşa bir pay düşmüyor. Yüzde 10’luk kesime verilen krediler yüzde 50’lik kesimin refahını artırmıyor. Dar bir elit kesim servetine servet katıyor. Bu düzeni baştan aşağı değiştirmek zorundayız. Sokağı duymayan, sokağı görmeyen teknokrat akıl sorgulanmalıdır.
2023 yolunda ilerlerken en kritik alan olan ekonomide kaynakların betona, holdinglere ve büyük şirketlere akıtılmasının önüne geçilmeli ve halkın refahına odaklanılmalıdır. Türkiye’nin büyüme sorunu yok diyerek bu işin içinden çıkılamaz.
Odak noktası halkın sofrası ve geçimi olacak bir politikayı benimsemek ve geç olmadan acilen bunu duyurmak ve uygulamak mecburiyetindeyiz. Unutmayın elit kesimler her devirde yolunu bulur.
Ancak tabanın büyük kısmını oluşturan dar ve orta gelir grubu Türkiyemizin Sayın CB’mızın Liderliğinde verdiği büyük mücadelenin omurgasıdır. 15 Temmuz mitinglerinde bu omurga dimdik ayakta elitler ise perde arkalarında idiler. Omurga ne kadar sağlam ve sağlıklıysa beden de o kadar sağlam ve sağlıklı olur. Omurgayı ihmal eden teknokratik aklı sorgulamak ve ülkenin kredi kaynaklarını dar ve orta gelir grubuna kanalize edecek düzenlemeleri hayata geçirmeliyiz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...