Metiner, "Üç dönem kuralı AK Partimizin en önemli ilkelerinden biriydi. Ne olduysa oldu ve istisnalar dönemi başladı. Şahsen istisnaların olduğu yerde ilkenin anlamını yitireceğine inananlardanım. Keşke bu dönemin kapıları hiç aralanmasaydı" dedi.
Metiner'in "Hangi yasaklardan niye yanayım?" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Kim ki yasaklardan yana değilim diyorsa yalan söylüyor. Herkesin kendine göre yasakları var. Öyle ya da böyle var…
Partilerin de yasakları var. Her ilke bir yasağı barındırır zaten. İlkesi olmayan partinin ülkeyi veya şehri yönetirken vereceği zararı tasavvur etmek bile imkânsız.
Belediye seçimlerine doğru hızla yaklaşıyoruz. AK Partimizin koyduğu bazı ilkeleri ve dolayısıyla yasakları kendi adıma çok önemsediğimi belirtmek isterim.
Evet lafı dolandırmadan belirteyim: O yasakları savunuyorum.
İşte benim savunduğum yasaklar...
Üç dönem kuralı
AK Partimizin en önemli ilkelerinden biriydi. Öyle ki liderimizin asla taviz vermeye yanaşmadığı, gündeme geldiğinde de hassasiyetini ve kararlılığını en üst perdeden gösterdiği bir ilkeydi bu. Üç dönemini tamamlamış milletvekili ve belediye başkanı arkadaşlarımıza yeniden aday gösterilme yasağı getiriliyordu. Daha doğrusu bir dönem ara verip tekrar istiyorsa aday adayı olabilme hakkı tanınıyordu.
Bunun çok büyük yararı vardı.
Bir: Siyasal elit değişimi açısından AK Parti’ye zindelik katıyordu.
İki: Şahısların kendilerini partilerinden/davalarından büyük ve önemli görme illetinin önüne geçiliyordu.
Ne olduysa oldu ve istisnalar dönemi başladı. Şahsen istisnaların olduğu yerde ilkenin anlamını yitireceğine inananlardanım. Keşke bu dönemin kapıları hiç aralanmasaydı.
Şayet AK Parti’miz üç dönemlerini tamamladıkları halde mevcutların yerine halkta ve teşkilatta karşılığı çok daha fazla olan yeni isimler çıkartamamışsa/çıkartamıyorsa zaten siyaseten bitmiş demektir.
Ben öyle olduğu kanaatinde değilim. AK Parti’nin mevcuda veya eskiye mecbur ve mahkûm olmayan çok güçlü ve saygın kadroları bünyesinde barındırdığı kanaatindeyim. Başka türlü bir algı teşkilatlarda ve halkta olumsuz sonuçlar doğurur. “Kibir abideleri” bu yüzden ortaya çıkar. “Ben olmazsam!” diye başlayan cümleler, “Ben olmasaydım kaybederdik, benimle kazanıldı!” tarzındaki yaklaşımlar parti gücünün üstüne şahısların gücünün ikame edilmesine neden oluyor.
Buna çok dikkat edilmelidir.
Herkes şunu bilecek: Ben, liderimin ve partimin gücü sayesinde kazandım.
Başka türlü bir algı veya gerçeklik AK Parti’nin dava ahlakını tüketir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...