İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, YSK İstanbul seçiminin iptal edilmesine yönelik açıkladığı gerekçeli kararı “Minareyi çaldılar, gerekçesi 250 sayfa” sözleriyle değerlendirdi.
Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nın haberine göre; kararda “belgelenmiş bir tek çalma-çırpma olmadığını” vurgulayan Akşener, “Bir tarafta muhteremler adaletin üzerinde tepinirken, diğer tarafta, ilginçtir; Erdoğan bu suçluluk psikolojisi ile olsa gerek, filozof kesildi. Adalet ile ilgili lügat parçalıyor.
Darbenin gerekçesi olmaz. Darbe darbedir. YSK’nin açıkladığı şey gerekçeli karar değil darbe bildirisidir. Yüzlerce sayfa yazıp da söyleyemedikleri şey şudur: “Ne yapsaydık yani? Erdoğan talimat verdi, biz de mecburen iptal ettik” dedi.
Akşener, partisinin olağanüstü tüzük kurultayında delegelere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Saray karadelik gibi: Ülkenin haline bakın... Belediyeler yağmalanmış. Bakanlıklar arpalık olmuş. Yargı, çay bahçesi, Saray ise karadelik gibi ne varsa yutuyor. YSK adeta AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı. İktidar adeta sandık darbecisi. Ortağı da onun “hınk” deyicisi. Bir de “Damat” var ki düşman başına. Bastığı yerde ot bitmiyor. Sayın Erdoğan “Bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle dövizle nasıl uğraşılırmış görün” diyordu. Yetkiyi aldı ama faizle dövizle uğraşacağına, milletle uğraşıyor.
Beka sorununa ne oldu? Üç-beş oy fazla almak için millete “illet, zillet, terörist” deyip durdular. Hani Türkiye’nin beka sorunu vardı? Ne oldu beka sorununa? 31 Mart’ta o kulak çekildi. Olan biten bu. Şimdi hepsi “sevgi kelebeği” pozu veriyor. Hatta Erdoğan’ın kalbi maşallah o kadar yumuşamış ki “Hepimiz aynı gemideyiz” demeye başladı. “Gemiyi ne güzel batırıyorsunuz” diyerek alkış mı tutalım? Doğrudur, hepimiz aynı gemideyiz. Ama biz, “bu gemi milleti selamete çıkaracak bir Bandırma Vapuru” diyoruz. Bütün bu yumuşama söylemlerinin bir tek maksadı var: 6 Mayıs darbesini unutturmak istiyorlar. Biliyorsunuz, Erdoğan, darbeci Kenan Evren’in bile yapmadığı bir işi yaptı, sandığı tekmeledi. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi Erdoğan’ın millet iradesine karşı yaptığı bir sivil darbedir.
Kendini konumlandırıyor: Kendini devletin, iktidarın ve gücün sahibi sanan bu muhteremin psikolojisi çok ilginç. Olayı direkt Allah’a bağlayarak kendini de arada konumlandırıyor. Bu son derece sakat bir zihniyettir. İslam tarihi bu sakat zihniyetin örnekleriyle doludur. Ayrıca, Erdoğan’a hatırlatmak isterim: Türk devlet geleneğinde “Töre konuşunca Han susar” diye bir anlayış vardır. Töre nicedir konuşuyor da sen televizyonlardan bağıra bağıra törenin sesini kesmeye çalışıyorsun. Bugün, milletimize bir kez daha “çözüm” adı altında tuzak kurulmaya çalışılmaktadır. İktidarın küçük ortağının, “Öcalan avukatlarıyla görüşsün” diyerek başlattığı bu süreç, çözüm sürecinin tekrarıdır. Terörist başının avukatlarıyla görüştürülmesi, bölücü örgütü yönetmesine izin vermek demektir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...