Ülke gündemine oturan olay, 2010’da Kassel’den Frankfurt’a trenle seyahat eden Alman vatandaşı siyahi bir gence yapılanlar ile başladı. Polis, hiçbir neden göstermeksizin 25 yaşındaki öğrenciden kimliğini göstermesini istedi. Bunu reddeden genç gözaltına alındı. Sonunda kimliğini gösterdi ama polislere uygulamanın Nazilerin SS subaylarını hatırlattığını söyledi. Bunun üzerine hakkında polise hakaretten dava açıldı. Genç adam da yapılanın yasa dışı olduğu gerekçesi ile dava açtı. Ancak bu hafta kararını açıklayan mahkeme, yasa dışı göçü engellemek için polislerin tren, havaalanı ve sınır bölgelerinde ‘yabancıya benzeyen kişileri’ nedensiz yere arayabileceğine hükmetti. Mahkeme ‘ten rengi ya da esmerliğin’ kriter olarak kullanılmasının anayasaya aykırı olmadığını belirtti.
‘Milli takımımıza bakın yeter’
İnsan hakları örgütleri ve basın, kararda yer alan ifadelere ‘Nazi dönemi uygulaması’ diyerek isyan etti. Almanya İnsan Hakları Enstitüsü “Uluslararası kurumlar insanların etnik köken ya da ten rengine göre ayrımcılığa uygulamasını yasaklar” dedi. Berliner Zeitung başyazısında “Bu kriterler sorgulamalı. Milli futbol takımımıza bakın. Futbol takımımız, Almanların bugün artık sadece sarışın mavi gözlü Sebastian ve Manuel’lerden oluşmadığını gösteriyor. Mesut, Sami ve Miroslav’lar da var” yorumunu yaptı.