Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bundan sonra Bakanlık olarak 3 tane daha hedefleri olduğunu bildirerek, ''o üç hedefi de gerçekleştirirsek o zaman artık Enerji Bakanlığı bir rutine girmiş olacak. Bunlar nükleer enerji, Nabucco Projesi ve Karadeniz'de kendi doğalgaz ve petrolümü bulmak'' dedi.
Bakan Güler, ''nükleer enerji santrali ihalesinde çoğu gitti azı kaldı. Yüze yüze kuyruğuna geldik. Bu çalışma yürüyor. Nabucco Projesinde kazma vurmaya yakın durumdayız. Biz ödevlerimizi yaptık. Partnerlerimiz cevap verir vermez haziran ayına kadar bu anlaşmayı imzalarız. Bir rüyayı da gerçeği dönüştürmüş olacağız. Karadeniz'de kendi doğal gaz ve petrolümü bulmaktır. Bu noktada çok sessiz ve sakin bir şekilde sismik çalışmalarımızı yaptık. Ümitli olduğumuzu söyleyebilirim. Sondaj ve petrol platformlarımızı getirdiğimiz takdirde burada da önemli bir adımı atmış olacağız'' diye konuştu.
Güler, SEDAŞ'ın devri nedeniyle Swiss Otelde düzenlenen törende yaptığı konuşmasında, ampulün bulunuşunun bugün 130. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, ''6 yıl geriye gidiyorum. Apartmanlarda, merdivenlerin girişinde elektrik kesintilerine karşı mumlar yanardı. Orada ampul, mumlar ile yer değiştirmişti'' dedi.
Bakanlık olarak sürdükleri çalışmalar sonucunda Türkiye'nin bugün Avrupa Birliği ile yürütülen görüşmelerde enerji bölümünü açmaya hazır bir ülke olduğunu belirten Bakan Güler, çalışmalarına, bir güven ortamı oluşturarak başladıklarını ve strateji belgesini hazırladıklarını, aldıkları kararlarla güven oluşturucu çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi.
Çalışmaları sonucunda serbest piyasanın işaretlerini, sinyallerini verdiklerini ifade eden Bakan Güler, bundan dolayı hem elektrik ve hem de doğal gaz konusunda Çin'den sonra tüketim artış oranında çok önemli bir noktaya geldiklerini belirtti.
Bakan Güler, şöyle devam etti:
''Elektrik denince şu anda çok rahat bir dönemi yaşıyoruz. Çünkü düğmeye bastığınızda enerjide bir serüven başlıyor. Ta buradan Rusya'ya kadar. Bir yandan kömür santrallerine giden serüven ile karşılaşıyorsunuz. Bunu mutlaka düşünmek lazım. Doğal gaz anlaşmaları, al ya da ödeler, bunun yanında yenilemeler, rehabilitasyon çalışmaları, ödeme planları, yabancı sermayenin gelmesi öyle o kadar kolay şey değil. Bir yandan da enerji bağımsızlık savaşı veren bir Türkiye var. Bu salondaki ampullerin yarısı doğal gazdan.''
Her yıl bir ''yılbaşı klasiği'' haline gelen Avrupa'da bir doğal gaz kesintilerinin olduğunu kaydeden Bakan Güler, bu yıl başında Rusya'dan 40 milyon metreküp doğalgazın gelmediğini, Türkiye'nin buna karşı Avrupa'dan farklı olarak herhangi bir ''kabus'' yaşamadığını bildirdi.
Göreve geldikleri 2002 yılında, Türkiye'nin günlük tüketim miktarının 40 milyon metreküp olduğunu hatırlatan Güler, bir önceki yılda İran'dan gelen hatta meydana gelen kesinti nedeniyle günlük 34 milyon metreküp doğal gazın gelmediğini, buna karşın elektrik enerjisinde bir kesintiye gidilmediğini kaydetti.
Özelleştirme faaliyetleri sonucunda 6 yıllık dönemde 112 bin kilometre dağıtım hattıyla 60 bin trafo yapıldığını ifade eden Güler, bunun yapılmaması halinde Türkiye'nin bugün çok daha farklı bir ortamda olacağını bildirdi.
Bakan Güler, şöyle devam etti:
''Bir bütün halinde, önce güven, bunun sonucunda yatırım ortamının oluşması, iş adamlarının ve yabancı sermayenin buna güvenmesi, bürokrat arkadaşların sektörle bir bütün halinde özelleştirme konusunda çalışmalarını yürütmesi. İşte bu bir takım oyununu gösteriyor. Bu takım oyunuyla bu başarıya geldik.
Senelerdir konuşuluyor elektrik kesilecek diye. Görüyorsunuz doğal gazda, elektrikte böyle bir şey olmadı. Üstelik bundan sonra da olmayacak şekilde yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Özellikle yenilenebilir enerjide. Salondaki yarısının doğal gazdan gelen ampullerin enerji kaynağı, bir iki yıl içinde rüzgar, güneş hidroelektrik santralleri yer değiştirdiği zaman bağımsızlık savaşı gerçekleşmiş olacak.
Bu dönemde, bakanların tartışıldığı bakanlıktan projelerin tartışıldığı bir döneme geldik, Türkiye artık bir enerji oyuncusu oldu. Liberal piyasada şeffaf olan yasaları çıkardık alt yapıları oluşturduk.
Bundan sonra 3 tane daha hedefimiz var. O üç hedefi de gerçekleştirirsek o zaman artık Enerji Bakanlığı bir rutine girmiş olacak. İlki nükleer enerjidir. O konuda çoğu gitti azı kaldı. Yüze yüze kuyruğuna geldik. Bu çalışma yürüyor.
İkincisi Nabucco projesi. O konuda da kazma vurmaya yakın durumdayız. Biz ödevlerimizi yaptık. Partnerlerimiz cevap verir vermez Haziran ayına kadar bu anlaşmayı imzalarız. Bir rüyayı da gerçeği dönüştürmüş olacağız.
Üçüncüsü de siftahını yaptığımız Karadeniz'de kendi doğal gaz ve petrolümü bulmaktır. Bu noktada çok sessiz ve sakin bir şekilde sismik çalışmalarımızı yaptık. Ümitli olduğumuzu söyleyebilirim. Sondaj ve petrol platformlarımızı getirdiğimiz takdirde burada da önemli bir adımı atmış olacağız''
-CEZ YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ PLESKAC-
CEZ uluslararası yatırımdan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Tomas Pleskac törende yaptığı konuşmada, CEZ grubu olarak Orta ve Doğu Avrupa'nın lider şirketi olma konusunda çizdikleri hedefin ilk ve önemli etabının Türkiye ve Türkiye'deki yatırımları olduğunu söyledi.
Türkiye'de enerji sektöründe sadece dağıtım aşamasında değil üretimde de yer almak istediklerini ifade eden Pleskac, Türkiye'nin genç bir nüfusu olması nedeniyle enerji piyasasına çok ilgi duyduklarını bildirdi.
Bakan Güler, toplantı salonundan ayrılırken gazetecilerin soruları üzerine, nükleer enerji ihalesi konusunda oluşturulan komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü, bu konuda kendilerine karışılmadığını ifade etti,
Güler, bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Rusya'ya yapacağı resmi ziyaret kapsamında kendisinin de Karma Ekonomik Komisyonu Eş Başkanı sıfatıyla Rusya'ya gideceğini, görüşmelerinde Nabucco projesi gibi spesifik konuların olmadığını, bununla birlikte iki ülke arasındaki ticari ilişkililerin, gümrük gibi konuların ele alınmasının beklendiğini söyledi