Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan, Celil Göçer, Coşkun Çakır ve 18 ilin AKP'li belediye başkanlarının katılımıyla Tokat'ta gerçekleştirilen Karadeniz Bölge Toplantısı'na katıldı.
Kentsel dönüşümle ilgili birtakım kanunların kısa süre sonra Meclis gündemine geleceğini söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ''Bakanlık olarak bir şehircilik şurası yaptık. 4 ana başlıkta çalıştık burada. Kentsel dönüşümle ilgili bir bölümümüz vardı. Sonra Kimlik ve tasarruf ile ilgili bir bölümümüz vardı. Sonra göç ve uyum meselesi üzerinde ve günümüzde yerel yönetimlerin rolü nedir, ne değildir bu konuda bir çalışma yaptık. Bütün bunları artık kanunlara yazıyoruz. Yeni kurallar koymaya çalışıyoruz. Kentsel dönüşümün nasıl yapılacağı ile ilgili yeni kurallar ortaya çıkarmaya gayret ediyoruz. Önümüzdeki günlerde bir kısım kanunlar, İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla gelecek Meclise zaten. Bir kısmı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın torba yasası olarak gelecek. Orada yepyeni alanlar açmaya devam edeceğiz" dedi.
'ÜLKEMİZİN BEKASI İÇİN ÖNEMLİ'
Türkiye'nin son 3 yılda zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Bakan Özhaseki şöyle konuştu:
''Özellikle son 3 yılda yaşanan zorluğu hiçbir dönemde yaşamadık. Gezi, parti kapatmalar, kapatma davaları, cumhuriyet mitingleri, 17-25’ler onlardan bahsetmiyorum. Bunların hepsi birer zorluktur, engeldir ama bir PKK belası vardı. Bu PKK belası dışarıdan ayar verilen, para verilen, silah verilen, akıl verilen dünyanın en eski vahşi kabilelerinde kalmamış derecede cahil, güya sosyalist olduğunu söyleyen, ama kapitalistlerin kucağına oturmuş bir teşkilattı. Bunlar senelerdir bu ülkeye kan kusturuyorlardı insanlara. Seçim öncesi özellikle parti olarak bağımsız bir parti gibi girip Ak Parti’yi iktidardan düşürüp, özyönetimler ilan ederek paçavralarını bayrak diye asarak bağımsızlık peşinde koşuyorlardı. Kocaman bir plan vardı. Arkasında dev ülkeler, akıl, para. Bunlarla mücadele ettik. Hamd olsun ülkemizin içi temizlendi dışarıda temizlik yapılıyor şimdi. Rabbim Mehmetçiklerimize yardım etsin. Bizler de inşallah onlara yardım edenlerden oluruz. Hiçbir şehit haberi aldırmasın diye dua edelim. Bizim ülkemizin bekası için önemli bir iş bu. Sonra bir FETÖ belası atlattık. Vücuda adeta kanser uru gibi sarmış, onu çekip ameliyatla alacaksınız, atacaksınız. Tedavisiyle tekrar hayata döndüreceksiniz. Hepimize gelmişler sırıtık bir yüzle hizmet eriyiz diyerek. Ama bildiğimiz bütün İslami temel kaideleri ters yüz ederek, inandığımız ne varsa hepsinin dışında işler yaparak örgütlenmiş bir yapı. Onu temizlemek de kolay değildi. Bizden başka da onu temizleyecek bir Allah’ın kulu bir ortam, bir kurum, parti de yoktu. Çok şükür o da temizlendi.''
'BUNLAR PROJE ÖRGÜT'
Bakan Özhaseki sözlerine şöyle devam etti:
''Nedir bu DEAŞ? Çok net söylüyorum proje bir örgüt. Koydular oraya, onu bahane ederek toplandılar oraya. Sakalını uzattırıyorlar IŞİD’ci oluyor. Kesiyorlar, taşıyorlar, öbür tarafta götürüyorlar PYD’ci oluyor. Ve orada varlar şimdi. Sormayacak mıyız, niye varsınız burada? Soruyoruz elbette ki; geçmişiniz mi var bu ülkelerle sizin. Sınırınız mı var, tarihiniz mi var, akrabalığınız mı var? Niye buradasınız? 10 bin kilometre öteden niye geldiniz siz buraya. Elbette sorguluyoruz şimdi. Sonra niye bölmeye uğraşıyorsunuz? Asrın başında zaten cetvellerle böldünüz bu coğrafyayı. Kendiniz bir arada durmak için çırpınıyorsunuz. Avrupa Birliği 28 ülke birçok federasyon var içinde, din var, mezhep var, ırk var. Ama ayrılmamak için çırpınıyorlar. Katalanlar, 'bizim size ihtiyacımız yok, azıcık kenarda duracağız' dedikleri zaman, bütün Avrupa ayağa kalktı. Peki burayı niye bölmeye uğraşıyorsunuz siz ya. Bırakın ülke ülke bölmeyi, şehir şehir bölüyorsunuz artık. Elbette bunu sorguluyoruz. Efendim, insan haklarını geliştirmek için geldik. Demokrasiyi inşa etmek için geldik. Yapma ya! O kadar mı bizi akıldan noksan sanıyorsunuz. Nereye gittiniz de demokrasi geldi. Afganistan’a mı geldi, Libya’ya mı geldi, Irak’a mı geldi. Kan götürdünüz, gözyaşı götürdünüz, zulüm götürdünüz, orada ayrılık, parçalanma götürdünüz. Bunları ciddi olarak sorguladığımız günlerdeyiz. İnsan kavgaya girdiği zaman biraz kendine güvenecek, biraz da arkası güçlü olacak. Eğer bu yoksa işiniz zor. O zaman öyle bir ortamda hem kendi ülkesinin çıkarları için, hem de bütün mazlumların sesi olmuş Türkiye’nin bu noktada doğrusu dimdik ayakta olması, birlik olması icap ediyor. Hepimize iş düşüyor. Liderimiz orada, tabi ki bildiklerini söylüyor. Dimdik ayakta durarak mücadelesini sürdürüyor. Bizler de geride elbette üzerimize düşeni yapmak zorundayız.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...