Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın (BES) yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de her çocuk 9 bin 825 TL borçla doğuyor. 4 kişilik bir ailenin ise bankalara, eş dosta, esnafa, kredi kartlarına ve çevresine olan şahsi borçlarının yanı sıra TC vatandaşı olmaktan dolayı kaynaklanan 39 bin 300 TL’lik ayrıca bir borcu bulunduğuna dikkat çekiyor.
BES’in Hazine Müsteşarlığı’nın verilerinden yaptığı hesaplamaya göre Türkiye’de doğan her bebek 6 bin 550 dolar, yani 9 bin 825 TL borçla dünyaya gözünü açıyor. BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Bursa şubesinde yaptığı toplantıda Cumhuriyetin kuruluşundan AKP’nin iş başına geldiği Kasım 2002 tarihine kadar Türkiye’nin toplam borcunun 220 milyar dolar olduğunu, 2009 şubat ayı itibariyle toplam borç stokunun iki kattan daha fazla artarak, Hazine’nin şubatta açıkladığı resmi verilere göre 458.6 milyar dolara çıktığını belirtti.
-4 KİŞİLİK BİR AİLENİN TOPLAM BORCU 39 BİN 300 TL-
Kişi başına düşen 9 bin 825 TL borcun, her Türk vatandaşının ve doğan her bebeğin hanesine yazıldığına işaret eden Avcı, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti: "4 kişilik bir ailenin bankalara, eş dosta, esnafa, kredi kartlarına ve çevresine olan şahsi borçları yanı sıra TC vatandaşı olmaktan dolayı kaynaklanan 39 bin 300 TL’lik ayrıca bir borcu bulunuyor. Türk Telekom, Pektim, Bankalar ve devlet arazileri gibi onlarca kamu malının satılması bile AKP’nin devleti fahiş oranlarda borçlandırmasına engel olamamıştır."
-"İÇ VE DIŞ BORCUNU TOPLAMI 500 MİLYAR DOLAR"-
Merkez Bankası’yla finans kuruluşları verileri doğrultusundaki öngörüler çerçevesinde 458.6 milyar dolarlık borcun, Şubat 2009 tarihinden günümüze kadar geçen 7 aylık süre zarfında yukarıya doğru yükseliş trendi gösterdiğine dikkat çeken Avcı, özel sektörün ve yerel yönetimlerin borcunun da eklenmesiyle Türkiye’nin toplam iç ve dış borcunun 500 milyar dolar civarında seyrettiğinin olası göründüğünü vurguladı. BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, "AKP hükümeti, Cumhuriyet tarihinin kendisinden önceki 83 yıllık dönemin tamamından daha fazla borç almış ve Türkiye’yi yedi düvele karşı borçlu hale getirmiştir" dedi.
-"ÖZELLEŞTİRMEYLE HALKIN TASARRUFU SATILIYOR"
Vatandaştan yıllar boyunca toplanan vergilerle yapılan kamu yatırımlarını tek tek satan AKP hükümetinin özelleştirme politikasının, halkın tasarruflarını satması anlamına geldiğini, küreselleşen dünyada yerli ve yabancı sermaye ayrımının artık gülünç olduğunu vurgulayan Avcı, Türkiye’nin satılan tüm varlıklarının satış ve devir işlemleri sonucunda birkaç tekelci küresel sermaye grubunun eline geçtiğini ifade etti.
2009 yılında GSMH’den eğitime yüzde 2.5 ayırmanın, çocukların emanet edilen öğretmenlere bin 300 TL maaş vermenin halkı cahil bırakma projesi olduğunu belirten Avcı, "500 milyar dolarlık borcu milletin boynuna saranlar popülizm, yandaş çarkı, ahbap-çavuş ekonomisi ile halkın sırtında parazitleşmiş işbirlikçi siyasetçi ve rantiyecilerdir. Ama borcu geri ödetmek istedikleri bugün ve gelecekteki bütün TC vatandaşlarıdır. Böyle bir anlayış, ne refah ne de barış üretebilir, ne de üretilen refahı tüm vatandaşlarına adil bir şekilde dağıtabilir. Ne acıdır ki bu siyasetçiler her dönem yoksulların, dar ve sabit gelirlilerin, emekli, dul ve yetimlerin, fakir, cahil bırakılmış insanların oylarıyla iş başına gelmişler fakat iktidarın nimetlerini kendilerini iktidara taşıyan yoksullarla değil aksine küresel sermayeyle ve rantiyeyle paylaşmışlar ve üstüne üstlük yüzlerce milyar dolarlık borçları fakir fukaranın sırtına yükleyerek cumhuriyet tarihindeki sayısız talihsiz rekorlara da yüzleri hiç kızarmadan imza atmışlardır" dedi.
500 milyar dolara dayanan borcun başta AKP hükümetleri olmak üzere işbirlikçi iktidarların yıllardır uyguladığı dayatılmış, geleneksel ekonomi politiğinin eseri olduğunu savunan Avcı açıklamasına şöyle devam etti: "Bu borcu yaratan ve kullanan biz değiliz. İşbirlikçi hükümetlerin aldığı borcu memura, emekliye, işçiye, yoksula, dar ve sabit gelirliye ödetmek istiyorlar. Vatandaşı hamasi söylemlerle oyalayarak geleneksel talan ve hortumlama siyasetine devam diyen ve milletin katma değerini küresel sermayeyle ve rantiyeyle paylaşan hükümetlerin aldığı borcu biz ödemeyeceğiz. Bu borcu kim yaptıysa, kim eşine, çocuğuna, avanesine kaynak akıttıysa onlara ödeteceğiz."