Hırvatistan sınırına yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan ve sadece çadırlardan oluşan kampta kalan çoğu Pakistan ve Afganistan'dan 700'e yakın düzensiz göçmen, Batı Avrupa ülkelerine ulaşmanın hayaliyle aç ve susuz, soğuktan ve yağmurdan korunmaya çalışarak önce Hırvatistan'a, oradan da diğer Avrupa ülkelerine geçmenin planlarını yapıyor.
İçme suyunun bulunmadığı, etrafta çöp yığınları oluşan ve günde iki kez yardım kuruluşlarınca yemek dağıtılan kamp, adeta "arafta" kalmış göçmenlerle dolmuş vaziyette. Burada kalan tamamı erkek göçmenler, ormandan topladıkları odunlarla yaktıkları ateşlerde hem ısınmaya hem de karınlarını doyuracak bir şeyler pişirmeye çalışıyor.
Gün içinde yakındaki Bihaç şehrine giderek buradaki marketlerden alışveriş yapan göçmenler, akşam üzeri yine kampa dönüyor. Havanın kararmasından hemen önce ise bir grup göçmen, ormanlık yolu kullanarak Avrupa Birliği (AB) üyesi Hırvatistan'a geçmek için kamptan ayrılıyor.
Kamptaki göçmenlerden biri, ormanın içine doğru ilerleyen toprak yolu göstererek, "İşte bu yol İtalya'ya gidiyor." ifadelerini kullanıyor.
Göçmenlerden kimi küçük bir jeneratör ile ürettikleri elektrikte para karşılığında telefonlarını şarj ederken, kimi ise yaktıkları ateşte pişirdikleri yöresel yemekleri diğer göçmenlere satarak, yoluna devam edebilmek için gereken parayı kazanmaya çalışıyor.
Göçmenler Hırvatistan polisinin şiddet uygulamasından şikayetçiBirçoğu daha önce defalarca sınırı geçmeyi denemiş ancak Hırvatistan polisi tarafından yakalanarak Bosna Hersek'e iade edilmiş göçmenlerin en büyük sıkıntılarından biri de Hırvat polisinin kendilerine kötü davranması.
Pakistan'dan bir yıl önce yola çıkan Mustafa, daha önce beş kez sınırı geçmeyi denediğini belirterek, "İtalya'ya gitmek istiyorum ama her denememde yakalandım. Hırvatistan polisi bizi yakaladığı zaman üzerimizde ne varsa alıyor. Hatta ayakkabılarımızı ve montlarımızı da alıp bizi bu soğuk havalarda öylece geri yolluyor." dedi.
Geçtikleri güzergahtaki insanları rahatsız etmek istemediklerini ve bu nedenle sürekli ormanlık yollardan ilerlediklerini anlatan Mustafa, sınırda maruz kaldıkları muamelenin "insanlık dışı" olduğunu ifade etti.
Pakistan'dan Bosna Hersek'e yürüyerek geldiğini söyleyen Mustafa, "Buradaki herkes farklı bir Avrupa ülkesine gitmek istiyor. Oraya gidip çalışmak, para kazanmak ve geride kalan ailelerimize bakmak istiyoruz." diye konuştu.
Bosna Hersek'e gelmeden önce bir yıl kadar Türkiye'de kalan Afganistanlı Ömer de Vucjak Kampı'nda çok problem olduğunu belirterek, "Burada su yok, yemek yok, ayakkabılarımız bile yok." dedi.
Türkiye'de bir yıl kaldıktan sonra Yunanistan-Kuzey Makedonya-Sırbistan güzergahını izleyerek Bosna Hersek'e ulaştığını söyleyen Ömer, Hırvatistan ve Slovenya üzerinden İtalya'ya, oradan da Belçika'ya gitmek istediğini belirtti.
Almanya'ya gitmek istediğini dile getiren Pakistanlı Enver ise Vucjak Kampı'ndaki durumun çok kötü olduğunu belirterek, "Tuvalet yok, yemek yok, yatacak yerimiz yok." ifadelerini kullandı.
Kışın yaklaştığını dile getiren Enver, "En büyük problemimiz suyun olmaması. Ayrıca yerde uyuyoruz, en çok ihtiyacımız olan şeylerden biri de battaniye." dedi.
Günde iki öğün yemek veriliyorKızılhaç Örgütü Bihaç mobil ekip lideri Muhamed Cehic de Vucjak Kampı'nda halihazırda 700 civarında göçmen bulunduğunu ancak sayının her gün arttığını belirterek, Kızılhaç olarak ellerinden geldiğince buradaki insanlara yardım etmeye çalıştıklarını anlattı.
Her gün kahvaltı ve öğle yemeği olmak üzere iki öğün yemek verdiklerini söyleyen Cehic, ''Buradakilerin hiçbiri Bosna Hersek'te kalmayı düşünmüyor. Kışın geldiğini ve buradaki şartları görüyorlar.'' dedi.
Öte yandan çadırlardan oluşan kampta kış hazırlıkları adına da henüz hiçbir şey yapılmış değil. Türk Kızılay tarafından bu bölgedeki göçmenlere gönderilen 5 tır dolusu yardım malzemesi, bir süreliğine buradaki insanlara yardımcı olabilecek.
AB'nin defalarca uyarmasına rağmen Vucjak'taki kamp için alternatif bir yer henüz bulunamadı. Sert geçmesi beklenen kışa hazırlıksız olan göçmenlerin içinde bulunduğu kriz, gelecek dönemde çare bulunamadığı takdirde daha da büyüyeceğe benziyor.
Bihaç ve etrafındaki bazı yerleşim yerlerinin tüm bu göçmen krizinin yükünü taşıması da başka bir sorun olarak ön plana çıkıyor. Sınıra yakın olması nedeniyle sığınmacıların yoğun şekilde bu bölgeye gelmesi de sıkıntıları her geçen gün artırıyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...