Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Fırat Kalkanı Harekatı ile ilgili olarak, "Kuşkusuz Türkiye'nin terörle mücadelesi Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını ve güvenliğini korumak içindir. Ama aynı zamanda Türkiye'nin verdiği bu mücadele Avrupa ve NATO sınırlarının güvenliğini korumaktadır." dedi.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini ile Bakanlıktaki görüşmelerinin öncesinde ortak basın toplantısı düzenleyen Çelik, Fin hükümetine Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine karşı Türkiye ile erken ve net şekilde gösterdiği dayanışma için teşekkür etti.
Türkiye'nin Irak ve Suriye sınırında terörle mücadele ettiğini belirten Çelik, "Kuşkusuz Türkiye'nin terörle mücadelesi Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını ve güvenliğini korumak içindir. Ama aynı zamanda Türkiye'nin verdiği bu mücadele Avrupa ve NATO sınırlarının güvenliğini korumaktadır." diye konuştu.
Yakın zamana kadar Türkiye'nin DEAŞ'la yeterince mücadele etmediği yönünde bazı ülkelerden açıklamalar olduğunu hatırlatan Çelik, hain darbe girişimi sonrasında bile Türk ordusunun zor şartlar altında Suriye'ye girerek DEAŞ'la fiilen sahada mücadele ettiğini vurguladı. Çelik, ancak bu konuda Türkiye'nin müttefiklerinden yeterince destek görmediğini söyledi.
Türkiye'nin ayrıca 3 milyon sığınmacıya da ev sahipliği yaptığını anımsatan Çelik, sığınmacılar konusunda AB'nin verdiği sözleri yeterince yerine getirmediğini ifade etti.
Terörle mücadele konusunda dünyanın daha çok gayret etmesi gerektiği bir dönemden geçildiğine işaret eden Bakan Çelik, Avrupa ülkelerinden yapılacak seçimlerde de aşırı sağ ve faşist akımlara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
İslamofobik, anti-semitik ve göçmen düşmanı akımların Avrupa coğrafyasına hakim olmaması için hassasiyet göstermek gerektiğinin altını çizen Çelik, bu çerçevede Türkiye'nin AB ile ilişkilerini sürdürme konusunda görevlerini yerine getireceğini dile getirdi.
Çelik, Avrupa ile ortak demokratik değerleri tehdit eden terör, aşırı sağ ve yabancı düşmanlığı gibi unsurlarla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye ile AB ilişkilerinde Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinin yakından takip edilmesi gereken önemli konulardan olduğunu aktaran Çelik, AB Genel İşler Konseyi'nde fasıl açılmaması yaklaşımının ise darbe girişimine karşı demokrasi mücadelesi vermiş Türkiye'ye karşı bir haksızlık olacağını dile getirdi. Çelik konuşmasına şöyle devam etti:
"Demokratik değerleri paylaşma konusunda kararlıysak, bugün demokrasiyi savunmak demek Türkiye'nin yanında olmak demektir, demokrasiye küresel düzeyde destek vermek, demokrasi karşısında büyük fedakarlık gösteren Türk insanının yanında olmak demektir. Bugün demokrasiyi savunmak demek, Türkiye'nin darbe ve terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleye destek vermek demektir."
İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden Kıbrıs müzakerelerine ilişkin bir soru üzerine Bakan Çelik, Türkiye'nin Kıbrıs meselesindeki pozisyonunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından daha önce net bir şekilde dile getirildiğini kaydetti.
Çelik, "İki kurucu, egemen devlete dayalı, iki toplumlu esasa dayanan bir çözümün, bu parametrelere dayanan çözümün ortaya çıkması halinde bunu olumlu karşılayacağımızı söyledik." dedi.
Anayasa değişiklik teklifi oylamalarındaki "açık oy" tartışması hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine Çelik, burada ana muhalefetin argümanların zayıflığının, Türkiye'nin temel meselelerine hala bir "rejim krizi çıkarma gayretiyle" yaklaşmasının ve millet adına değil statüko adına muhalefet yapmayı genetik unsur haline getirmesinin dikkat çekici olduğunu dile getirdi.
Finlandiya Dışileri Bakanı Timo Soini ise Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinin çok önemli olduğunu belirterek, ülkesinin Türkiye'nin üyelik sürecini tutarlı bir şekilde desteklediğini söyledi.
Ankara temasları sırasında TBMM'yi ziyarete ederek FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminde bombalanan noktaları gördüğünü belirten Soini, Finlandiya'da birçok ortamda, parlamentolarının kendi askerleri tarafından bombalanması, televizyon kanallarının işgal edilmesi ve yüzlerce vatandaşın öldürülmesi durumunda ne düşüneceklerini muhataplarına sorduğunu anlattı.
Soini, "Bunları söylediğimde genellikle sessizlik oluyordu. Herkes bunun doğru olmadığını söylüyordu. Buna müsamaha gösterilemeyeceğini belirtiyorlardı. Seçilmiş bir hükümetin, cumhurbaşkanının bulunduğunu ifade ederek, bunun kabul edilemeyeceğini anlatıyorlardı. Bu noktada Finlandiya'nın pozisyonu netti." ifadesini kullandı.
Finlandiya'nın sığınmacılar konusunda da üzerine düşeni yaptığını vurgulayan Soini, Türkiye'nin 3 milyona yakın sığınmacıya ev sahipliği yapmasını övdü. Konuk bakan, tüm ülkelerin sığınmacı konusunda verdiği sözleri yerine getirmesi çağrısında bulundu.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...