Günümüzde 5 milyar insanda, cep telefonu var. Yani dünyadaki insanların yüzde 61’inde cep telefonu var ve bunların büyük çoğunluğu "akıllı" telefon.Türkiye'deki telefon sahibi kişilerin sayısı ise 44.8 milyon.
Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar, yüksek doz iyonlaştırıcı radyasyon, vücuda değdiğinde DNA hasarı yaparak kansere yol açabileceğini belirterek, "Gamma, X ışınları ve mor ötesi yani ultraviyole ışınlar bu özelliktedir, yani tehlikeli radyasyon içermektedirler. Bu özellik, radyoterapi ve radyolojide kullanılan bazı cihazlarda var. Cep telefonu, mikrodalga radyo televizyon ise iyonize olmayan enerji taşıyorlar. Bu tür cihazların kanser oluşturduğuna dair elimizde kanıt yok. Mikro dalga ve cep telefonlarının değdikleri dokuda, ısıyı arttırdığı biliniyor ancak zararlı olduğuna dair bulgu yoktur" dedi.
HENÜZ ZARARLI OLDUKLARINA DAİR BİR BULGU YOK
10 yıl öncesine kadar bazı araştırmalarda cep telefonunun özellikle beyin tümörleri ve akustik nörinom adı verilen beyindeki bir tümör cinsini tetiklediği ileri sürüldüğünü anlatan Hancılar, "Ancak son yıllarda yapılan tüm araştırmalarda, cep telefonları ile kanser arasında bağlantı bulunamamıştır. ABD Ulusal Toksikoloji Programı tarafından yapılan hayvan deneylerinde, yüksek derecede cep telefonu dalgalarına maruz bırakılan farelerin kanser riskinin artmadığı açıklandı. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), 2008 ila 2019 yılları arasında hayvanlar ve insanlar üzerinde gerçekleştirdiği toplam 150 deney sonucunda, cep telefonunun kansere neden olduğuna dair kanıt bulamadığını açıkladı. Danimarka'da yürütülen bir çalışmada, 358.000'den fazla cep telefonu abonesinden gelen fatura bilgilerini Danimarka Kanser Kayıt Kuruluşu, beyin tümör görülme sayısı ile karşılaştırıldı. Sonuçta 13 veya daha fazla yıldır cep telefonu abonesi olan kişilerde bile, cep telefonu kullanımı ile beyin tümörleri glioma, menenjiyom veya akustik nöroma insidansı arasında bir ilişki gözlenmedi. İngiltere’de 800 bin kadın üzerinde yapılan araştırmada, cep telefonu kullanımının beyin tümörleri ve diğer kanser türleri arasında bağlantı saptanamadı" diye konuştu.
Hancılar, ardından şunları kaydetti:
"Elbette bu kadar büyük paraların söz konusu olduğu bir alanda, akla ilk gelen araştırmaların manipüle edilebileceği düşüncesidir. Ancak bu çalışmaların kalabalık sayıda bilim adamı tarafından yapıldığı düşünülürse, bunun çok mümkün olamayacağı tahmin edilebilir. Evet gerçekten de tüm bu bilgiler ışığında cep telefonu ve mikrodalga fırınlar masum olarak değerlendirilebilir. Ancak benim önerim, yine de dikkatli olmak gerektiği yönünde."
1900 yıllarının başından itibaren giderek artan sigara tüketimine rağmen, sigaranın kanser yaptığı 1940’lı yıllarda ilk kez kabul edildiğinin unutlmaması gerektiğini belirten Hancılar, "O tarihe kadar, sigara konusunda bilim adamları ciddi uyarılar yapmadılar. Birçok tarım ilacı, özellikle uzun yıllar kullanıldıktan sonra kanserojen ilan edildi. DDT (Böcek öldürücü zehirli bir madde) uzun yıllar güvenli ilan edilince, birçok kişi DDT’li ürünler yedikten sonra o da yasaklandı" ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARDA KULLANIMINI SINIRLANDIRIN, TELEFONDA KONUŞMAK YERİNEYSE MESAJLAŞIN
Kişisel olarak, cep telefonlarının 30-40 yıl sonraki etkilerini şu anda bilinmediğini söyleyen Hancılar, "Özellikle kafa kemikleri ince olan gelişme çağındaki çocuklarda, uzun yıllar sonra cep telefonu kullanımının nelere yol açacağını bilmek mümkün değil. Bu nedenlerle kişisel önerim; özellikle çocuklarda konuşma süresini kısıtlamak, cihazı bedeninizden mümkün olduğunca uzak tutmak yani hoparlörle görüşmek ve telefonu kulağınızdan en az 30-40 cm uzakta tutmanızdır. Mesajlaşmak ya da internet aracılığıyla görüşmek, daha az elektromanyetik dalgaya maruz bırakır" dedi.
Cep telefonunun “iyi çektiği” yerlerde kullanılması ve görüşmelerin mümkün olduğunca kısa tutulması gerekli olduğunu kaydede Hancılar, "Yolculuk esnasında cihazın farklı baz istasyonlarına bağlanma esnasında daha çok radyasyon yaydığı göz önüne alınarak telefon baş kısmında uzak olmalıdır. (hoparlör ya da kulaklık kullanılmalıdır) Günlük konuşmalarda da mümkün olduğunca, kulaklık ile konuşmayı tercih etmekte fayda vardır" diye konuştu.
GECELERİ CEP TELEFONUNUZU ODANIZIN DIŞARISINDA TUTUN YA DA KAPATIN
SAR değeri düşük telefonları tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Hancılar, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Gece cep telefonunuzu mümkünse yatak odanızın dışında tutun ya da kapatın. Cep telefonunun zararlı olduğu kesin olan tek yer araba içi kullanımdır. Sürüş esnasında dikkat dağılmasına yol açan cep telefonları kaza oranını ciddi şekilde arttırmaktadır. Son araştırmalarda cep telefonu kullanımı, trafik kazalarının yüzde 60‘ından sorumludur.
Özetle; ileriki yıllarda 'ah keşke' dememek için kendinizde ve özellikle çocuklarınızda cep telefonunu az ve dikkatli kullanın."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...