CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Enis Berberoğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini eleştiren Öztrak, siyasi garez ve CHP'ye karşı yürütülen kan davasının kurbanı olduğunu savundu.
"Enis Berberoğlu, her CHP'linin yapacağını yaptı ve sarayın tehdit ve şantajları karşısında eğilip bükülmedi. 'Demokrasi için bir bedel ödenecekse bunu seve seve öderim' dedi. 16 ay hapis yattı, tahliye edildi, yeniden milletvekili seçildi ancak görevi millet iradesini korumak olan TBMM Başkanı, milletin iradesi yerine sarayın iradesine sahip çıktı" diyen Öztrak, bu konuda Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un açıklamalarının 'beyhude' olduğunu dile getirdi.
Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:
"Meclis Başkanı oturduğu koltuğun hakkını verememiştir. Milletvekilimizin Anayasa Mahkemesi'nde yargılanması devam ederken ve Anayasamızın 83'üncü maddesi açıkken, 27'nci dönemin bitmesi beklenmeden arkadaşımızın vekilliği, sarayın vesayeti altındaki TBMM Başkanı tarafından gasbedilmiştir. Biz, bugüne kadar haksızlığa uğrayan herkesin yanında olduk, millet iradesini hiçe sayan her girişime karşı çıktık. İktidar partisi, kendi belediye başkanlarını istifaya zorlarken biz istifa ettirilen belediye başkanlarının hakkını, hukukunu savunduk. O gün Kadir Topbaş'ın, Melih Gökçek'in gasbedilen hukukuna bile, Cumhuriyet Halk Partisi sahip çıktı. Bu, ilkesel tavrımızı bugün de koruyoruz. Hiçbir parti ve siyasi görüşü ayırmadan tavrımız bellidir. Hangi partiden olursa olsun, millet iradesiyle gelen millet iradesiyle gitmelidir. TBMM'de gerçekleştirilen milli irade gasbına karşı tavrımız da duruşumuz da budur."
Gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız'ın "siyasal ve askeri casusluk" iddiasıyla gözaltına alındığını anımsatan Öztrak, iktidarın hoşuna gitmeyen herkese "casus" damgası vurduğunu iddia etti.
Müyesser Yıldız'ın daha önce Ergenekon sürecinde de FETÖ savcıları tarafından içeri alındığını aktaran Öztrak, "Anlaşılan FETÖ'nün taktikleri, aynen uygulanmaya devam ediyor. Milletvekili arkadaşlarımız, OdaTV ve TELE1'le ilgili gelişmeleri yerinde takip ediyorlar. Bu iktidar, bağımsız medyadan, bağımsız yargıdan, bağımsız barodan, bağımsız Merkez Bankasından, önünde 'bağımsız' sıfatı olan her şeyden nefret ediyor. Oysa bunlar nitelikli bir demokrasinin vazgeçilmez unsurları. Ülkede suni krizler çıkararak beceriksizliklerinin üstünü kapatmaya uğraşıyorlar" diye konuştu.
"MİLLET NE YAPACAĞINI ŞAŞIRDI"
Yeni tip koronavirüsle mücadele sürecine de değinen ve gerekli önlemlerin alınarak 65 yaş üstü vatandaşların da sokağa çıkmasının sağlamasının önemine değinen Öztrak, şöyle devam etti:
"Tabii tek adam rejiminde sokağa çıkılıp, çıkılmaması kararları bile vukuatsız alınamıyor. Saray nisan ayında da büyük bir skandala imza atmıştı, bu son kararda da büyük bir skandal yaşandı. Önce Sağlık Bakanı çıktı 'Bizim hafta sonu sokağa çıkılmamasıyla ilgili bir kararımız yok' dedi. Milletimiz de esnafımız da hazırlık yaptı. Sonra cuma gecesi İçişleri Bakanlığı, 'Hafta sonu sokağa çıkılmayacak' dedi. Millet ne yapacağını şaşırdı. Ardından sarayın kibirli sesi çıktı, 'Bu kararı Sağlık Bakanlığının tavsiyesiyle aldık ama gönlüm razı olmadı, iptal ediyorum' dedi. Koca bir ülke devlet aklıyla değil, tek bir kişinin aklıyla idare edilirse işte bunlar olur."
Koronavirüsün tespiti için yapılan test sayılarının arttırılması gerektiğini dile getiren Öztrak, günlük test sayılarında ciddi dalgalanmalar olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı forsu altındaki konserlere harcanan paranın 30 milyon lira olduğunun iddia edildiğini ifade eden Öztrak, "Milyonlarca yurttaşımız salgında gelirini kaybederken, saray milyonları yine yandaşlara dağıtmış" dedi.
"YAPILAN İŞ KANUNSUZDUR"
Birçok ülkenin milletini kaldırmak için destek paketleri açıkladıklarını aktaran Faik Öztrak, şunları kaydetti:
"Almanya 127 milyar euro büyüklüğünde yeni bir paket açıkladı. Bizdeki saray hükümeti ekonomik buhrandan çıkmak için neler yapıyor? 'Dünyaya tır çarpacakmış, bize motor çarpacakmış' gibi anlamsız sözlerle günü kurtarmaya çalışıyor. Kendi beceriksizlikleriyle ekonomi zaten son iki yıldır krizde. 18 yıldır borca batırdıkları millete, şimdi 'Daha fazla borçlan' demekten başka bir şey bilmiyorlar. Yetmiyor ülkeyi içine kapatacak adımlar atıyorlar. Bayram gününde kambiyo vergisini beş kat artırdılar, binlerce malın gümrük vergisini artırdılar. Dün de Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğlerle, pek çok ürünün gümrük kıymetini artırdılar. Merkez Bankası, geçtiğimiz hafta sonu, bazı seçilmiş sektörlerdeki yatırımları desteklemek için 20 milyar lira tutarında taahhütlü avans kredisi açacağını açıkladı. 1970'li yıllarda kalkınma planları dahilinde ve devlet planlama teşkilatı yönlendirmesiyle seçilen bazı sektörlere merkez bankası kredi kullandırmıştır ama o günden bugüne 50 yıl geçti. Bu kredi nasıl açılacak? Para basılarak açılacak. Sonuçta TCMB vatandaştan mevduat kabul etmiyor. Bu yapılan TCMB Kanunu'na alenen aykırıdır, yapılan iş kanunsuzdur."
CHP Sözcüsü Öztrak, İcra Mahkemeleri'nin 15 Haziran'da yeniden açılacağını hatırlatarak, "Salgından önce icra dairelerinde yaklaşık 21 milyon dosya vardı. Nisan sonunda alınan kararla icra ve iflas işlemleri birkaç ay ötelendi ama milletin hali bugün daha da perişan. İşçinin, esnafın, çiftçinin kaybettiği geliri, kazancı, alın teri telafi edildi mi? Hayır, edilmedi. Bakalım önümüzdeki aylarda işçinin, esnafın, çiftçinin durumu ne olacak?" diye konuştu.
CHP'nin iktidar olması halinde yapacaklarını anlatan Öztrak, şu ifadeleri kullandı:
"Biz olsaydık, kriz sonrasında hızla ayağa kalkmak ve küresel fırsatları yakalamak için sorunları ortak bir masa etrafında tartışırdık. Milletle istişare ve danışma süreçlerini çalıştırırdık. Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplardık, buhrandan çıkışın yükünü adil dağıtırdık. Buhranda işini, gelirini, kazancını kaybeden yurttaşlarımıza 'Gel seni daha da borçlandıralım' demezdik. Vatandaşımızın kayıplarını bütçeden telafi ederdik. 'İtibardan tasarruf olmaz' demez, tasarrufa önce kendimizden başlardık, içsel tutarlılığı olan, teknik kalitesi yüksek, güven ve ufuk verecek bir dayanışma programı hazırlardık. TBMM'ye yeni bir 'dayanışma bütçesi' getirirdik. Aile Destek Sigortası Kanunu'nu TBMM'den çıkarır, etkili bir sosyal koruma ağı oluştururduk. Kredi kanallarını işi ve işyerini korumak için kullanırdık."
'TEK ADAMIN KARARNAMESİNE BAKAR'
Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Öztrak, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasıyla ilgili soruya, AK Parti'nin 18 yıldır ne zaman başı sıkışsa Ayasofya'yı ortaya attığını savundu.
AK Parti'nin 18 yıldır iktidarda olduğunu anımsatan Öztrak, "Şu anda tek adam parti devletini de kurdunuz. Tek adamın kararnamesine bakar bu iş. Bunu daha fazla istismar etmeyin, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın" dedi.
Öztrak, "Kurultay takvimi gündeme geldi mi? Bir de Bilim Kurulu'ndan tavsiye alacaktınız. Son durum nedir?" sorusuna, "Hem Yüksek Seçim Kurulu hem de Bilim Kurulu ile konuşmalarımız devam ediyor. Tüm diğer partiler gibi kurultayımızı bir an önce yapmak istiyoruz. Tabii ki sağlık koşullarını ve sosyal mesafeyi ihmal etmeden" diye cevap verdi.
"AK Parti seçim sistemindeki değişiklik çalışmalarına ittifak yapan partilere en az yüzde 5 oy alma şartı getirilmesini tartışıyor. Bu konuyu nasıl yorumlarsınız" sorusunu Öztrak, şöyle cevapladı:
"Bu darbe rejimlerinin, darbe yönetimlerinin kullandığı en önemli araçlardan biri olan bu baraj meselesi niye yeniden gündeme geliyor? Çok açık söyleyeyim. Ne olursa olsun biz meşru, yasal tüm siyasi partilerin Meclis'te yerini alması ve sesini duyurmasını her zaman savunduk, savunmaya da devam edeceğiz."
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Güney Kıbrıs'ta bir camiye Bizans bayrağı asılmasının sorulması üzerine, şu açıklamayı yaptı:
"Tarihi ibadethanemize yapılan bu saldırıları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Bugün dünya en büyük ızdırabı ayrışmadan çekiyor. Zaman ayrışma zamanı değil, zaman dayanışma zamanıdır. Güney Kıbrıs'ta atalarımızdan bize miras kalan camilerimize yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Oradaki yönetimin bununla ilgili gerekli tedbirleri bir an önce almasını bekliyoruz."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...