CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) düzenlediği görüntülü yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Posta gazetesi yazarı Oral Çalışlar'ın köşesinden aktardığına göre, Kılıçdaroğlu'na partinin önde gelen 4 ismi CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Genel Başkan Dış Politika Danışmanı Ünal Çeviköz, Meclis eski Grup Başkanvekili Levent Gök, Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın eşlik etti.
Pandeminin yol açtığı sorunlardan başlayarak genel bir Türkiye tablosu çizen CHP Genel Başkanı ile 60’a yakın gazeteci, akademisyen, sivil toplum temsilcisinin katıldığı yuvarlak masa toplantısı sorularla devam etti ve iki saate yakın sürdü.
Burada çıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Kim seçimi kaybetme korkusuyla Seçim Kanunu ile oynamaya başlar, onun kazandığı görülmemiştir. Geçmişte çok sayıda örnek var" diye konuştu.
Çalışlar'ın köşesine taşıdığı Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
1. Dış politikayı gerginlik üzerine kurunca, ekonominin dengesi de bozuluyor. Dış askeri operasyonlara ne kadar para harcanıyor, onu bilemiyoruz. Çünkü bu harcamaları “örtülü ödenek”ten yapıyorlar.
2. Mısır’la, İsrail’le, Suriye’yle, Irak’la, İran’la, Yunanistan’la ilişkileri bir an önce düzeltmeliyiz. Biz parti olarak bu konuda ilk adımı atıyoruz. Ünal Çeviköz başkanlığında bir heyeti ekim ayı içinde Mısır’a gönderiyoruz. Başından beri de Şam yönetimiyle diyaloğun kesilmesinin yanlış olduğunu söylüyoruz.
3. Kim seçimi kaybetme korkusuyla Seçim Kanunu ile oynamaya başlar, onun kazandığı görülmemiştir. Geçmişte çok sayıda örnek var.
4. İktidar iç politikada açmaza girince, dış politikayı sertleştirip içeride yeniden güç kazanmaya çalışıyor.
5. Koronavirüs Bilim Kurulu’nun bir sözcüsü olması gerekirdi. Bunun yerine onların adına Sağlık Bakanı konuştu. O da “Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşleri doğrultusunda” diye söze başlayınca inandırıcılığını yitirdi. Cumhurbaşkanı doktor mu, sağlıkçı mı, nasıl onun görüşleri doğrultusunda oluyor? Biz toplumun moralini bozmamak için eleştirilerimizi, hatalı gördüklerimizi yüksek sesle dillendirmemeyi tercih ettik.
6. Esnafın, işçinin, iş dünyasının yaşadığı ekonomik çöküntüye karşı devlet desteği çok zayıf. Ekonomiyi; faizi düşük tutarak inşaat sektörü üzerinden geliştirmek istediler, olmadı. Üretime yatırım yapılmadı.
"ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ANAYASA YAPABİLİRİZ"
7. Kürt meselesinde 2015 yılında “22 soru 22 cevap” şeklinde bir program açıkladık. Orada bir eksiğimiz vardı: Anadilde eğitim. Bu konuda konunun uzmanlarıyla, Kürt aydınlarının da katılımıyla değişik toplantılar yaptık. Dünyadaki uygulamaları inceledik. Çocuğun ilk iki veya üç okul yılında eğitimini asıl olarak anadilde yapması, paralel olarak resmi dili de öğrenmesi, üçüncü veya dördüncü sınıfta resmi dile geçmesi, bir çözüm yolu. Kürt meselesinin çözüm yeri, meclistir. Özellikle bu sorunun çözümünde aydınların desteğine çok ihtiyaç bulunuyor. Evet bu sorunu biz çözeriz.
8. Yeni bir Anayasa konusunda Millet İttifakı olarak bir çalışma yapabiliriz. Dayatmacı, darbeci hukuk sistemine karşı özgürlükçü bir anayasa yapabiliriz.
9. Türkiye’de siyaset artık sağ-sol ayrımı üzerinden şekillenmiyor. Bugünkü saflaşma demokrasi yanlılarıyla, otoriter rejim yanlıları arasında. Cepheler böyle ayrılıyor.
10. Türkiye toplumunun demokratik bilincine ve sağduyusuna güveniyoruz. Artık değişim zamanı geldi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...