Bugün'den Prof. Dr. Ünsal Ban, 'Sektör kontrolü' alanındaki yoğun çekişme üzerinden 'Dünyayı "kim" yönetiyor?..' sorusuna yanıt aradı. İşte Ban'ın dikkat çeken tespitleri:
Bu tür "tek"e indirgemeci bakış açılarının doğru olmadığını ifade etmek isteriz.
Mesele o kadar "basit" değil.
Gelin, bu yazı için ayrılan alanın el verdiğince tahlil etmeye çalışalım.
"Mücadele"nin tarihsel boyutuna baktığımızda, karşımıza "sektör kontrolü" alanındaki yoğun çekişme çıkıyor. Bu sektörlerin başlıcalarına şöyle bir göz atalım:
Finans sektörü
Dönemin ABD Başkanı James Garfield 1881 yılında diyor ki:
"Ülkemizde para arzını kontrolü altında tutan kişiler sanayi ve ticaretin de tartışmasız belirleyicisi konumunda olacaklardır; ülkenin, ekonomik yapı üzerinde söz sahibi birkaç kişi tarafından yönetildiğini anladığınızda enflasyon ve deflasyonun ne şekilde ortaya çıktığını daha iyi bir şekilde anlayabilirsiniz!"
Evet, son derece çarpıcı bir tespit.
Bu tespit, ABD için de geçerlidir. ABD'nin "finans"a ilişkin tedbirleri, krizlerin tetikçisi olmuştur.
ABD'de 1840-1913 yılları arasında ülkenin parasal yapısını düzenleyici çeşitli enstitüler kurulmaya çalışılmış ve 1913 yılında FED (Federal Reserve Bank) olarak adlandırdığımız ABD Merkez Bankası tartışmalı bir şekilde kurulmuştur. Kurulduğu günden bu yana para arzında ve faiz oranlarında değişikliklere giderek ekonomiye çeşitli şekillerde müdahalelerde bulunmuştur. Öyle ki 1929 krizinin ortaya çıkmasının birinci sebebi FED'in oyunlarıdır.
Enerji sektörü
Günümüzde enerji, doğalgaz, petrol, maden kaynakları vs. ülkelerin ve de insanların ihtiyaç duyduğu arz talep dengesinin esnek olmadığı bir üründür. Enerji alanında söz sahibi olan kişiler, gruplar, çok uluslu şirketler ülkeleri kontrol etmek adına büyük avantaja sahiplerdir.
Medya sektörü
Medya bireylerin tutum ve davranışlarını etkileyebilme ve bunları değiştirebilme gücüne sahiptir. Dünyanın kontrolünü elinde bulunduranlar medyanın sağladığı bu avantaja sahip olmanın önemini anlamış ve dünyanın önde gelen medya kuruluşlarında söz sahibi olmuşlardır. Öyle ki dünya çapındaki medya gücünün yüzde 70'lik kısmı sayılı kuruluşların elindedir.
Silah-savunma-hücum sektörü
Bir ülke savaş halindeyken izlenen ekonomik politikadan en çok faydalanan ülkeye finansal kaynak sağlayan kredilendirme kuruluşları ve savunma sanayisinde faaliyet gösteren şirketlerdir. Örnek olarak, İkinci Dünya Savaşı sırasında patlayıcı üretimi yapan IG Farben adlı kuruluşun 1941 yılında gerçekleştirilen soruşturmada ABD'li Standard Oil şirketi ile ortaklığının olduğu ortaya çıkmıştır. 2011 yılı itibariyle ABD'nin 150 farklı ülkede 205 bin 118 tane askeri personeli görev almaktadır.
Bahsi geçen alanlarda söz sahibi köklü kuruluşların ortak bir yanları vardır; bu kuruluşlar genellikle soyları 17. yüzyıla kadar uzanan ailelerin kontrolü altındadır. 1800'lü yıllarda zenginliklerini bankerlik yaparak sağlayan aileler ilerleyen süreçte bankacılık alanında girişimlerde bulunarak güçlerini artırmış, sonrasında enerji ve savunma sanayi alanındaki yatırımları ile önemli sektörlerde yer almayı başarmışlardır. Tarihsel açıdan baktığımızda bahsi geçen ailelerin çeşitli kritik oluşumlarda yer aldığı gözükmektedir. Örnek olarak, ABD Merkez Bankası FED'in kuruluşu, CFR (Counsil of Foreign Relations) örgütünün kuruluşu verilebilir.
Tablo 1'de küresel piyasalardaki para akışının kontrolünü elinde bulunduran bazı ailelerin hisse sahibi oldukları şirketlerin Fortune 500'deki sıralaması ve kârlılık durumları verilmiştir. Ailelerin sahip olduğu sermaye miktarı birçok ülkenin ekonomisinden daha büyüktür. Öyle ki, 2009 yılında; içinde ülkelerinde yer aldığı en büyük 100 ekonomik varlık içinde 44 tanesi çok uluslu şirketler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyadaki toplam GSMH oranı 70 trilyon dolar ve ABD GSMH'si 14-15 trilyon dolar olarak hesaplanırken, sadece Rothschild ailesinin servetinin 30 trilyon dolar, Rockefeller ailesinin servetinin ise 25 trilyon dolar büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir.
Ve sonuç:
"Dünyayı kim yönetiyor" sorusuna yukarıdaki sektörleri elinde tutan "dar bir çerçeve" olarak cevap verebiliriz... Öncelikle bu alanlarda ya "var" olacaksınız ya da "yok" olacaksınız!..
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |