Ordu'nun Altınordu ilçesi Kirazlimanı mahallesinde yer alan ve Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından 2017 yılında arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı modeliyle ihale edilen 11 bin 575 metrekarelik denize sıfır arazide yükselen Belde Evler projesinde iki gündür yıkım sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milletvekili Ergün Taşcı’ya akıbetini sorup “Belediye Başkanı Hilmi Güler’e kaç kez söyledim, nasıl yıkmazsınız?” dediği projede, geliştirici İntaya & Özmen & Köksal Adi Ortaklığı bugün basın toplantısı düzenledi.
Ordu İdare Mahkemesi'nin verdiği son yıkım kararıyla ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı alan konsorsiyum yaptığı açıklamada “Ordu Büyükşehir Belediyesi, yüzde 22.5 hissesi belediyeye ait Belde Evler'in yıkımına başlarken “hak ve hukuk katliamı”na yol açtı” denildi.
Ordu Büyükşehir Belediyesi'nin arsa sahibi, ihale düzenleyecisi, imar planlayıcısı, proje onaylayıcısı ve ruhsatı veren kurum olduğuna dikkat çekilen açıklamada “Projeden daire satın alan vatandaşların haklarını aramak ve bugüne kadar yapılmış harcamaların akibetinin de öğrenilmesi amacıyla proje yetkilileri, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler defalarca görüşmüştür. Güler tarafından hiç bir çözüm önerisi ortaya konulmamış; hatta tarafımıza bu konuda bir geri dönüş bile yapılmamıştır. Bakacağız, hukuk ne derse o ile geçiştirmiştir” denildi.
Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl yapılan yapı tatil tutanağı, ruhsat iptali ve yıkım işlemi ile imar değişikliği işlemi olarak açılan davalarla ilgili yürütmeyi durdurma kararı aldıklarına dikkat çeken konsorsiyum, hukuki süreç ile ilgili şu bilgileri verdi:
Yıkımla ilgili alınan idari işlemler yönünden 3 kez aynı Mahkeme tarafından “yürütmeyi durdurma kararı” verilmiş iken; sebebini anlayamadığımız bir şekilde son olarak aynı mahkeme tarafından daha önce 3 kez verilen yürütmeyi durdurma kararına rağmen, bu kez yürütmeyi durdurma kararı talebimiz reddedilerek hukuka aykırı şekilde yıkım süreci başlatılmıştır.
Ordu İdare Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma talebimizin reddedilmesine ilişkin bu karar henüz tarafımıza ve Ordu Büyükşehir Belediyesine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği halde; 11 Şubat 2020 tarihinde, Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından 200 kişilik zabıta ve polisten oluşan güvenlik güçleri de hazır edilmek suretiyle yıkım yapılmak amacıyla sabah saat 09.00 suları itibariyle inşaat alanına gelinmiştir.
MAHKEME DUR DEDİ
Sözleşme ile müvekkilin zilyetliğinde bulunan inşaat sahasına hukuka aykırı bir şekilde gelinerek yıkımla ilgili herhangi bir tebligat yapılmaksızın ve tahliye için hiçbir süre verilmeksizin, inşaat sahasında iş makinaları, inşaat malzemeleri ve taşeronlarımıza ait makina ve techizat bulunmasına rağmen, bu konuda herhangi bir güvenlik önlemi de alınmaksızın gelişigüzel bir şekilde ve zorla yıkım faaliyeti gerçekleştirilmiştir.
Ordu Büyükşehir Belediyesinin yıkım işlemine esas aldığı projeye ait ruhsatın geçersizliğine yol açan imar değişikliğine ilişkin idari işlemle ilgili tarafımızdan açılan davada da 6 Şubat 2020 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Bu karar neticesinde artık yıkımın dayanağı olan imar planı değişikliği ile ilgili idari işlemin yargı kararı ile yürütmesi durdurulmuştur.
HUKUK KARARI HİÇE SAYILDI
Görüldüğü üzere ortada geçerli ve uygulanması gereken bir yargı kararı varken, bu hiçe sayılarak Ordu Büyükşehir Belediyesince hukuka aykırı şekilde yıkım işlemlerine devam edilmiştir. Bu verilen yürütmeyi durdurma kararı gereğince yıkım faaliyetinin yapılamayacağı yetkililere bildirilmiş ise de; bu yöndeki itirazlarımız sonuçsuz kalmış ve hukuka aykırı olarak yıkım işlemi devam etmiştir.”
HUKUK KARARI HİÇE SAYILDI
“Hukuk ne derse o” diyen Sayın Dr. Mehmet Hilmi Güler, hukukun vermiş olduğu kararları hiçe sayarak yıkım işlemini başlatmıştır. Bu eylem; tamamen hukuk dışı ve tam anlamı ile hukuk katliamıdır. Şimdi soruyoruz. Mahkeme kararları ve yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde bu hale getirilen Belde Evler Projesinden daire satın almış olan vatandaşlar ile bu projeye ihale ile ortak olarak katılmış ve projenin yüklenicisi durumunda bulunan “İntaya & Özmen& Köksal Adi Ortaklığı”nın uğramış olduğu mağduriyetlerin telafisi nasıl ve ne şekilde olacaktır? Bu zararlar kimin tarafından karşılanacaktır? Keyfi kararlarla ve hukuk tanımayan bir zihniyetle bu projeye zarar veren kurum ve kişiler, bu zararlardan bizzat sorumlu olmayacaklar mı?”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...