Erdoğan, MHP ile yapılan'Cumhur İttifakı'nın doğu ve güneydoğu bölgesinde de karşılık göreceği görüşünü dile getirdi.
Hürriyet, Sabah ve Akşam'ın haberlerine göre Erdoğan, Bulgaristan’daki Türkiye-AB Zirvesi’nden dönerken uçakta gazetecilerin sorularına özetle şu yanıtları verdi:
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Güneydoğu’da olumsuz bir hava söz konusu değil. ‘Cumhur ittifakı’, iddiaların tam aksine, oralardaki MHP’li kardeşlerimizin bizlerle dayanışma ruhunu teşvik ediyor. Ben inanıyorum ki ‘cumhur ittifakı’ ile birlikte bizim Güneydoğu’daki oy potansiyelimiz çok daha farklı gelişecek. Bunu speküle etmeye çalışanlar yok mu, var. Niye; kıskanıyorlar çünkü. Güneydoğu’da, Doğu’da belli bir oy rezervimiz var. Oy rezervimiz cumhur ittifakı sayesinde kesinlikle tırmanmaya devam edecek. Tırmanacak. Bunun bizlere getireceği başka artı değer ise yerel seçimlerde görülecek. Yerel seçimde de bunun neticesini çok farklı şekilde alacağız. Oralarda durumun daha da iyi olacağını düşünüyorum.
'YERELDE GÖNÜLLER DAYANIŞMASI OLABİLİR'
(Cumhur ittifakı yerel seçimlerde nasıl olacak?) Yerel seçimde ancak bir gönüllüler dayanışması olabilir. Onu da şimdi dillendirmemiz doğru olmaz. Onu ancak seçime doğru konuşuruz. Bunları ona göre zamanla şekillendiririz. Bizim hafıza kayıtlarımızda, onlarınkilerde dolaşanlar var. Şahsen ben şekillendirebiliyorum, ama bunu beraberce konuşup şekillendirmek çok daha isabetli olur. Kasım seçimine giderken de bizim dayanışma ruhumuzu zedelememek lazım.
'BOZKURT İŞARETİ İRADEMİZİN DIŞINDA AMA GÜZEL OLDU'
Mersin’de yaptığı bozkurt işareti) Rabia’yı sayarken, spontane biçimde olmuş o işaret. Hatta ben farkında bile değildim, konuşma bittikten sonra arkadaşlar söylediler. İrademizin dışında oldu ama güzel de oldu.
'HAKAN FİDAN'LA GÖRÜŞMÜŞLER'
Sabah'tan Hilal Kaplan'ın haberine göre de Erdoğan'ın açıklamalarından bir kısım şöyle:
Bir taraftan Irak'la görüşmeler devam ediyor ama Türkiye Sincar konusunda ne yapacak, müdahale edecek mi?
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı, terörle mücadele konusundaki kararlı duruşumuzu ortaya koydu. Irak yönetimi de bu konudaki hassasiyetimizi biliyor. Dün gece bize bir haber gönderdiler. 'Biz şu anda Sincar'da gerekli operasyonu birkaç yoldan başlattık, yapıyoruz' dediler. Şimdi onlarda istihbaratın başına geçen yeni bir isim var. Hakan Bey'in (Hakan Fidan) muhatabı. Görüşmüşler. Olumlu gelişmeler olduğunu belirtiyorlar.
YBŞ'liler ile Irak askerlerinin Sincar'da yan yana olduklarını gösteren fotoğraflar basına yansıdı. YBŞ'nin sözde lider Sincar'ı terk etmeyecekleri yönünde sözleri de var?
YBŞ vesaire bunların tümü hikaye. YPGPYD'nin ardından SDG'yi çıkardılar. YBŞ de ona benzer bir şey. Farklı isimler kullanılsa da biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Sincar'dan teröristler çıkarılıyor ise ne ala. Yok çıkarılmamışlar ise sınırımıza 60 km. mesafedeki Sincar'a da operasyon yaparız.
'BİR GECE ANSIZIN MENBİÇ'E GELEBİLİRİZ'
Suriye'de Menbiç'e operasyon var mı?
Hep ne diyorum ben? 'Bir gece ansızın gelebiliriz!' Gidecek olursak, bir gece ansızın gideriz. Bunun takvimini, yol haritasını verip düşmanı uyandırmak zaten doğru da olmaz. Biz bu tür işlerin planlarını komuta kademesi ile aramızda yapar; o doğrultuda harekete geçeriz.
AB, Türkiye'ye vaat ettiği 3+3 milyar euroluk yardımın daha ilk taksidinin tamamını bile vermiş değil. Bu hususta düşünceniz?
Şu ana kadar bize aktarılmış miktar yaklaşık 1 milyar 850 milyon euro. Biz mülteciler için 31 milyar dolar yatırım yapmış durumdayız zaten. Bu konuda kendilerine video gösterimi yaptık. 'Neler yaptığımızı gelin bizzat görün' dedim. Ama onlar bu yardımın projeler üzerinden aktarılabileceğini söylüyorlar. Madem öyle, biz projeleri hızla devreye sokalım. Sağlık, eğitim vb. konularda neler yaptığımızı projelerle ortaya koyalım. Madem proje bazlı ödüyorlar, o zaman bu dediğimi yapmamız lazım.
Vize serbestisi konusunda bir beklenti vardı. Bu konuda bir takvimlendirme var mı?
Avrupa Birliği Bakanımız takip edecek. Nisanda görüşmeler için teknik heyet gelecek.
'HER ŞEY DÖRT DÖRTLÜK DEĞİLDİ'
Varna zirvesi, AB üyesi kimi ülkelerin Türkiye ile müzakereleri kesmek gerektiğinden söz ettiği bir dönemde gerçekleşti. Zor sürecin bu toplantıyla geride kaldığını söyleyebilir miyiz?
'Her şey dört dörtlük demek, kendimizi yanıltmak olur. Ama liderler düzeyinde bir araya gelmemiz, masaya oturup samimi bir şekilde konuşmamız önemliydi. Diyaloğu sürdürme, ilişkilere ivme kazandırma hususunda mutabakat var. Arkadaşlarımızın bundan sonra sıkı markaj yapmaları lazım. Ama olay eninde sonunda, ülke olarak ne kadar güçlü olduğunuzla da alakalı. Güçlü iseniz gelişmeler de daha farklı oluyor. Olumlu gelişmeler, Fırat Kalkanı'nın, Zeytin Dalı'nın, şehitlerimizin, gazilerimizin bereketidir bence.
'RUSYA'YA KARŞI BİR ADIM ATMAYACAĞIZ'
İngiltere-Rusya arasındaki casusluk krizi büyüyor. AB'de 14 ülke Rus diplomatlar hakkında sınır dışı etme kararı aldı. Türkiye'ye bu yönde bir baskı var mı?
İngiltere-Rusya arasındaki casusluk kriziyle alakalı olarak Dışişleri Bakanlığımız, Türkiye’nin kanaatini gerek NATO’ya gerek AB’ye iletiyor. Bizim tamamen onlar gibi hareket etmemiz söz konusu değil. Bir iddiaya istinaden bazı ülkeler bir adım attı diye, biz de aynı adımı atalım şeklinde bir anlayış içinde olmayız.
'AB TARAFSIZ DEĞİL'
Doğu Akdeniz'le ilgili Brüksel'de Türkiye'ye eleştiriler gelmişti. Burada geri adım atmamız söz konusu mu?
Biz orada bulunacak doğalgaz ve petrolde uluslararası hukuk doğrultusunda Kıbrıs adasının ortak sahibi KKTC'nin haklarının olduğunu söylüyoruz. Ancak Rum kesimi 'Biz hangi firmaya istersek onlara sondaj yaptırırız' diyor. Hangi uluslararası firmaya vereceklerse onun kararını beraber alsınlar. Uluslararası hukuk bunu gerektirir. AB'nin bu meselede tarafsız davrandığını söyleyemeyiz.
'ADALETTEN BÜYÜK DEĞİLİM'
Kıbrıs ve Yunanistan ile ilişkilerimiz üzerinde de duruldu. Bu konuları detaylı bir şekilde ele alma imkânı bulduk. Sınırı geçerek askeri bölgemize girdikleri için tutuklanan iki Yunan askerinin durumu konuşuldu. Konunun yargıda olduğunu, ailesinin, konsolosluk yetkililerinin askerleri ziyaret etmekte olduklarını anlattık. ‘Siz çok büyük bir ülkesiniz, siz büyük bir Cumhurbaşkanısınız, o iki askerin bırakılmalarını sağlayın’ dediler. Ben de cevaben, ‘Ben adaletten daha büyük değilim. Olay yargı aşamasındadır. Yargı makamlarının verecekleri kararı beklemek lazım’ dedim.
'BU KONUDA SESİ ÇIKMAYANLAR…'
Tabii ki iki asker konusunun üzerinde bu denli duranların, Türkiye’de darbeye karıştıktan sonra Yunanistan’a kaçan Türk askerlerinin bize iadesi meselesi üzerinde hiç durulmamasının hakkâniyetle bağdaşmadığını da anlattım. Biz elbette iki olay arasında herhangi bir bağ kurmuyoruz. Ama bizim ülkemize darbe yapanlar hâlâ Yunanistan’da. Biz kendilerinden istediğimiz halde bize vermediler. Bu konuda hiç seslerini çıkarmayanlar, iki Yunan askerinin hemen bırakılması gerektiğinden bahsediyorlar.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...