Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Habertürk Gazetesi'nde yer alan habere göre, Erdoğan'ın uçakta yaptığı açıklamalar şöyle:
'TUTUKLU SÖZDE GAZETECİLERLE İLGİLİ BİLGİ VERDİM'
Türkiye ve Avrupa ilişkilerinin durumunu ele aldık. Macron’a Türkiye’de tutuklu sözde gazetecilerle ilgili bilgi verdim. Bunların bir bölümünün adi suçlardan, büyük bölümünün de terörden ve terörle iltisaktan içeride olduklarını anlattım. Bana bazı isimler verdi. Ben de o isimlerle ilgili savcıların ne tür iddiaları olduğunu, bilgi paylaşımı çerçevesinde göndereceğim. Neticede, yargı bağımsızdır. ‘Sizin yargınız nasıl saygınsa bizimki de saygındır. Türkiye, insan hakları konusunda Batılı pek çok ülkeden daha hassastır, ileridedir’ dedim. Örneğin Can Dündar denilen sözde gazeteci, Türkiye’de mahkûm olmasına rağmen Almanya’da rahatça dolaşıyor. Biz, suç işlediği sabit, 5 yıl, 10 ay hapse mahkûm edilmiş birine bu şekilde rağbet gösterilmesini ve suçluların iade edilmemesini doğru bulmuyoruz. Paris’teki basın toplantısında bir gazeteci kalktı, malum Gezi olaylarının kahramanı Osman Kavala’yı sordu. Demek ki Fransa’da Kavala’nın avukatları varmış! Gezi olaylarının arkasındaki bütün o işlerin kahramanıdır; Türkiye’nin Soros’udur bu adam. Bu tür insanların hangi çevrelerde nasıl sahiplenildiğini görmek de manidar.”
“İsrail’e tehdit oluşturacak ülkeler zayıflatılıyor” yorumları var. Şimdi İran’da olaylar var. Şöyle yorumlar geliyor: “Suriye, Irak ve İran’dan sonra hedef Türkiye olabilir mi?” Siz de PKK’nın Suriye’ye yerleştiğini söylemiştiniz. Böyle bir risk görüyor musunuz?
Yorumlara, varsayımlara değil, biz kendi hedefimizin ne olduğuna odaklanmalıyız. Kendinizi zayıf görüyorsanız zaten bittiniz demektir. Ben Türkiye’yi asla zayıf olarak görmüyorum. Biz vurduk mu oturturuz. Ne PKK bir şey yapabilir ne YPG! Hadi, güçleri yetiyorsa, terör koridoru meselesinde yürüsünler. Bu noktalarda evvelallah biz inanıyoruz, inandığımız için de üstünüz. Nasıl biz şu anda 2 bin kilometrekare arazi üzerinde huzur, sükûn getirdiysek, o terör koridoru olarak düşündükleri yeri de onlara mezar ederiz. Bunu herkes bilecek. Bizim medyamızın da bunun bilincinde olması lazım. Konuya ABD değil Türk’ün bakışı ile bakın. ABD, lafa gelince “Biz terör örgütünün karşısındayız” diyor. Sonra da DEAŞ’a karşı yine bir terör örgütü olan YPG’yi yanına alarak mücadele ediyor. Medyadan bazıları da “Ne yapsın ABD, tabii ki onlarla yürütecek bu işi” diyebiliyor. Milli ve yerli olmak, yanlışa düşmemek açısından da önemli.
S-400 füzeleri ile ilgili anlaşmadan sonra, özellikle NATO’nun önemli üyelerinden ABD ciddi tepki gösterdi. Hatta “Yaptırım uygulayalım” denildi. Şimdi EUROSAM ile anlaşmaya gidiliyor. Bu eleştirilerin azalmasını bekliyor musunuz?
Konu ile ilgili zaten NATO Genel Sekreteri Stoltenberg açıklama yaptı: “Buralara müdahale etme gibi bir şey söz konusu olamaz...” Niye bu açıklamayı yaptı? Çünkü Yunanistan S-300 almış. ABD’nin Yunanistan’a karşı sesini duydunuz mu? Sen Yunanistan’a karşı, “Burada S-300’ler var, hadi çıkarın bunları” demeyeceksin. Türkiye’ye kalkıp bunu söyleyeceksin. Böyle bir şey olmaz. Bizim şu an Fransa ve İtalya ile birlikte EUROSAM’da attığımız adım, aslında bir çeşitlendirmedir. Daha güçlü olalım. Hem o olsun hem o olsun. Bakın THY’de sadece Boeing yok. Ama biz iktidara geldiğimizde sadece Boeing vardı. Biz Boeing yanına bir de Airbus koyduk. Kendi uçağımızı da yaptıktan sonra olay çok farklı yere gider.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...