120 ülkeden 600 din adamının katıldığı konferansta Müslüman gençleri radikal gruplar konusunda uyaran Ezher Şeyhi Dr. Ahmet el Tayyib, "Cihat çağrısını hiçbir kişi ve cemaat yapamaz." dedi.
İki günlük konferansta, dinlerin terörle mücadeledeki duruşu tartışıldı. El Ezher Üniversitesi tarafından organize edilen programa, radikal terör gruplarından zarar gören farklı mezhebe sahip vatandaşlar da iştirak etti.
Arap Birliği eski Genel Sekreteri Amr Musa ve Mısır Müftüsü Şevki Allam gibi isimlerin de hazır bulunduğu programda, Müslüman ve Hristiyan din alimleri tüm dünyaya her türlü radikalizm ve terör eylemini reddettiklerini duyurdu.
Ezher Şeyhi Tayyib, konferansta yaptığı konuşmasında, İslam dininin her türlü aşırılığı reddettiğini vurguladı. Ayrıca Tayyib, hiçbir kişi veya cemaatin cihat çağrısını yapamayacağını ise şu sözlerle dile getirdi: "Allah için cihada ne bir şahıs, ne de bir cemaat çağırabilir. Cihat çağrısını sadece devlet başkanı yapar. Bazı Müslüman gençlerin cihat adı altında radikal gruplara katılmasına çok üzülüyorum. Ayrıca IŞİD ve benzeri radikal örgütlerin fikirleri İslam hukukuyla bağdaşmaz. Mezhepçilik, ulusları parçalanmaya sürükleyerek dış mihraklara hizmet ediyor.”
Ezher Şeyhi Tayyib, sloganik lafların gençleri yanlış mecralara sürüklediğini, bunun son dönemdeki en büyük örneğinin ise IŞİD olduğunu vurguladı. Tayyib, Ortadoğu'ya silah satan devletlere de şu sözlerle çıkıştı: "Araplara yönelteceğiniz silah fabrikalarını çöllerde kurun, insanların üzerinde denediğiniz silahlarınızı da bir sürü boş çöl var, oralarda deneyin.”
İSLAM, RADİKALİZMLE BAĞDAŞMAZ
Konuşmasında terörle mücadeleyi değerlendiren İskenderiye Piskoposu İkinci Twadhoros ise birlik ve bütünlük mesajı verdi. Twadhoros, "Toplumun birliği ve ülkenin korunması için gece gündüz Allah’a dua ediyoruz." dedi. Kiliselere düzenlenen saldırıları da değerlendiren Twadhoros, "Geçen yıl 18 Ağustos tarihinde kiliseler yakıldı. Bu, sevgili ülkemiz için bir bedel oldu. Biz hep 'Kilisesiz bir vatan, vatansız kilisenin olmasından daha önemlidir.' dedik." ifadelerini kullandı.
Cihan Haber Ajansı’na konuşan El Ezher İslam İlimleri Fakültesi Dekanı Dr. Abdulmunim Fuad ise, konferansa farklı dinlerden şahsiyetlerin katılmasının önemine işaret etti. Fuad, İslam dininin terörden uzak olduğunu ve Müslümanın da kendisine güven duyulan insan anlamına geldiğini şöyle anlattı: "Buradan tüm dünyaya bir mesaj vermek istiyoruz. Ve diyoruz ki İslam dinini radikalizm ve terörle yargılamaktan vazgeçin. İslam dini ne aşırılıkçı, ne de terör dinidir. Cenabı Allah iyilik ve takvada yardımlaşın buyuruyor. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) de Müslümanı herkesin elinden ve dilinden emin olduğu kişi olarak tanımlıyor."
TÜRKİYE, DİYALOG İÇİN AKTİF ROL OYNAMALI
Şam’da ikamet eden Antakya ve tüm Doğu Patriği Üçüncü Gregory Laham ise bu tür programlara Hristiyan ve Müslümanların duyarlılık göstermesini arzu ettiğini söyledi. Laham, "Arap ülkelerinde Türkiye’de ve tüm dünyada karşılaştığımız sorunlara karşı kenetlenmeliyiz. Sadece bu konferansta değil aynı zamanda sokakta, siyasette ve eğitimde bir araya gelmeliyiz. Türkiye, Suriye’de daha fazla açılım yapmalı. Birlikten güç doğar. Türkiye, Arap dünyasındaki tüm toplumlarla diyalog kurmada aktif rol oynamalı.” şeklinde konuştu.
Mısır Müftüsü Şevki Allam da, konferansın İslam dünyasının radikalizm nedeniyle zor bir süreçten geçtiği dönemde gerçekleştiğini belirterek, Müslüman ülkelere bu tür tehlikelere karşı dikkatli olma çağrısında bulundu: “Gelen tüm İslam alimleri terörü ve radikalizmi reddediyor. Aşırılığın İslam’da yeri yok. İslam dini yıkımı değil inşa etmeyi hedefliyor. Dini referanslar konusunda din adamlarına başvurulmalı. İslam dünyası kendini çevreleyen tehlikelere karşı dikkatli olmalı. Özellikle radikal fikirler istikrar ve gelişmeye olumsuz etki ediyor.”
İSLAM'A EN BÜYÜK HAKSIZLIK
Konferansın kapanış bildirgesinde, terörizmle mücadele yöntemleri konusunda mülahazalar ortaya konuldu. Terörizm ve şiddetin hiçbir dinle bağdaştırılamayacağı vurgulanarak, devletlerin kendi çıkarları için başka ülkelerdeki şiddet yanlısı örgütleri desteklememesi gerektiği ifade edildi. Ortadoğu'da ise Filistin sorununa köklü çözüm bulunmadığı sürece, bölgede ve dünyada kesin bir barışın sağlanamayacağına dikkat çekildi.
Bildirgede ayrıca, tüm dünyada silahlı eyleme dönüşen radikal gruplara karşı uluslararası standartlarda ortak söylem birliğinin geliştirilmesi gerektiği kaydedildi. İslam coğrafyasında tekfirci gruplara katılımların ve yardımların önüne geçilmesi çağrısı da yapıldı.
Bildiride ayrıca, Suriye ve Irak'ta yaşananlardan İslam'ın sorumluymuş gibi gösterilmesinin dine yapılan en büyük haksızlık olduğu ifade edildi. Yaşananlarda İslam'ı sorumlu tutmanın ya İslam’ı tanımamaktan ya da kasıtlı bir şekilde öyle gösterilmeye çalışılmasından kaynaklandığına dikkat çekildi.
cihan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...