Fatih Altaylı, bugünkü "Bizi sevindiren sözlerin arkasında bilimsel bir şey var mı Ahmet Bey!" başlıklı yazısında, "Bir ülkenin kalbi, o orada yaşayan milyonlarca insanın hayatıdır.Bu bu kadar ucuz mudur?" diye sordu.
Prof. Ercan, "İstanbul'u etkileyecek 7,5 ve üstü bir depremin olması için bin yıl geçmesi gerekir" demişti.
Profesör Ahmet Ercan’ın “İstanbul’da 1000 yıl büyük deprem olmayacak” diyen röportajını görünce açıkçası şaşırdım.
1000 yıl olmayacak demek, “Hazırlık mazırlık yapmayın. Deprem olmayacak” ile eşanlamlı bir cümle.
Zaten rehavete kapılmaya teşne bir toplumu, iyiden iyiye umursamazlığa itecek bir “bilimsel” görüş.
Bu tehlikesizlik hali hoşuma gitti ama yine de bilime inanan biri olarak Ahmet Ercan’ın bu tezini destekleyen bilimsel çalışmalarını görmek için internet üzerinden bir araştırma yaptım.
Açıkçası Ercan’ın tezini doğrulayan bir yayın göremedim.
“Mutlaka vardır ama ben "bulamamışımdır" diyerek bilimsel destek arayışı ile röportajda “İTÜ Öğretim üyesi” olarak tanıtılan Ercan’ın bu konudaki makalelerini bulup bana göndermesi için aynı üniversitenin Jeoloji bölümü profesörü Celal Şengör’e bir mail yolladım ve şu soruları sordum:
- Sayın Ercan’ın üniversitenizdeki şu anki görevi nedir?
- İlgili röportajdaki tezlerine gerekçe olan makale ya da sunumları nelerdir?
- Bu makaleler hangi saygın dergilerde yayınlanmıştır veya hangi bilimsel kongrelerde sunulmuştur?
- Bu konu ile ilgili yayınları var mıdır?
Profesör Şengör’den şöyle bir yanıt geldi:
“Aziz kardeşim, sorduğun için söylüyorum, Prof. Ahmet Ercan, uzun yıllardır İTÜ öğretim üyesi değildir. Yıllar önce milletvekili adayı olmak için üniversiteden istifa etmiştir. Daha sonra dönüş talebi üniversite tarafından kabul edilmemiştir. İTÜ öğretim üyesi sıfatını hala kullanıyor olması doğru bir tutum değildir.
Deprem ve deprem tahmini alanındaki yetkinliği sıfırdır.
Eski Türkiye Jeoloji Kurumu’nun bilimsel değil popüler bir yayın olan dergisi Yeryuvarı ve İnsan’da Doğu Anadolu Fayı ve üzerindeki mikro depremler ile ilgili bir yayını dışında bir yayını yoktur. Türkçe yayınladığı bir kitap vardır ama bilimsel değildir.
Söylediklerinin gerçekle alakası olmadığı gibi bilimsel olarak da tam bir zırvadır.
Bu röportajın yanlışlığı ile ilgili olarak Uğur Dündar’a yolladığım maili de ekliyorum.”
İyi de adının başında profesör ve jeoloji kelimeleri geçen herkesin aklına estiği gibi konuşması hak mıdır?
Bununla ilgili benim merak edip sormam dışında, bir etik değer bir yaptırım yok mudur?
Sonuç olarak etkilenecek olan bir ülkenin kalbi, o orada yaşayan milyonlarca insanın hayatıdır.
Bu bu kadar ucuz mudur?
Sayın Ahmet Ercan’dan rica ediyorum. Hepimizi ilgilendiren bu önemli konu ile ilgili bu kadar net konuşmasını sağlayan “bilimsel gerekçeleri” ve bunlarla ilgili yapmış olduğu yayınları paylaşabilir mi?
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...