HDP Sözcüsü Günay Kubilay, partisinin genel merkezimizde, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Kubilay'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şu şekilde:
'TEHLİKELİ OLAN BAHÇELİ’NİN ZİHNİYETİDİR'
- Türkiye veya Kuzey Suriye için tehlikeli olan Bahçeli’nin zihniyetidir. Bu şovenist ve ırkçı zihniyet tarihin çöp sepetine gönderildiği ölçüde ülkede de bölgede de Ortadoğu’da da sorunlar barış ve diyalog yoluyla çözülebilir, halkların eşit haklar temelinde yaşayabileceği koşullar yaratılabilir. Türkiye toplumu savaş ve barış arasında önemli bir yol ayrımında bulunuyor. Biz bu tarihsel dönemeçte savaşa karşı barışı, zorbalığa karşı hukuku ve adaleti savunmaya devam ediyoruz.
- Dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeler savaş zihniyetine karşı barış mücadelesini yükseltmeyi önemli bir görev olarak önümüze koyuyor. Bahçeli’nin barışa da barış söylemine de alerjisi var.
- Bugünkü diğer bir konu başlığımız ABD-Türkiye görüşmesi. İktidarın askeri operasyon tehditleri altında Türkiye ve ABD arasında Suriye’nin Kuzeyinde “Güvenli Bölge” kurulması amacıyla başlatılan görüşmelerin anlaşma ile sonuçlanmış olması, saldırı ve savaş seçeneğini devre dışı bıraktığı için olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
‘OLUMLUDUR ANCAK SORUNUNUN MUHATAPLARI YER ALMADIĞI İÇİN EKSİKTİR’
- Bu gelişme istendiği zaman sorunların masada ve diyalog yoluyla çözülebildiğini göstermektedir. Bu görüşme yıllardır diyalog ve müzakerelerin maliyetsiz ve bedelsiz tek doğru yöntem olduğuna yönelik ısrarlarımızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Umuyoruz ki savaş ve saldırı seçeneğini devre dışı bırakan bu yöntem kalıcı ve sürekli olur. Ancak bu müzakereler ve sonrasında varıldığı belirtilen anlaşmada sorununun muhatapları yer almadığı için eksiktir ve başarısı şüphelidir.
‘ABD VE RUSYA’YLA DEĞİL KÜRT HALKININ TEMSİLCİLERİYLE KONUŞULMALI’
- Kürt sorunu ABD ve Rusya ile konuşularak çözülemez. Bir başka güce ihtiyaç duymadan kendi sorunlarımızı diyalog ve müzakere yoluyla çözebileceğimizi yıllardır dile getiriyoruz.
- Kuzey Suriye meselesinde yapılması gereken Moskova ve Washington arasında bir sarkaç gibi gidip gelmek yerine Kürt halkının temsilcileri ve Suriye Özerk Yönetimi temsilcileri ile görüşmek ve bir yuvarlak masa etrafında bir araya gelmektir.
YAPILMASI GEREKEN BİR BARIŞ COĞRAFYASINI EL BİRLİĞİYLE OLUŞTURMAKTIR
- Son dönemlerde ısrarla dile getirilen barış koridoru söylemi ilk başta pozitif bir çağrışım yapsa bile düşman iki kesim arasında bir ara bölgeyi tarif ettiği ve yayılmacı emeller taşıdığı için sorunludur. Yapılması gereken ‘Barış Koridoru’ değil, büyük bir Barış Coğrafyası yaratmaktır. Adına ne denirse denilsin halklar arasına örülen duvarlar, oluşturulan koridorlar ve bölgeler düşmanlık siyasetinin yansımalarıdır ve bunlara ihtiyaç yoktur.
'ÖCALAN'IN SÜREÇLERE DAHİL OLMASININ YOLU AÇILMALIDIR'
- Bu kritik eşikte Öcalan ile avukatlarının görüşmüş olması önemli bir gelişmedir. Görüşmenin içeriğinden ve taşıdığı anlamlardan bağımsız olarak, tecrit insanlık dışı bir uygulamadır, ailesi ve avukatlarının Sayın Öcalan ile görüşmesi temel bir haktır. Konjonktürel siyasi gelişmelere göre engellenmesi kabul edilemez.
- 2 Mayıs’tan itibaren yapılan dört görüşme sonrası avukatlarca kamuoyuna açıklanan görüşler, Öcalan’ın görüş ve önerileriyle demokratik siyaset sürecine katılımının sorunların diyalog ve müzakere yoluyla çözümüne dair azami düzeyde katkı sunacağını göstermiştir.
- 2013-2015 yılları arasında yaşanan gelişmeler Öcalan’ın devrede olduğu süreçlerin Türkiye için barış ikliminin yaratıldığı dönemlerdir. İlgili çevreler sorunları müzakere, çözüm ve diyalog yoluyla çözmek istiyorlarsa öncelikle yapmaları gereken, İmralı’ya yönelik tecrit politikasına son vermek ve Öcalan’ın bu süreçlere dahil olmasını sağlamanın yolunu açmaktır.
‘IŞİD’İN PALMİRA’YI YOK ETMESİYLE AKP’NİN HASANKEYF’İ YOK ETMESİ ARASINDA NE FARK VAR?’
- Kaz dağlarında yaşanan yıkımın bir benzeri Hasankeyf’te yaşanıyor. Hasankeyf’te yaşanan yıkım son derece kapsamlı bir saldırının parçasıdır. Kürtlerin topraklarında kadim olan her şey AKP iktidarı tarafından ya yakılıyor ya yıkılıyor ya da sular altında bırakılıyor. Şimdi soruyoruz, tarihi kendiyle başlattığını söyleyen IŞİD’in Palmira’yı yok etmesiyle AKP iktidarının 12 bin yıllık bir tarih olan Hasankeyf’i yok etmesi arasında nitelik olarak ne fark var?
- Hasankeyf’te her gün insanlar darp edilip gözaltına alınıyor. Hasankeyf’ten ellerinizi çekin demek suç değildir, o tarihi sular altında bırakmayın demek suç değildir. O tarih insanlığın ortak mirasıdır ve halk tarihine, kültürüne sahip çıkmaya devam edecektir.
- Dün bu yağmaya ve talana dair politika “yeşil yol” adı altında Karadeniz’de, Artvin’de uygulandı. Bugün Munzur Dağları altın madeni adı altında delik deşik edilmek isteniyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...