Rüşvetle Mücadele Rehberine göre en çok rüşvet; petrol arama, inşaat, üretim endüstrileri, telekomünikasyon alt yapı yatırımları ve enerji santrallerinin inşasıyla ilgili işlerde dönüyor.
İKİ bin yıl önce, Hint Kralı Kautilya, rüşveti ele alan 'Arthashastra' adlı bir kitap yazdı. Yedi yüzyıl önce, Dante, rüşvetçileri cehennemin en derinlerine koyarak, Ortaçağ'da yolsuz davranışlara duyulan nefreti yansıttı.
Shakespeare, bazı oyunlarında yolsuzluğa önemli yer vermişti. Amerikan Anayasası'nda da, ABD Başkanı'nın yargılanarak görevden uzaklaştırılması hususunda rüşvet ve vatan hainliği suçları açıkça ifade ediliyor.
Adı ister bahşiş olsun, adı isterse hediye olsun veya rüşvet veya kimine göre çorba parası. Ama ortada bir usulsüzlük var. Buna hem veren hem de rüşveti alan sebep oluyor. Başka bir tabirle rüşveti verende alan da durumundan şikâyetçi değil. Ama olayın hem maddi hem de manevi boyutlarına baktığımız zaman rüşvet bir toplumu derinden dinamitleyen en büyük yıkım aracı olduğunu görüyoruz. Türkiye 179 ülke arasında en temizden kirliye doğru gidildiğinde 79 sırada bulunuyor. Yani rüşvet konusunda sicilimiz hiçte parlak değil. En temiz ülke Finlandiya, Danimarka, Singapur. Yunanistan ise bizden daha temiz görünüyor 56.sırada Rüşvet konusunda en ağır sicili olanlar ise Irak, Azerbaycan, Hırvatistan gibi ülkeler...
Türkiye 22 Avrupa ülkesi arasında rüşvete en çok tolerans gösteren ülke konumunda.
RÜŞVETİN RAPORU DA YAYINLANDI
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatının(OECD) üye ülkelerdeki inceleme elamanlarının ``rüşvet için kullanılan teknikler konusunda bilgilendirilmesi ve kamu görevlilerine verilen rüşvetin tespiti ile rüşvet türlerinin belirlenmesinde gerekli araçların sağlanması`` amacıyla yayımladığı ``Vergi İnceleme Elemanının Rüşvetle Mücadele Rehberi`` Gelir İdaresi Başkanlığınca yeniden düzenlenerek, ülkemize uyarlandı. Rüşvetle mücadelenin altyapısı ve OECD`nin konuyla ilgili çalışmalarının anlatıldığı rehberde, Türkiye`nin bu konudaki hukuki altyapısı da detaylı bir şekilde işlendi. Bu çerçevede Türk Ceza Kanunu, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve diğer kanunlarda yer alan rüşvetle ilgili düzenlemeler tek tek irdelendi.
RÜŞVETİN TANIMI YAPILDI
Rehberde rüşvet, ``Kamu görevlisinin performansını etkilemek için, görev gereği yapmaması gereken uygunsuz bir şeyi yapması veya yapması gereken bir şeyi yapmaması için gönüllü olarak kendisine değerli bir şeyin verilmesi`` olarak tanımlandı.Rüşvetle Mücadele Rehberine göre, rüşvete her sektörde rastlanabiliyor. Ancak, teknik know-how`un ana unsur olduğu endüstrilerde rüşvetle çok daha sık karşılaşılıyor. Yapılan iş için idari izin alınması gereken durumlarda da sık sık rüşvet olaylarına tanık olunuyor. Bu alanlardan bazıları da, rehberde, ``petrol arama, inşaat, üretim endüstrileri, telekomünikasyon alt yapı yatırımları ve enerji santrallerinin inşasıyla ilgili işler`` olarak sayılıyor.
RÜŞVET ARAÇLARI NELER?
Rüşvet sırasında örtülü fonlara da sıkça başvuruluyor. Yöneticiler ve kilit personele primlerin belli bir yüzdesi ya da net bir miktar şeklinde, verilen sözlere dayanılarak yapılan ödemeler de, bir rüşvet aracı olarak yaygın şekilde kullanılıyor.Rehberde, kaçakçılık ve rüşvetin göstergeleri ile ödeme yöntemleri şöyle sıralanıyor:
-Haddinden fazla abartılmış indirimler veya hayali indirimler.-Meşru işyeri vasıtası ile fonların mübadelesi.
-Bir kamu görevlisinin kontrolü altındaki firma, ilgisiz bir firmaya danışma ücreti şeklinde hayali (sahte) faturalar karşılığında büyük tutarda para öder. Bu firma, daha sonra bir banka görevlisinin yardımıyla, çeklerin karşılığını kendi çalışanlarından birinin aracılığıyla nakde dönüştürür. Böylece para, kamu görevlisinin kontrolündeki ilk şirkete geri döner.
-Sahte işyeri aracılığıyla fonların devri: Sahte bir isme banka hesabı açılır ve bu hesap üzerinden çekler nakde çevrilir. Satın almanın kanıtı olarak hayali işlemlere dayanan faturalar düzenlenir, sahte işyerine ait çek rehin edilir ve ardından da bozdurulur.
-Kampanya harcamalarının ödenmesi. Dolaylı politik katkı ve yardımın örneği olarak, politik kampanya düzenleyen komitenin ya da adayın sağlamış olduğu bazı kampanyalara ödenmemiş faturalar sağlanır.
-Kamu görevlilerine yapılan dolaylı ödemeler: Bu yöntemlerden bir tanesi avukatlık bürosu yoluyla yapılan ödemeler. Avukat, aracı rol oynuyor, ödemeler avukatın emanet hesabına yatırılıyor ve bu hesaptan kamu görevlisine aktarılıyor. Bu yöntem, halkla ilişkiler, reklamcılık ve muhasebe şirketleri arasında da kullanılıyor.
-Ticari faaliyetlerde bulunmak üzere kurulmamış ve üst kademesinde bir kamu görevlisinin bulunduğu vakfa bağış yapılması.
-Gerçek piyasa fiyatıyla karşılaştırıldığında müşteriye abartılı bir tutarla fatura ödenmesi. Aradaki fark, işletmenin karını etkilemeden daha sonra bir aracıya ödeniyor.
-Bir şirketin altyapı, yerleşim, kuruluş ve gelişimi için yapılan harcamalara ait ödemelerin, mimarlık ofisleri kullanılarak, vergi cennetlerindeki banka hesaplarına yapılması.
-Profesyonel hizmetler. Birçok şirketin projelerle ilintili ve özel durumlarda yüklendikleri masraflar, gerçek bir işe ait normal fatura tutarının üzerinde olabiliyor. Bu fazladan faturalandırılmış tutar, firma tarafından önceden ayarlanmış politik ödemeler ya da kamu görevlilerine yapılan ödemeleri gizlemek için kullanılır. Bunun diğer bir göstergesi ise, danışmanlık şirketlerine yapılan, ancak hangi hizmet için yapıldığı belli olmayan yüksek tutarlı ödemelerdir.
RÜŞVETLE MÜCADELEDE NEREDEYİZ?
33 ülkeden toplam 1.186 üst düzey yöneticinin katılımı ile gerçekleştirilen `10. Global Usulsüzlük Araştırması: Rüşvet ve Yolsuzluk Uygulamaları Raporu`na göre Türkiye`deki üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası, rüşvet konusundaki yaptırımların yeterince uygulanmadığını kaydediyor. Son 5 yılda rüşveti önlemek amacıyla önemli düzenlemeler yapıldığı belirtiliyor. Rapora göre, rüşvet ve yolsuzluk en çok şirket itibarına zarar verirken, aynı zamanda yatırımcılarla gözetim ve düzenleme kuruluşları nezdinde de şirket hakkında menfi önyargı oluşturuyor.
RÜŞVET BİTERSE TÜRKİYE BÜYÜR
Dünya Bankası`nın son araştırmasında, Türkiye`deki firmaların yıllık satışlarının binde 6`sı kadar tutarı `yetkililere hediye` olarak, müfettiş ve denetimlerden kaçmak için, izin ve ruhsat almak veya bürokratik süreci hızlandırmak için yada ihaleyi kazanmak için gayri resmi şekilde yaptıkları ödemelere harcadıkları belirlendi. Girişimcileri korkutan uzun ve yorucu `bürokrasi engeli`nin, rüşvetle kısalıp kolaylaştığı ve ekonomiye ne oranda zarar verdiği bir kez daha ortaya kondu. Dünyanın en büyük bankalarından ABN Amro Bank`ın araştırması da Türkiye`de rüşvetin, milli geliri ne oranda kemirdiğini gözler önüne serdi. Türkiye`de rüşvetin önüne geçilirse, GSMH`nın yüzde 5-6 oranında büyüyeceğini söyleyen iş dünyası temsilcileri ki aralarında TOBB-İTO-İSO gibi kuruluşlar bunlar. Türkiye'de bürokrasinin azalmasıyla rüşvet ortadan kalkacağı gibi Türkiye'de daha hızlı büyüyecektir. Zira rüşvet yatırımcının heyecanını azaltan olumsuz bir etken olarak ortada duruyor.
Global Yatırımcı İklimi–2005` adlı rapora göre bu firmalarla diğer yatırımcı firmaların yıllık cirolarının % 0,6`sını rüşvete ayırdıkları söyleniyor. Bu kadar para, yatırıma gidecekken kayıtdışına gidiyor. Bunun önüne geçilmesi için ise özelleştirilmenin hızlı ve süratli bir şekilde yapılması ve devletin ekonomiden elini çekmesi gerekiyor.
100 İŞADAMINDAN 46'SI RÜŞVET VERİYOR
TESEV`in 1200 işadamıyla yüz yüze konuşarak yaptığı araştırmada `Türkiye yolsuzluk mücadelesinin neresinde?` sorusuna cevap arandı. `Çözülmesi gereken en önemli sorun`un ne olduğuna iş dünyası 1– Enflasyon 2– Rüşvet ve Yolsuzluk 3– İşsizlik 4–Eğitim sıralamasıyla cevap veriyor. Algılanan rüşvet ve yolsuzluğun en yaygın olduğu alanlar konusunda ise Gümrükler ilk sırayı alırken onu Trafik Polisi, Tapu Daireleri ve Belediyeler takip ediyor. TESEV`in ilkini 4 Mart 2001`de yaptığı yolsuzluk araştırması hane halkı düzeyinde 3 bin denekle yapılmış, araştırmanın sonunda halkın yüzde 60`ının işini halletmek üzere `rüşvet veririm` dediği ortaya çıkmıştı.
RÜŞVET ALAN İLK ÖNCE ARABASINI DEĞİŞTİRİYOR
KPMG`nin Türkiye Başkanı Bülent Ejder, krizle birlikte suistimal araştırması yaptırmak isteyenlerin arttığını söyledi. GFR Türkiye`ye yaptırılan suistimal ve yolsuzluk araştırması `Yöneticilerin bakış açısıyla Türkiye`de suiistimal` başlığını taşıyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 88`i rüşvetin varlığını kabul ediyor. Yüzde 21`i rüşvetin bazen gerektiğini düşünürken, yüzde 7`si de rüşveti iş hayatının gereklerinden biri olarak görüyor.
Haksız kazanç elde eden Türkler, ilk olarak arabasını değiştiriyor. `Ekonomiler daralınca şirketlerde de küçülme yaşandı. Yapı büyükken suiistimaller araya kaynıyordu. Şimdi hemen sırıtıyor ve daha çabuk ortaya çıkıyor.` diyen Ejder, yine de suiistimale katılan ve taraf olan sayısı arttıkça, kanıt bulmanın da zorlaştığını bildirdi. KPMG Suiistimal Önleme ve İnceleme Bölüm Başkanı İdil Gürdil ise, Türkiye`de şirketlerin yüzde 54`ünde ihbar hattının bile olmadığını ifade etti. Şirketlerde en çok rastlanılan suiistimal türleri şirketten varlıklarının çalınması, rüşvet verilmesi ve evrakta sahtecilik. İdil Gürler, önümüzdeki 3 yılda bu sıralamanın kimlik hırsızlığı, elektronik ticaret ile ilgili hırsızlıklar ve maddi olmayan varlıkların çalınması şeklinde değişeceğini dile getirdi.
RÜŞVETE KARŞI DUYARLILIK ARTIYOR
Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Asya, Uzak Doğu ve Okyanusya'dan 33 ülkeden, toplam bin 186 üst düzey yöneticinin katılımı ile gerçekleşen bir araştırmada, rüşvete karşı duyarlılığın arttığı belirtilirken, bunun bir yansıması olarak, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere önemli uluslararası organizasyonların rüşvet karşıtı anlaşmalara imza attığına dikkat çekildi. Araştırmaya katılan yöneticiler, Türkiye'de de yolsuzluk ve rüşvet karşıtı yasaların güçlendiğini belirtirken, yöneticiler, Türkiye'de yaptırımlar ve kamuoyu baskısının, dünyadaki genel tavır ve uygulamalarla kıyaslandığında, diğer ülkelerin gerisinde olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 68'i Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluğa karşı yaptırımların uygulamada yeterince güçlü olmadığına inanırken, Orta ve Doğu Avrupa'da bu oran yüzde 59'a, dünya genelinde ise yüzde 26'ya düşüyor. Bu sonuca göre, Türkiye'deki üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası, rüşvet konusundaki yasal yaptırımların yeterince uygulanmadığına ve bu yasa dışı eylemin önlenmesi ve tespitinde geri kalındığına işaret ediyor. Buna karşın, önceki dönemlerle karşılaştırıldığında, son 5 yılda rüşvet önleyici yasal yaptırımların daha güçlü olduğu belirtiliyor.
RÜŞVET DAHA DA ARTACAK MI?
Denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG'nin Türkiye'de suiistimal araştırmasına göre, önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye'de suiistimal riski artacak. KPMG Türkiye Suiistimali Önleme ve İnceleme Bölümünün, GfK Türkiye ile birlikte hazırladığı "Yöneticilerin Bakış Açısı ile Türkiye'de Suiistimal: Riskler, Etkiler ve Alınması Gereken Dersler" konulu araştırması Türkiye'nin önde gelen şirketlerinden 146 üst düzey yönetici ile gerçekleştirildi.
Araştırmaya katılanların yüzde 93'ü suiistimalin Türkiye için önemli bir sorun olduğunu belirtirken, yüzde 57'si önümüzdeki iki yıl içinde suiistimal riskinin artacağını ifade ederken, yüzde 92'si suiistimalin kendi şirketleri için büyük bir problem olmadığını vurguluyor.
Yüzde 81'i çalışma yaşamlarında en az bir suiistimal vakası ile karşılaştıklarını, yüzde 23'ü 10'dan fazla suiistimal vakası yaşadıklarını, yüzde 96'sı suiistimal vakalarının, çalışanların morallerini olumsuz olarak etkilediğini belirtiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 88'i Türkiye'de iş dünyasında rüşvet ya da farklı tanımlamalarla bahşiş, hediye verildiğini düşündüklerini, yüzde 13' ü bağlı bulundukları ana şirketten ya da yabancı ortaklarından rüşvet önleyici bir uyum programı uygulaması için teklif aldıklarını, yüzde 64'ü de yolsuzluk ve rüşvet karşıtı politikaları olduğunu vurguluyor.
RÜŞVETİ ÖNLEMEDE EN ETKİLİ ÇÖZÜM E-DEVLET
Devlete ulaşmanın hızlı ve güvenli yolu e-devlet. Bu sayede devlet hizmetlerinin vatandaşa en kolay ve en etkin bir biçimde, kaliteli, hızlı, kesintisiz ve güvenli ulaştırılması sağlanacaktır. Bürokratik ve klasik devlet kavramının yerini alan e-devlet anlayışı, her kurum ve bireyin bilgi teknolojilerini kullanan sistemler ile devlete ulaşmasını hedeflemektedir. E-devlet sayesinde, vatandaşlar, kurumlar ile olan işlemlerini zaman kaybetmeden üstelik de eskisinden çok daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yapabileceklerdir. Devlet ise hem işleyişini modernize edebilecek hem de zamanın ve iş gücünün etkin kullanımını sağlayarak mali anlamda da kazanç elde edecektir. Her bir elektronik hizmet için önceden harcanan emek ve zamanın yerini hızlı ve standart bir işleyiş alacaktır
Bürokrasi kalkarsa rüşvet de kalkar
2003 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla başlayan e-devlet projesi kapsamında E-Dönüşüm İcra Kurulu Koordinasyonu'nda kısa, orta ve uzun vadeli yapılan planlar doğrultusunda ortaya çıkarılan e-Devlet Kapısı, toplamda 110 adedi bulan eylem planlarının vatandaşla en çok etkileşim içinde olacak ayağı. Devlet hizmetlerinin vatandaşa en kolay ve en etkin bir biçimde, kaliteli, hızlı, kesintisiz ve güvenli ulaştırılması sağlanacak. Bürokratik ve klasik devlet kavramının yerini alan e-devlet anlayışı, her kurum ve bireyin bilgi teknolojilerini kullanan sistemler ile devlete ulaşmasını hedeflemektedir. E-devlet sayesinde, vatandaşlar, kurumlar ile olan işlemlerini zaman kaybetmeden üstelik de eskisinden çok daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yapabileceklerdir.
Bürokrasi azalıyor, yetki merkezden taşraya gidiyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, 421 değişik belgenin işlemden kaldırıldığına dikkati çekerek, 215 hizmette artık noter onayının aranmayacağını söyledi. 'Bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin basitleştirilmesi'' başlığı altında 170 yönetmelikte değişiklik yapılarak yayıma hazır hale getirildiğini anlatan Ömer Dinçer, 46 yetkinin merkezden taşraya, 26 yetkinin de valilik ve bölge müdürlüğünden alt kademelere devredildiğini bildirdi. Dinçer, bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlardaki her türlü yazışmaların elektronik ortamda yapılması için talimat verdiğini bildirerek, bu kapsamda bakanlıktaki herkesin elektronik imzasının olacağını belirtti. Böylelikle evrakın ne zaman, kime gittiğinin ve ne sürede işlem yapıldığının takip edilebileceğini ifade eden Dinçer, işin yapılma süresinin de performans göstergesi olarak dikkate alınacağını dile getirdi.
Yılda 1 milyar 45 bin TL Tasarruf edilecek
Ömer Dinçer, işlemelerin kısaltılmasının insanları hayatlarından bezmekten kurtarmanın yanı sıra, sadece nüfus cüzdanı örneği, ikametgah, sabıka kaydı, sağlık kurulu raporu, noter onaylı fotokopiler gibi belgelerin işlemden kaldırılmasıyla da yılda 1 milyar 13 milyon 45 bin TL tasarruf sağlanacağını kaydetti. Bu rakamın, Türkiye'nin 2009 bütçesinin binde 5'i kadar olduğunu belirten Dinçer, bu parayla yılda 350 kilometre otoyol, 700 kilometre bölünmüş yol ve 350 adet 16 derslikli okul yapılabileceğini belirtti. Dinçer, çalışmanın gereksiz kağıt kullanımına son vermesi sayesinde yılda 12 bin 489 ağacın kesilmekten kurtulacağını, ayrıca gereksiz işlemler nedeniyle zaman kaybının da önüne geçileceğini söyledi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...