İntihar dosyası FETÖ ile yeniden açıldı 

Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan’ın 7 Kasım 2014’te makam odasında ölü bulunmasında FETÖ izi ortaya çıktı. Yrd. Doç. Dr. Hava Cilan makam odasında ölü bulunduğunda intihar ettiği iddia edildi. Aile, İstanbul’dan Denizli’ye varmadan olay “intihar” olarak kayıtlara geçti. Hazırlanan ön otopsi raporunda da olayın intihar olduğu ima edildi. Yeni Şafak’tan Hamdi Koçoğlu’nun haberine göre; ailesi bugün bile kızlarının intihar ettiğine inanmazken, tam 3 yıl sonra Hava Cilan’ın ölümünü yeniden tartışmaya açan çarpıcı gelişmeler yaşandı.

TANIK CİLAN’DAN BAHSETTİ

Cilan’ın ölümü, Pamukkale Üniversitesi’ndeki FETÖ yapılanmasına ilişkin soruşturmada tanık olarak dinlenen bir akademisyenin ifadesi ile yeniden gündeme geldi. Tanık akademisyen, Cilan’ın FETÖ tarafından baskıya maruz kaldığını söyledi. Soruşturmada görevli polislerden M.Y. de Cilan’la ilgili bu ifadeyi aileye iletti. Aileye ulaşan polis, Cilan’ın isminin, FETÖ davasında ‘mobinge uğradı’ şeklinde geçtiğini söyledi. Aile de, dün görülen davaya müdahil olmak için başvuru yaptı.

BAĞLANTILI İSİMLER FETÖ’CÜ

Sürecin seyrini değiştiren bu gelişmenin devamında da olayın intihar mı, cinayet mi olduğunu tartışmaya açacak detaylar ortaya çıktı. Pamukkale Üniversitesi’ndeki FETÖ yapılanmasında tutuklanan dönemin Rektörü Hüseyin Bağcı, eski Başhekim Ali Keskin ve Tıp Fakültesi eski Dekanı Psikiyatri Anadilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Herken, Cilan ile doğrudan bağlantılı.

MOBBİNG UYGULADILAR

Dönemin Başhekimi Ali Keskin ve Hasan Herken, Cilan ailesine, ortada polis soruşturmasına dair bir sonuç yokken olayın intihar olduğunu söyledi. Herken, saatlerce aileyi intihar olduğuna ikna etmeye çalıştı ve Cilan’ın bazı psikolojik sorunlar yaşadığını ileri sürdü. FETÖ iddianamesinde, Ali Keskin’in Hüseyin Bağcı’nın talimatıyla “örgüt adına personel aldığı, görevlendirmeler yaptığı, kadro işlemlerini yerine getirdiği ve örgütün onay vermediği isimleri elediği” bilgileri yer alıyor. Bu üç ismin, Cilan’ı da elemek için mobbing uyguladığı da belirtiliyor.

MAKAM ODASINA TEK Mİ GİRDİ?

Dosyada en önemli detaylardan biri de, Cilan’ın ölmeden önceki tüm görüntüleri kamera kayıtlarında varken son kez makam odasına giriş anına ilişkin görüntünün olmaması. Cilan’a ait görüntülerde 30 saniyelik kesinti bulunuyor. Bu kesinti yüzünden odaya giriş anı görüntülerde bulunmazken, Cilan’ın yanında ikinci bir kişinin odaya girip girmediği de bilinmiyor. Savcılık ise fakülte güvenlik amirliğinin ‘30 saniyelik teknik arıza’ diyerek geçiştirdiği bu iddianın üzerine o dönem hiç gitmedi.

DAHA ÖNCE ÖRGÜTLE BAĞLANTIYI KESMİŞ!

Bir dönem FETÖ ile yolu kesişen Cilan’ın teröristbaşı Fetullah Gülen’in ‘başörtüsü füruattır’ açıklamasının ardından örgütle bağlantısını koparması da dikkat çeken detaylardan biri. Cilan’ın 2014 yılında son görev yeri olan Denizli’de FETÖ yapılanmasına karşı dik duran isimler arasında olduğu biliniyor. FETÖ’cülerin bu nedenle Cilan’ı hedef seçmiş olabilecekleri belirtiliyor.

BİZ GİTMEDEN TÖREN YAPTILAR

Sami Cilan, kardeşinin ölüm haberini aldıkları süreci şöyle anlattı: “Perşembe akşamıydı, annem kardeşimi arıyor ve ulaşamıyordu. Beni aradı ve ‘kıza ulaşamıyorum’ dedi. Hepimiz aramaya devam ettik fakat ulaşamadık. Sabah erkenden tekrar aradık yine açan olmayınca ev sahibini aradık. Ev sahibi, arabasının evin önünde olmadığını söyledi. Fakülte yakın olduğu için oğlunu gönderdi ve arabasının fakültenin otoparkında olduğunu öğrendik. Fakülteyi aradık. Biz aradıktan sonra kardeşimi fakültede aramaya başladılar. Bizi geri aradıklarında ise kardeşimin odasında ölü bulunduğunu ve intihar ettiğini söylediler.” Haberi alır almaz yola çıktıklarını söyleyen Sami Cilan, şöyle devam etti: “Kardeşimin odasının kapısına gidiyorlar, kapı açılmayınca temizlik görevlisi yedek anahtar ile geliyor. İçeri girince koşuşturma başlıyor. Biz cuma sabahı yola çıktık, otopsi yapılmış hatta fakültede tören bile yapılmış. Biz gece 23.00 sularında fakülteye vardık. Ali Keskin ve Hasan Herken bizi karşıladı. Bizimle bir odada konuştular ve kardeşimin intihar ettiğini söylediler. Anlattıkları şeyleri şimdi düşünüyorum da, çok mantıksız açıklamalarmış.”