Konuyla ilgili yazılı açıklamada, Türkiye'de son aylarda yaşanan ekonomik gelişmelere işaret edilerek, Cumhurbaşkanlığı Para Politikası Kurulunca geçen hafta gerçekleştirilen toplantıda, politika faizinin 3,25 baz puan indirildiği hatırlatıldı.
Böylece iki ay içinde politika faizinin yüzde 24'ten yüzde 16,50'ye, mevduat faizlerinin de buna bağlı olarak yüzde 15-15,50 brüt seviyesine gerilemesinin sağlandığı belirtilerek, piyasaya yapılan bu müdahalelerin arkasında hiçbir temel ve bilimsel argümana dayanmayan "faiz düşerse enflasyon da düşer" anlayışının yer aldığı iddia edildi.
Açıklamada, bu söylemin gerçekleşmeyeceğinin gelecek günlerde anlaşılacağı, enflasyonun düşmesi sonucunda faiz ve kurların düşebileceği, buradaki sebep sonuç ilişkisinin ise kesin olmadığı aktarıldı.
Faizlerin düşürülmesinin başka bir etkisinin de döviz kurunun artması olasılığı olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ekonominin anlık ve keyfi kararlar ile değil, önceden belirlenmiş stratejiler doğrultusunda yönetilmesi gerekir. Siyasi karar ile faiz düşürmek, siyasi karar ile enflasyonu düşük gösterme çabası, döviz kurunda yükselme potansiyeli yaratmakta ve bölgedeki siyasi, askeri gelişmeler ve uluslararası siyasetteki Türkiye aleyhine gelişmeler, Türk lirasının döviz karşısında değer kaybedebileceğini göstermektedir".
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...