Kahve, bağışıklık sistemini güçlendirici, hastalıklara karşı koruyucu etkisiyle dikkat çekiyor. Ancak son yıllarda popüler olan süt tozu, vanilya, karamel gibi katkı maddeleri kahvenin bu yararlı etkisini yok edip kalorisi yüksek bir içecek haline gelmesine yol açıyor. Kahveye katılan zararlı bileşenler arasında süt tozunun ilk sırada yer aldığını anlatan Altınbaş Üniversite Hastanesi Medical Park Bahçelievler Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Gözdenur Çavuş Uka önemli uyarılarda bulundu.
Kahvenin içerdiği maddeler sayesinde gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak sağlığa önemli faydaları olduğunu açıklayan Uzm. Dyt. Gözdenur Çavuş, şunları söyledi:
Her besinin olduğu gibi aşırı kahve tüketiminin de vücudumuza çok zararı var. Özellikle süt tozu, krema, vanilya, fındık, karamel gibi aromalar, tatlandırıcı içeren kahveler vücudumuza zarar veriyor. Kahveye katılan zararlı bileşenler arasında süt tozu en başta yer alıyor. Süt tozunun içerisinde bulunan melamin bileşeni karaciğer yağlanmasına yol açıyor. Süt tozu kadınlarda özellikle dolaşım sistemini bozarak selülit oluşumuna sebep oluyor. Bunun dışında krema içerisindeki doymuş yağlar nedeniyle vücutta karaciğer yağlanması ve bölgesel yağlanmaya yol açıyor. Kolesterol, trigliserid de kötü etkileniyor.
Özellikle son dönemde popüler olan vanilya, karamel, fındık gibi kahveye eklenen ekstra maddelerin şeker oranı bir hayli yüksek olduğunu hatırlatan Uzm. Dyt. Gözdenur Çavuş:
Bunların vücuda zararı oldukça fazla. Bu katkı maddelerinin şeker içeriği çok yüksek ve bu fazla şeker vücutta yağlanmaya sebep oluyor. Kan şekeri düzeyi bozuluyor ve diyabete yol açıyor. Bunun yanı sıra reflü, gastrit gibi mide rahatsızlıklarına da yol açıyor. Gün içerisinde çok fazla şekerli kahve tüketmek gereksiz yere kalori alımına sebep oluyor. Dolayısıyla anlık doygunluk hissedebiliriz ama uzun vadede çok çabuk acıkırız. Dolayısıyla fazla şeker ve kalori vücutta yağlanmaya sebep oluyor ve kilo artışına yol açıyor. Dolayısıyla obezite, insülin direnci, karaciğer yağlanması, kolesterol gibi hastalıklarla karşılaşabiliriz.
Soğuk latte ya da sütlü bir filtre kahvenin sıcak yaz günleri için iyi bir tercih olacağını belirten Diyetisyen Çavuş, “Bu kahvenin kalori içeriği minimum düzeyde. Bunun yanı sıra kan şekerini belli bir seviyede tuttuğundan gün içerisinde faydalı bir tercih olacak. Aromalı soğuk kahveleri tükettiğimizde ise anlık ferahlık hissine rağmen uzun vadede zararlı bir tercih olacak. Bu kahveler tamamen şeker deposu. Hiçbir besinsel faydası yok. Gün içinde hiç tüketmemek en iyisi ancak illa tüketmek isterseniz günlük bir fincanla sınırlandırmak faydalı olacak. Özellikle hamileler, yüksek tansiyon hastaları, tip 1 ve 2 diyabet hastaları, kan şekeri dengesizliği, insülin direnci yaşayan kişiler, reflü ve gastrit gibi mide rahatsızlığı olan kişiler, kolesterolü yüksek olanlar, karaciğer ve böbrek rahatsızlığı olanlar bu tarz soğuk şekerli kahvelerden uzak durmalı” ifadelerini kullandı.
Şekersiz ve sade bir kahvenin herhangi bir kalori içeriği olmadığını anlatan Çavuş, “Aksine metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Özellikle kilolu kişilerde yağ yakımını hızlandırmada önemli bir etken. Ancak krema ve şeker içeriği yüksek olan kahveleri önermiyoruz. Şekersiz sade kahvenin kalori içeriği yok ancak içerisine süt ilave ettiğimizde kalori aşağı yukarı 100 olacaktır. Krema ve şeker içeriği yüksek bir kahvenin bir fincanı ise 500 kaloriye kadar çıkmaktadır. Kahvenin içerisine son zamanlarda yağ koymak da çok popüler oldu. Tereyağ kalp rahatsızlığı açısından risk oluşturur. Ancak spor öncesi sade bir kahvenin içerisine atılacak bir çay kaşığı hindistan cevizi yağı sporda performansı artırmaya yardımcı olacaktır” dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...