Ocakta yanan, çıtırdayan, parlayan ateşi severim, ateş doğası gereği sıcaktır. Özümün doğası da mutluluk… Bazen üzüntü davetsiz konuk olarak gelse de, kalıcı kalamaz. Çünkü mutlu olmak için, hiçbir nesneye bağımlı olmayan duygularım, bilgelikle dolu düşüncelerim, ruhumdaki, kalbimdeki doluluk buna izin vermez.
Sevgi bolluğu kalbim, zihnimin dengede kalmasını sağlar. Zihnim dengedeyken;
Gökyüzüne, Güneşe, Aya, Yıldızlara hayranlıkla baktığımda, farklı olmalarını nasıl isteyemezsem, onlardaki devinimi her haliyle seversem, insanların da değişmesini beklemeden her şeyi, herkesi olduğu haliyle severim.
Bir arkadaştan, dosttan gelen, bir sözcük, bir işaret, bir resim, yazı beni çok mutlu eder. Fazla beklentiye girmem. Bilirim ki beklentiler, bağımlılıklar mutsuz eder.
Arzular, doyduğunda mutlu, doymadığında mutluluk hissini kaybetmemek için, hiçbir nesneye, hiçbir şeye bağımlı olmamaya çalışırım.
Önceleri ailemin biçimlendirdiği, kendimi keşfettikten sonraki duygularım, düşüncelerim,
Düzene başkaldırıyor, kızıyor, içimde karmaşa yaşıyorsam;
Düşünce dünyam, kendi yaratmadığım sorunlarla kuşatılıyorsa;
İçimimdeki, dışımdaki karmaşadan kopmak istediğimde;
İçimdeki düzeni sağlamak için esas doğamız olan mutluluğa, sağlam güvenli yerim kalbime sığınırım. O doğru yol almamı sağlar.
Zihnimi eğitirim, aklımı yeniden keşfederim, zihnim sessiz, sakin, huzurluysa, mutluluk gezinir içimde, zihnim dolu oldu mu, dengem bozulmaz, kendi başıma, kendimle mutlu olurum.
Gülseren Alçı
İzmir, 11 Ocak 2016 Saat: 00.05
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...