MFÖ grubunun gitaristi Fuat Güner, Sabah gazetesinden Tuba Kalçık'ın sorularını yanıtladı.
Grup içerisinde sürtüşme yaşanıp yaşanmadığı sorusuna Güner, "Yaşıyoruz tabii ama bunu sahneye yansıtmadık hiçbir zaman. Kimi zaman kavga edip kimi zaman dargın kalıyoruz. Sahneye çıktığımız anda, her şeyin bitmesi gerekiyor. Grup olmak budur zaten. Seyirci bunu bilmemeli. Her şeye rağmen şov devam etmeli" yanıtını verdi.
Kalçık'ın sohbetin devamında yönelttiği sorular ve Güner'in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Uzun süre küs kaldığınız oldu mu kendi aranızda?
Mazhar (Alanson) ile bir yıl küs kaldık mesela. İzleyicilerimiz anlamadı ama bu durumu. Bir grubu dağıtmak çok kolaydır, tutmak çok zordur. Sabır göstererek, tevekkül ederek, geçmişe saygı göstererek MFÖ'yü hâlâ bir arada tutuyoruz. Dünyada The Rolling Stones grubundan sonraki en eski grup biziz. Kolay değil bunu başarabilmek. Halkımız da bizim ayrılmamızı istemedi. Onların sevgisi bize hep destek oldu.
- MFÖ olarak ne zaman para kazanmaya başladınız?
Çok sonraları para kazanmaya başladık. Mesela 'Ele Güne Karşı' albümümüz, 36 hafta bir numarada kaldı ama biz o zaman bile para kazanamadık albümden. Müzikallerde yer alıyorduk, oradan para kazanıyorduk. O yıllarda ben en güzel parayı tiyatrodan kazandım. Ferhan Şensoy'la çalıştığım dönemde oyun müziklerini de yaptığım için kazancım yüksek oluyordu.
- MFÖ olarak şarkılarınızı kendiniz yapıyorsunuz, dışarıdan şarkı almıyorsunuz...
Evet, kendi şarkılarımızı söylüyoruz. Şarkı üretirken kitlemizin o şarkıyı beğenip beğenmeyeceğini de düşünüyoruz tabii. Yani sadece şarkılarımızı bizim sevmemiz önemli değil. Yıllardır şarkılarımızın hem sözlerini kendimiz yazıyoruz, hem de bestelerini kendimiz yapıyoruz. Çok önemli bir şey bu. Sanat dediğiniz şey yaratıcılıktır. Sanatçı, üreten insanlara denir. Türkiye'de herkese sanatçı diyorlar; bu yanlış. Şarkıcı; sanatçı değildir, yorumcudur. 'Aktör, aktris' başka şeydir, 'artist' başka şeydir ve mutlaka bir şey yaratıyor olması gerekir.
- O zaman Türkiye'de sanatçı olarak gösterilen isimlerin birçoğu değil...
Tabii ki. Bugün sanatçı olarak adlandırılanların kaçı üretim yapıyor? Üretiyorsa sanatçıdır. Bu ayrım önemli.
'EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ'
- 15 Temmuz'un yıl dönümündeyiz. Neler söylemek istersiniz?
Hayatımız darbelerin içinde geçti. Tüm darbeleri yaşadım ve bunun acısını da çektim. 1960 darbesini dün gibi hatırlıyorum. Menderes'in yargılanma sürecini, radyonun başında dinlerdik. Salim Başol'un sesi hala kulaklarımda. 15 Temmuz'da da acı olaylar yaşandı. Umarım bir daha böyle tecrübeler yaşamayız. Ülkemize, demokrasimize, ortak değerlerimize ve Atatürk'ün ilkelerine sahip çıkmamız çok önemli bunları bir daha yaşamamak adına. Türkiye'nin her açıdan ileriye gitmesi için eğitime önem vermeliyiz. İyi eğitim almış ve kendini geliştiren, liyakat sahibi kuşaklar yetiştirmeliyiz. Ancak böyle daha iyi bir noktaya gidebiliriz.
'ONAY VERMESEYDİK ÖZKAN OYUNCULUK YAPMAZDI'
- İlk solo albümünüzü 1999'da yayınladınız. Neden beklediniz?
MFÖ ile o kadar çok meşguldüm ki böyle bir düşünce yoktu. Sonra yavaş yavaş bestelerim birikmeye başladı. MFÖ olarak birbirimizi serbest bırakma kararı aldıktan sonra bu albümümü yayınladım.
- Neden böyle bir karar aldınız?
Birbirimizden bıkmamak için. Bizde her karar üçte üç alınır. Eğer ikiye bir kalınırsa, üçüncüyü ikna etmek için aylarca uğraşırız. Bu karar olmasaydı, mesela seyirci Özkan'ın (Uğur) oyunculuğundan mahrum kalacaktı.
- 'Hayır' deseydiniz Uğur oyunculuk tekliflerini kabul etmez miydi?
Evet, biz onay vermeseydik oyunculuk yapmazdı.
ELLER HAVAYA' KAYGISI MÜZİĞİ ÖLDÜRÜYOR
- Müzikal açıdan değerli şarkılar yaptınız. Günümüzde böyle şarkılar yok...
Türk müziği bir sürü makama sahip. Çok zengin bir müzik kültürümüz var. Avrupa'da bu yok. 90'lara kadar melodi ve armoni vardı müzikte. Daha sonra iş, şova ve ritme dönüştü. Daha çok dans etmeye yönelik müzik üretiliyor. Konserde 'Eller havaya, herkesi eğlendirmeliyim' diye bir kaygıya kapılırsan, müziği öldürmüş olursun.
'ÜLKEMİZİ ÇOK SEVİYORUZ, BU YÜZDEN YURT DIŞINA GİTMEDİK'
- "Yurt dışına açılmalıydık, ama bunu ihmal ettik" diye bir açıklama yaptınız geçtiğimiz günlerde...
Biz açılamadık yurt dışına. Yurt dışını hedefleyince, oraya yerleşmek de gerekiyor. Yani "Altı ay, bir sene gideyim deneyeyim, sonra dönerim" diye bir şey olmaz. Kariyer inşası için gittiğiniz yerde, uğraşmanız gerekiyor. Tabii bu sırada Türkiye'deki kariyerinizi de riske atıyorsunuz. Yani bir sene uzak kalırsanız unutulursunuz.
- MFÖ için geçerli değil ama bu durum... Ara verseniz de sizi kimse unutmaz bence...
Belli bir seneden sonra olmaz belki, ama o yıllarda riskliydi bizim için. Yeni yeni popüler olmaya başlamıştık. Buradaki kariyeri bırakıp gitseydik, risk almış olacaktık. Yurt dışında başarılı olsaydık, buradaki kariyerimiz de olumlu etkilenirdi. Peki ya başarılı olamazsak? Burada verdiğimiz emekler de giderdi. Bir de tabii ülke sevgimiz ağır bastı. Hepimiz ülkemizi çok seviyoruz ve burada müzik yapmak bize büyük mutluluk veriyor. MFÖ olarak yurt dışına açılamadık ama ülkemizi dünyada temsil eden sanatçılara saygım çok büyük. Ülkemizin imajına çok büyük katkı sağlıyorlar.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...