Erdoğan Süzer'in köşe yazısı
IMF heyeti, geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda yine Türkiye'deydi ve biz yıllardır olduğu gibi yine IMF'nin vatandaşa içirmek istediği acı ilaçları yazıyorduk. Geçen bayram yazımızın başlığı şöyleymiş:
"IMF'siz bayram ne zaman?"
O yazıda, 1999 yılından 2008 yılına kadar bayramlarla IMF'nin birlikte anıldığı haberlerden kesitler vererek şöyle demişiz:
"Tesadüf müdür bilmem, son 10 yıldır bayramları IMF ile birlikte anıyoruz. 1999 yılından bu yana bir türlü kopamadığımız IMF, bakın bayramlarımıza nasıl da girmiş:
"Geçen yıl IMF'yle yapılan pazarlıklar sonucu 7.5 milyar dolarlık ek rezerv kolaylığı Şeker Bayramı öncesinde devreye girmişti. Bu bayram yine umutluyuz: IMF'yle yeni bir stand-by yaparak 10 milyar dolarlık destek alma şansını yakaladık!" (Radikal 17 Aralık 2001)
"Hazine, Juha Kahkonen başkanlığındaki IMF heyeti ile Kurban Bayramı boyunca çalışacak. Ekonomi yetkilileri, IMF ile iki ayrı paketteki toplam 12.7 katrilyon liralık tasarrufu ele alacaklar." (8 Şubat 2003- Gazeteler)
"IMF, yarın Ankara'da 7. Gözden Geçirme görüşmelerine başlayacak. Ramazan Bayramı'nı Türkiye'de geçirecek olan IMF ile bağlanmakta zorluk yaşanan bütçe ve faiz dışı fazlada görünen 10 milyar YTL'lik açık ele alınacak." (07.10.2007 Gazeteler)
"Yıl 2008. Yine bayram ve biz yine IMF'yi konuşuyoruz. Kimilerine göre, IMF heyeti bayramdan sonra gelip, bizi küresel kriz canavarının pençesinden çekip alacak!"
6 BAYRAM IMF YOK
Nihayet IMF heyetinin misafir olmayacağı bir bayramın arifesindeyiz. Bakan Babacan'ın açıkladığı 3 yıllık orta vadeli program, IMF'nin kapsama alanından çıkacağımızı işaret ediyor. Olağanüstü bir gelişme olmazsa önümüzdeki 3 yıl boyunca bayramları biz bize kutlayacağız! Her şeye rağmen, ekonomide gelecek tahmini yapmanın en zor olduğu bir sürecin içinde bulunduğumuzu da hatırlatmakta yarar var.
Türkiye'nin 2012 yılına kadar ekonomide alacağı yolu gösteren orta vadeli program, IMF'nin olmayacağı mesajını vermekle birlikte, başka önemli ipuçlarını da taşıyor. 20 yıllık gazeteciliğim döneminde kriz ya da seçim gibi çeşitli nedenlerle programlara birebir uyulduğuna hiç tanık olmadım. Yine de niyetin ifadesi açısından programın yaydığı birkaç sinyali aktaralım:
Program, bir çeşit "hasar tespit raporu" özelliği taşıyor. Küresel krizin Türkiye ekonomisinin en az 5 yılını alıp götürdüğünü bu programla öğrenmiş olduk. Hasar net, ancak hasarın telafisi için fazla acele edilmeyeceği, ilave külfetlere girilmeyeceği de net! Türkiye, geçmiş dönemlerde krizden çıkış için büyük önlem paketleri açıklardı. Bu programda böyle bir önlem paketi yok. IMF olsa bugün vatandaşa en az 50-60 milyar TL'lik fatura kaçınılmazdı. Ya IMF olmadığı için paket yok ya da paket olmadığı için IMF!
Programın acı ilacı içermemesi nedeniyle seçimi işaret ettiğini söyleyenler belki haklı çıkabilir. Ancak, programın krizden hızlı çıkış iddiası taşımamasının ana nedenini dünya ekonomisine bağlamak belki daha doğru olur. Program, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisinin ekseninde, oradaki iyileşmeye paralel ve oradan destek alarak ilave katkı gerekmeksizin, doğal süreç içinde, kendiliğinden krizin etkisinden kurtulacağı esası üzerine oturtulmuş. Fazlaca söze gerek yok.
Mutlu bayramlar!
[email protected]
(Bugün)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...