İşte Cumhuriyet Gazetesi'nden Kemal Göktaş'ın Sırrı Süreyya Önder'le yaptığı röportajın ilgili bölümü:
Çözüm sürecinde hükümetin acziyeti nedeniyle cemaatle de görüşme trafiği yaşadıklarını anlatan Önder, 15 Temmuz’un bir NATO operasyonu olduğunu ve cemaatin bu operesyonun elverişli vasıtalarından biri olduğunu belirtti. Önder’e göre darbe girişimi senaryo değildi ama bir ön tasfiyeye gücü yetmeyen hükümet, gelişmelere “meyil” vermiş ve bir karşılama senaryosu hazırlamıştı.
* 15 Temmuz darbe girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk Ordusu bir NATO ordusudur. NATO da bağlı orduların hiç bir sapmasını, enişte-kayınço ferasetine bırakmaz. An be an haberdar olur.
- Yani?
Yanisi şu: Bu girişim baştan sona bir NATO operasyonudur. Ordu içindeki cemaat yapılanması, niteliği, sayısı, refleksleri, bunların orduya yerleşmeleri, terfileri ve darbe girişimi tümüyle NATO'nun bilgisi ve çizdiği çerçeve içinde olmuştur. Aksi NATO'nun fıtratına aykırıdır. Bir tesbit böyle başlamayıp, üst akıl, yan akıl, global, uluslararası vb kavram kabızlıklarında cirit atıyorsa devamını dinlemeye değmez. Cemaat de bu darbenin en önemli elverişli vasıtasıdır. Komuta kademesinin önemli bölümünün ortaya çıkan-çıkmayan, sorumluluğu, bilgisi, katkısı ya da bilinçli ihmali vardır. Bu ordu profilinin oluşması, samimi yurtsever ve yüzü sola dönük subayların 12 Mart 1971'den başlayarak tasfiyesi ile mümkün olmuştur. Cemaatin orduya yerleştirilmesi de bu planın tamamlayıcı parçasıdır. Ordu da bir tek sol bakışlı kurmay kalmadığı için bu başlığın yalnızca birine odaklanılıyor yani cemaate. O zaman da darbe polisiye bir şeymiş gibi ele alınıyor. Özetlersek bu darbe girişimini anlamaya/anlatmaya ne Cumhurbaşkanı’nın ne komuta kademesinin ne savcıların ne de Reşat Petek'in mevcut bakışı yetmez.
* Öcalan'ın bahsettiği "darbe mekaniği"nin karşılığının 15 Temmuz olduğunu söylemiştiniz...
Tam olarak öyle. Somutlarsak darbe mekaniğinin vahim sonuçlar üretmeye dönük ilk icraatı sopalı seçime dönük Davutoğlu'nun kabineyi kurup savaş ilan etmesiyle başlatabiliriz. Zamanında da bunu darbe girişimi olarak değerlendirmiştik. Öcalan'ın darbe demeyip, ‘darbe mekaniği’ demesi bile mevcut durumu anlatmak için anahtar niteliğindedir. Bakınız bir darbe girişimi oldu, hem hükümetin ön hazırlığı hem de halkın kahramanca özverisi ve cesaretiyle püskürtüldü. Ama onu salt AKP eliyle yürütülen bir başka darbe girişimi izlemekte. "2. darbe tehlikesi" spekülasyonları da bu sürmekte olan darbenin sözümona meşruluğunu sağlamaktadır. Öcalan çözüme de işaret etti. Demokratikleşmek, hem de en radikalinden. Başka türlü bu mekaniği tasfiye etmek imkansızdır.
HÜKÜMET MEYİL VERMİŞ OLABİLİR
* Selahattin Demirtaş "Darbe gerçekti ama alınan tedbirler senaryoydu" diye ifade etti yaklaşımını. Bir yönetmen ve senaryo yazarı olarak işin içinde "senaryo" ya da "tiyatro" görüyor musunuz?
Bu değerlendirme sayın Ertuğrul Kürkçü tarafından ilk dile getirildiğinde amansız bir lince maruz kalmıştı. Eşbaşkanımızın ifade ettiği şey aslında herkesin düşünüp de söylemeye cesaret edemediği ciddi bir değerlendirmedir. Başta söylediğim NATO gerçekliği ile birlikte ele alırsak Rusya'nın ciddi bir ön enformasyon ve uyarı yaptığı artık aşikar. Yani enişteden önce Rusya var. Bence darbe girişimi hükümetin bir senaryosu değildi ama bir karşılama senaryosu hazırlanmıştı. Bir ön tasfiyeye güçleri yetmediği için gelişmelere meyil vermiş olabilirler. Halen karanlıkta kalan noktalara bakarak şunu söyleyebiliriz ki; bugün darbeci olarak gözükmeyen komuta kademesinin bir kısmıyla belli bir pazarlık yürütülmüş gibi. Genelkurmay Başkanı’nın helikopterine binen ve binmek isteyen darbecilerin pervasızlığına ve Genelkurmay Başkanı’nın uysal tutumuna baktığımızda bu senaryo hissediliyor. Sızdırılan ifadeler de bu kanıyı güçlendirecek nitelikte. Bir de 15 Temmuz ve yeni darbenin henüz yeterince işlenmeyen servet transferleri boyutu var ve bundan bağımsız okumak mümkün değil. Yalçın Küçük Hoca’nın 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini ekonomik göstergeler üzerinden açıkladığı -ki bu konuda neredeyse tek değerlendirmedir- ölçüleri bu dönem üzerinden de yapmak gerekir. Umarım Hoca’nın sağlığı ve vakti buna uygundur.
* FETÖ ile Kürt hareketi arasında bir ittifak iddiası. Böyle bir şey mümkün mü?
Saçmalık boyutunda bir psikolojik savaş argümanıdır. Tüm bu yaşananlar bir yandan da bölgesel boyutuyla birlikte ele alındığında siyasal İslam’ın iç savaşıdır. Bunu böyle söylemek ümmeti bölecek bir muhteva taşıdığından işin içine Kürtler katılmaktadır. İşe de yarıyor maalesef. ‘Haydi Kürde vuralım’ denince sarayda hizalanmayan kim kaldı?
* Gülen'in yayınladığı ilanda "geçmiş olsun" diye arayan siyasetçiler arasında geçiyordu adınız. Gülen konusunda siz de mi kandırıldınız?
Böyle söylemekten haya ederim. Ben cemaatin önemli isimleriyle bir çok görüşme yaptım. Bunların tamamı eşbaşkanımızın ve ilgili arkadaşlarımın bilgisiyle ve müzakere süreciyle bağlantılı görüşmelerdi. Onları bize muhatap kılan da hükümetin acziyetiydi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...