Dava kapsamında yaklaşık 20 aydır tutuklu Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala savunmasını yaptı.
Kavala'nın savunmasından öne çıkan ifadeler şöyle:
0 yıla yakın bir süre boyunca yürüttüğüm faaliyetlerle ilgili kamuoyuna yaptığım tüm açıklamalarda, gerçekleri çarpıtmadan, olduğu gibi aktarma ilkesine riayet ettim. Hiçbir zaman gizli bir planım, faaliyetim, bir örgütle, cemaat yapısıyla gizli bir ilişkim olmadı. İddia makamının hangi faaliyetimden, eylemimden, düşüncemden ötürü darbeye ortam hazırlamaya, hatta iç savaş çıkarmaya yönelik böylesine sinsice bir planı yürüttüğüm hükmüne varmış olduğunu anlamak mümkün değildir.
Gezi Olayları’yla ilgili kanıt olarak sunulan konuşmaların tamamı Gezi protestoları başladıktan, çeşitli şehirlere yayıldıktan, kitlesel katılımlı gösteriler gerçekleştikten sonraki tarihlere ait. İddianamede bir kalkışma planı hazırladığıma, böyle bir plandan bilgi sahibi olduğuma dair hiçbir kanıt, bulgu, işaret mevcut değildir. Gezi Olayları’nın hazırlık aşamasında etkin olduğu iddia edilen OTPOR / CANVAS örgütlerinden hiç kimseyle tanışmıyorum, yine hazırlık aşamasında yer aldığı iddia edilen Memet Ali Alabora ile tek temasım, Gezi Olayları başladıktan sonra yapılan iki telefon konuşmasından ibarettir.
20 ay önce Emniyet’te yapılan sorgumda, iddianamede yer alan finansman aktarımı ve örgüt ilişkileriyle ilgili iddialar bana sorulmadı, dolayısıyla bunlarla ilgili açıklama yapma imkanı verilmedi. Sorgumda, Gezi Olayları ile ilgili konu edilen tek bulgu, Gezi Olayları’ndan 3 ay sonra Brüksel’de açılan fotoğraf sergisi olmuştu. Savcı, iddianamede yer alan kurguyu hazırlamadan önce beni sorgulamaya gerek duymadı. Emniyetteki sorgumdan telefon görüşmelerimin dinlenmesine 30 Temmuz 2012 tarihinden itibaren başlandığı anlaşılıyor. İddianamede bir kalkışma planı hazırladığıma, böyle bir plandan bilgi sahibi olduğuma dair hiçbir kanıt, bulgu, işaret mevcut değildir.
İddianamede Gezi Olayları’na aktarmış olduğum iddia edilen Soros finansmanı, suçu işlemenin temel aracı, yani, hakkımdaki suçlamanın maddi temeli haline getirilmiştir. Ancak bu durum, suçlama ile ilgili kanıt yokluğunu gidermemektedir. Aksine, daha çarpıcı hale getirmektedir. Açıktır ki, bu iddianın ciddiye alınabilmesi için maddi kanıtların mevcut olması gerekir
Taksim Dayanışması'nda yer aldım, olayların yatışması için hükümetle yapılan görüşmelere katıldım. Buna rağmen darbecilikle suçlanmaktayım. Gezi olaylarında barışçıl faaliyetlerde bulunan yüzbinlerce kişiden biriyim ve tahliyemi istiyorum.
Davanın diğer sanıkları ise şöyle:
Ayşe Mücella Yapıcı (Mimar)
Ayşe Pınar Alabora (Oyuncu)
Can Dündar (Gazeteci-yazar)
Çiğdem Mater Utku (Sinemacı ve gazeteci)
Gökçe Yılmaz (Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi)
Handan Meltem Arıkan (Yazar)
Hanzade Hikmet Germiyanoğlu (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü)
İnanç Ekmekçi
Ali Hakan Altınay (Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi)
Memet Ali Alabora (Oyuncu)
Mine Özerden (Sinemacı, yönetmen yardımcısı ve reklamcı)
Şerafettin Can Atalay (Avukat)
Tayfun Kahraman (Eski TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi akademisyen)
Yiğit Ali Ekmekçi (Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi)
Yurt dışındaki sanıklardan Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Memet Ali Alabora, Gökçe Yılmaz Handan, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu hakkında yakalama kararı bulunuyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...