Çıkan gazı ekonomik olarak taşıyabilmek için tek seçenekleri ise Türkiye'den geçen boru hatlarını kullanmak. Sabah'ın haberine göre Rum lider Hristofyas'ın "Adada barış olursa çıkan gaz Türkiye'ye nakledilecek" açıklamasına Ankara temkinli yaklaştı. Enerji Bakanlığı yetkilileri, Rumların arama yaptığı bölgede "çok yüksek ihtimalle" doğalgaz bulacağını tahmin ediyor. Ancak teknik, ekonomik ve coğrafi nedenlerle çıkarılan gaz Türkiye olmadan satılamayacak. Rum Kesimi'nin de bu değerlendirmeyi yaptığı, bu nedenle Ankara'ya zeytin dalı uzattığı belirtiliyor.
BÖLGEDE GAZ VAR
Güney Kıbrıs'ta doğalgaz aranan bölge, geçen yıl Akdeniz'de İsrail kıyılarında bulunan gaz yatağının uzantısı. Bu nedenle bölgede gazın bulunması "çok yüksek ihtimal" olarak değerlendiriliyor. Gazın üretimi sonrası en büyük sorun ise pazarlanması.
RUM GAZI "KURU"
Rumlar sondaj alanında gaz bulsa dahi 10 milyar dolara yakın üretim yatırımı yapmak zorunda. Rumların gazı sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak satması da mümkün görünmüyor. Yetkililere göre, Kıbrıs'ta kurulacak LNG tesisi için ilave 6 milyar dolar yatırım gerekiyor. Bulunan gaz "kuru gaz" diye tabir edilen düşük kalorifik değere sahip olduğu için sıvılaştırılarak LNG haline getirilmesi mümkün değil. LNG'nin en büyük iki devi Katar ve Cezayir piyasayı doldurduğundan bu piyasada yeni arz gerekmiyor.
GAZ TÜRKİYE'SİZ GİTMEZ
Bu durumda en büyük seçenek gazı mevcut Türk- Arap Doğalgaz Hattı aracılığıyla İsrail'den Türkiye'ye taşımak, buradan da Nabucco, Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı veya Trans- Adriyatik Boru Hattı projesine bağlamak. Gaz İsrail'e taşındıktan sonra bu hatlarla sadece 100 kilometrelik boru hattı inşasıyla bağlantı kurulabilir. Yetkililer, Akdeniz'den gazın taşınabileceği alternatif hatlarda Libya - İtalya bağlantısı olduğunu belirterek, "Ancak bölgedeki mevcut istikrarsız durum ve yeni hat maliyetleri nedeniyle bu hat da ekonomik değil" değerlendirmesi yaptı. Kıbrıs'tan Akdeniz'e ulaşacak boru hattı seçeneği uzmanlar tarafından "imkânsız" olarak nitelendiriliyor. Çünkü hem bu hattın maliyeti 30 milyar doları aşabilir hem de özellikle Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi kapsamında inşaat izinlerinin alınması mümkün olmaz.
MAVİ MARMARA VETOSU
İsrail gazının bulunmasından sonra birçok şirket bunu Türkiye üzerinden dünyaya pazarlama arayışına girdi. Geçen yıl bir Türk şirketi Enerji Bakanlığı'na resmi başvuru yaptı ancak Türkiye bu tekliflerin tamamını veto etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Eğer 9 vatandaşımız katledilmeseydi, şu anda Akdeniz'in enerji dağılımında çok ciddi gelişmeler olacaktı. Özel sektörün İsrail ile birlikte çalışma için yapmak bize sunduğu teklifi reddetmeyebilirdik" demişti.
RUHSATLAR ÇAKIŞIYOR
Kendi Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde petrol arayan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Güney Kıbrıs'ta sondaj için çalışıyor. TPAO'nun KKTC ile imzaladığı anlaşma kapsamında yeni belirlediği "G Ruhsatları" alanı Güney Kıbrıs'ın ruhsatlarıyla büyük oranda çakışıyor. En güneyde olan ve şu an petrol aranan 12. parselin yüzde 60'ından fazlası TPAO ruhsatları arasında. Yani Akdeniz'de sondaj krizi büyürse Türkiye Güney Kıbrıs'ın gaz aradığı tüm bölgelerde de hak iddia ederek sondaj çalışmalarına başlayabilecek
vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...