Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre, Düzce’nin Yığılca İlçesi Aydınyaya Köyü’ndeki evinde oğlunu gözyaşları içinde anlatan anne Havvagül Özdemir, “Çok minyondu benim oğlum. Gören ‘Bundan asker mi olur?’ diyordu. Üniforması bile boldu üstüne. O fotoğrafı yemin töreninden sonra evci izniyle gittiği Kocaeli’nde halasının evinde çektirmişti. Sonradan terziye verdik de daralttık” diye konuştu.
Acı haberi, Milli Eğitim’de hizmetli olarak çalışan baba Şenol Özdemir’in tayininin çıktığı Marmara Adası’nda aldıklarını söyleyen Havvagül Özdemir, “Günde 10 defa arardı Erkan’ım. Bir gece önce, gece yarısı saat 01.00’de aradı. Vakitsiz çalınca çok korktum. Yüreğim ağzımda telefonu elime aldığımda baktım Erkan arıyor. ‘Hayırdır bu saatte?’ dedim. ‘Hiç’, dedi, ‘Aklıma düştünüz, merak ettim aradım’ dedikten sonra kapadı. Daha çok sabahları 8 gibi arardı” diye konuştu.
Oğlunun şehit haberini nasıl aldığını ise anne Özdemir şöyle anlattı: “Sabah uyuyakalmışım. Bir uyandım saat 10.30. Telefonumda Erkan’ın cevapsız çağrısı yok. Nasıl korktum. Aradım, çalıyor ama açan yok. Onlarca kez aradım. O korkuyla pencereden bakıyordum. Bir ambulans ile polis aracının evin önüne yanaştığını gördüm. Bize gelmesinler diye evin anahtarını kaptığım gibi üst komşuya kaçtım. Kapılarını çaldım çaldım, kimse yoktu. Sonra mecburen aşağı indim. İnmez olaydım...”
Erkan’ın, Güneydoğu’da görev yaptığı için ayda yaklaşık 400 lira maaş aldığını söyleyen anne Özdemir, “Son iki aydır maaşını çekmiyor, biriktiriyordu. ‘Tezkeremi alınca o parayla gezip tozacağım’ diyordu.
Savaştepe’deyken lise bittikten sonra bir yıl oto yıkamada çalıştı. Hiç yaşayamadan, tek bir hayalini bile gerçekleştiremeden gitti çocuğum” diye gözyaşı döktü. Elinde cep telefonu oğlunun fotoğraflarına teker teker bakan Havvagül Özdemir, şöyle devam etti:
“Perşembe günü Hakkâri’den birliğinden aradılar. Erkan’ımın eşyalarını kargoya vereceklermiş. Sanki Erkan’ım gelecek gibi heyecanla bekliyorum. Yavrum üşüyordu. ‘Buralar soğuk anne’ diyordu. Üşümesin diye çamaşırlar alıp gönderdim, daha eline bile geçmemişti yeni çamaşırları. Bir de benim çocuğum makarnayı çok severdi. O gidince ben de ağzıma makarna süremez oldum. Yiyemem, geçmez ki boğazımdan...”
Baba Şenol Özdemir ise şunları söyledi: “Erkan Balıkesir’de doğdu. Bulunduğumuz Savaştepe’de iki okul vardı. Biri imam hatip, diğeri öğretmen lisesi. Puanı öğretmen okuluna yetmeyince imam hatip lisesine kaydoldu. Nasıl duygusal, nasıl kibar bir çocuktu anlatamam. Oğlumu, ‘Sana vursalar bile sen kimseye tek bir fiske atmayacaksın’ tembihleriyle büyüttüm. Tek bir arkadaşıyla kavga etmişliği yoktu. Nasıl kıyarlar böyle bir cana?”
Ailesine olan düşkünlüğü nedeniyle Erkan’ın annesine gönderdiği mesajlarda, merak etmesinler diye neredeyse attığı her adımı haber verdiği görüldü. Telefonunun kapalı olacağından bile anne babasını haberdar eden şehit Erkan Özdemir’in annesine attığı son mesajları ise şunlardı:
“Annem biz çıktık yola gidiyoruz haberiniz olsun”, “Ben telefonu şarja takıyorum kapalı olacak haberiniz olsun”, “Ben yol aramasındayım merak etmeyin teli açamazsam...”
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...