UEFA Disiplin Kurulu’nun önceki akşam Fenerbahçe ve Beşiktaş ile ilgili verdiği kararlar Türkiye futbolunda yeni bir kaosu da beraberinde getirdi. “3 temmuz süreci” olarak bilinen ve bitti sanılan “kâbus” kafalarda onlarca soru işaretiyle tekrar karşımızda. Mehmet Ali Aydınlar’ın Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı olduğu döneme denk gelen şike süreci, bir karara bağlanmadan TFF’nin toplu istifasıyla devam etmişti. Ardından, “meseleyi kapatmak” üzere, hükümetin de desteğiyle göreve gelen Yıldırım Demirören federasyonu ve TFF Tahkim Kurulu, haziran 2012’de Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun (PFDK) şike ve teşvik dosyasında yer alan tüm cezaları onamıştı. Buna göre “şahıslar” ceza alıp davayı bir üst mahkemeye taşımış, kulüpler için ise herhangi bir yaptırım olmamıştı. İktidarın da topa girmesiyle “kulüpler ve kişileri ayırma” misyonunu yerine getiren TFF, Fenerbahçe Kulübü’nün de dediği gibi bu olumsuz tablonun “sorumlusu” gibi görünüyor. Aradan geçen bir yılda görüldü ki; Demirören yönetiminin tek icraatı, sorunları halı altına süpürmek olmuş. Zira, UEFA’dan çıkan yeni kararlar tüm gerçekliğiyle ortada duruyor. Peki şimdi ne olacak?
Alpay Köse - İstanbul Barosu Spor Hukuku Komisyon Başkanı
TFF kurullarının aldığı karar ile UEFA’nın verdiği ceza arasında bir çelişki var. Bundan dolayı TFF’ye bir baskı uygulanabilir. Burada TFF’nin tavrı çok önemli. İşi, restleşmeye dökerlerse Türkiye’nin UEFA üyeliği dahi askıya alınabilir. Bu yüzden TFF doğru hamleleri yapmalı. Milli takımı bekleyen tehlike bu.
UEFA’nın son kararıyla şike netleşti. 2010- 11 sezonu şampiyonluk kupası Trabzonspor’a verilebilir. Ancak bunun için bir mevzuat değişikliği gerekiyor. Hukuki ve teknik birtakım problemler var. Onlar aşılabilirse, kupa Trabzonspor’a verilebilir. O sezon iki takım da ligi aynı puanla bitirmişti. Şampiyonluk kupasını alan tarafın şike cezası alması kupanın sahibini değiştirebilir.
Tahkim 15 temmuzda kararını açıklar. Ancak CAS daha uzun sürer. Fenerbahçe yöneticilerinin davayı CAS’a taşıması ve davanın sonuçlanması yedi-sekiz ayı bulabilir.
Portekiz devi Porto’nun aldığı cezayı bir üst mahkemeye taşıyarak değiştirmesi örneği bugün için bir şey ifade etmiyor. O örnekten sona UEFA mevzuatında bir dizi değişikliğe gidilmişti.
Türker Aslan - CAS Hakimi ve Eski Tahkim Kurulu Başkanı
Fenerbahçe’nin yapacağı itiraz sonrası Tahkim birkaç gün sonraya randevu verir. Karar en geç 15’inde açıklanır ama değişen bir şey olmaz. Dava CAS’a gelir.”
16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın sonuçları UEFA’yı etkilemez. UEFA’nın Fenerbahçe’ye tazminat ödemesi gibi bir durum söz konusu bile değil. UEFA’nın kendi kurulları ve kendi hukuku burada geçerlidir ve onlar için ‘süphe dahi’ ceza vermek için yeterli olabilir.”
Cezalar kesinleştikten sonra en zor iş TFF’ye düşüyor. UEFA bir yaptırım görmek isteyecek. Zamanında bu işi göğüsleyemedikleri açık. Hiçbir ceza vermeden işin üstesinden gelme yolunu seçtiler ve olaylar bu hale geldi. Puan silme cezası verilseydi 58. madde ile oynanmasadı bu iş bu hale gelmezdi.”
İsmail Altay - Spor Hukuku Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi
Keşke olmasaydı denilen bir karar var ortada. UEFA Tahkim Kurulu’ndan çıkacak karara göre CAS süreci işleyecek ama burada önemli olan; UEFA’nın gördükleri. Türkiye’de bu sürecin nasıl işlediğini, halı altına süpürme eylemlerini net biçimde gördüler.”
58. madde değiştirilerek birtakım “kurtarma” operasyonları yapıldı ama bu kez de UEFA’nın kesinlikle kabul etmeyeceği kriterler kabul edildi. Futbol, UEFA ve FIFA’nın oyunu. ‘Benim oyunumu oynayacaksınız’ diyorlar, açık ve net. Siz bir takım işlere kalkışırsanız oyunu tanımıyorum demiş olursunuz ve kendi kurallarına göre başka bir futbol oynarsınız. TFF’nin yarattığı yanlış imaj bu.”
“Sürecin sonunda TFF, UEFA ile uyumlu ceza vermek zorunda kalacak. Hak mahrumiyeti, sorumluluğu bulunan kişilere para cezası ve küme düşmeye varana kadar çeşitli yaptırımlar söz konusu. UEFA’nın dediği şu; ‘Sen yargılamayı beceremedin, biz de gereğini yaptık’. İktidarın da işin içine girmesiyle ‘kurumlarla kişileri ayıralım’ derseniz, bu sonuçlar kaçınılmaz.”
taraf
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...