Serginin açılışının ardından, Prof. Dr. Atilla Yayla, Doç. Dr. Alim Yılmaz ve gazeteci Yasemin Yıldırım'ın konuşmacı olarak katıldığı, “15 Temmuz Türkiye Demokrasisi” konulu panel düzenlendi.
Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, 15 Temmuz'da yaşananların hatırlanmaya devam etmesi adına, Anadolu Ajansı'nın fotoğraflarından oluşan serginin önemine değinerek, "15 Temmuz, tüm ülke için olduğu gibi Tuzla için de bir milat. Bir arada yaşamak için nelere katlanıldı görüyorsunuz. O gece için sizlerden kendiniz için bir alkış rica ediyorum. Asıl kahramanlar sizlersiniz." dedi.
Türkiye halkına hizmet etmekten onur duyduğunu söyleyen Yazıcı, şöyle devam etti:
"O gece elinde beylik tabancası olan bir polise üzerine ateş eden darbecilere karşı neden ateş edilmediği sorulduğunda üzerlerinde Türk askerinin kıyafeti olması nedeniyle ateş etmediğini söylüyor. Bu kadar hassas bir milletiz. Artık bu mücadele, meydanlardan salonlara, sahnelere, film senaryolarına taşınmalı. Bu destanın nesilden nesile aktarılması gerekiyor."
Panelde konuşan Prof. Dr. Atilla Yayla, 15 Temmuz gecesinin dünya tarihine geçtiğini ve bu olayı asla unutturmayacaklarını belirterek, şunları söyledi:
"15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesini dünyanın en büyük siyasi olayı olarak gösterilen Fransız İhtilali'ne eş değer olarak görsek abartmış olmayız. Bu sadece Türkiye için değil tüm dünya için muazzam bir olaydır. Dünyanın herhangi bir yerinde bu şekilde darbe girişimine karşı durulup demokrasiye sahip çıkılma olayı yok. Bu kahramanlığın birer parçası olarak bu milletle gurur duymaktayım. Bu millet asil bir millettir. Ölümü göze alarak Türkiye'de demokrasiyi, özgürlüğü ve insan haklarını kurtarmışlardır."
Yayla, Türkiye'de ortalama 10 yılda bir darbeye maruz kalındığını ancak 15 Temmuz gecesi darbenin püskürtülerek artık darbe yapmaya kalkışacaklara büyük bir mesaj verildiğini aktardı.
"Darbenin önlenmesindeki en büyük faktör Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın dik durmasıdır. Türkiye'de 'şapkayı alıp gitmek' diye bir deyim vardır. Erdoğan şapkasını alıp gitmedi. Binali Yıldırım'la birlikte hayatlarına bile mal olsa direnmeye karar verdiler. Bu faktör ortaya çıkmasaydı diğer faktörler işe yaramayabilirdi." diyen Yayla, Devlet Bahçeli'nin darbe girişimine karşı çıkmasının takdire şayan bir davranış olduğunu, en önemli faktörün ise halkın sokaklara çıkarak darbeye karşı durmaları olduğunu sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Alim Yılmaz, hayatları pahasına darbeyi önleyen bütün şehitleri rahmetle ve minnetle andığını belirterek, "15 Temmuz darbe girişimi Cumhuriyet tarihinin en kayda değer olayı olmaya adaydır. Cumhuriyetin kurulması ne kadar önemliyse 15 Temmuz da o kadar önemlidir. Bu devrim sadece Türkiye'yi değil aynı zamanda İslam dünyasını da etkileyecektir. Ortadoğu ülkelerinin kendi demokrasileri için 15 Temmuz'u örnek alacaklardır." diye konuştu.
Darbelerin, toplumu dönüştürmeye ve değiştirmeye yönelik kalkışmalar olduğuna dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbe topluma yönelik bir saldırıdır. Askeri bir darbe teşebbüsü sadece hükümetlere yönelik bir saldırı değil, bütün toplumsal kesimlere saldırıdır ve uzun vadede toplumun önemli değerlerini yitirmesine neden olur. Darbeler bir milletin itibarını zedeler. Her darbe Türkiye'yi 20 sene geriye götürmüştür. 15 Temmuz'da ise farklı olarak Türkiye kendi demokrasi tarihini yazmaya başlamıştır."
Darbe girişimini gerçekleştiren örgütün darbeyi başarsa bile asla yönetemeyeceğini söyleyen Yılmaz, darbe gerçekleşmiş olsaydı toplumda ciddi bir kutuplaşmanın olacağını ve Türkiye'nin Suriye'ye dönme tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, coğrafi bölünmeye kadar varacak bir varlık tehlikesinin 15 Temmuz'da atlatıldığını ifade etti.
Gazeteci Yasemin Yıldırım ise darbe girişimi gecesi Türkiye medyasının büyük bir sınav verdiğini hatırlatarak, bazı sanatçıların ise insanların sokaklarda olmasını 'şov' diye nitelendirmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Yıldırım, "Türkiye'de darbe yapmanın imkansız olduğunu düşünürken bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz gecesi Türk medyası harika bir duruş sergiledi. Medya kurumları daha Cumhurbaşkanı çağrı yapmadan insanları sokaklara davet ettiler. Bir ülkenin medyasının o ülkenin geleceğine yön veren demokratik araçlardan biri olabildiğini gördük." ifadelerini kullandı.
Mısır darbesinde darbecilere karşı sokak direnişinin kırılmasını sağlayan en önemli etkenlerden birinin de Mısır medyasının darbecilerin ağzıyla konuşması olduğu örneğini veren Yıldırım, "Medya bir ülkenin saldırı ve savunma aracı haline gelebiliyor. Yerli ve milli olmanın o gece medya ayağında vücut bulduğunu gördük. O gece ekranların kararacağı ihtimali bile korkutucuydu. Ben Hande Fırat'ı tebrik ediyorum. Eğer o gece Erdoğan'a ulaşabilmek için o kadar çabalamasaydı bugün muhtemelen burada konuşamıyor olabilirdik." şeklinde konuştu.
AA fotomuhabirlerinin, FETÖ'nün 15 Temmuz gecesindeki darbe girişimi sırasında çektiği fotoğraflardan oluşan sergi yoğun ilgi gördü.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...