Brezilya'nın Ankara Büyükelçisi Eduardo Gradilone, kısa süre önce göreve başladığı Türkiye'de neler olup bittiğini anlamak için eşiyle birlikte Pimsleur tekniğiyle Türkçe öğrenmeye başladığını söyledi.
Kısa süre önce Ankara Büyükelçisi olarak göreve başlayan Gradilone, iki ülke ilişkileri, Brezilyalıların Türk dizilerine hayranlığı, Türkçe öğrenmeye başlaması konusunda açıklamalarda bulundu.
Türkiye ile Brezilya'nın pek çok alanda iş birliği yaptığını belirten Gradolen, mevcut ilişkileri daha da güçlendirmek istediklerini, bu kapsamda Türk tarafıyla görüştüklerini dile getirdi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin 2010'da en iyi dönemini yaşadığını ve o dönemde birçok alanda anlaşmalar imzaladıklarını anımsatan Gradilone, taraflar arasındaki ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini çünkü her iki ülkenin de bunu yapacak potansiyelinin olduğunu kaydetti.
İki ülke kültürleri arasındaki benzerlikler konusunda ise Gradilone, Brezilye ve Türkiye'nin uzak bölgelerde bulunmasına rağmen halklar arasında aslında birçok benzerlik olduğunu keşfettiğini söyledi.
Toplumlar arasındaki en önemli benzerliğin "açık sözlülük" olduğunu dile getiren Gradilone, Türklerin ve Brezilyalıların futbol ve müziğe olan hayranlıklarının da ortak olduğunu belirtti.
Ülkeler arasındaki bir diğer benzer özelliğin de diziler olduğunu ifade eden Gradilone, ülkesinin de çok ünlü dizileri bulunduğunu kaydetti.
Büyükelçi Gradilone, "Muhteşem Yüzyıl", "Binbir Gece Masalı", "Fatmagül'ün Suçu Ne" gibi Türk dizilerinin ülkesinde yayınlandığını anlatarak, "Brezilyalılar, Türk dizilerine bayılıyor. Dizilerin yayın saatinde herhangi bir şey için hareket etmezler ve hiç bir yere gitmezler. Akşamları bir yemek randevuları bile varsa bu önemli değildir. Dizi saatinden önce evlerine giderler veya her nerdelerse dizilerini izleyip evlerine geç giderler." diye konuştu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ise Gradilone, bir önceki görev yeri olan Yeni Zelanda'dan darbe girişiminin yaşandığı gün gelişmeleri takip ettiğini vurguladı.
Yeni Zelanda’da göreve başladığında çok zor bir dil olan Maoriceyi öğrenmek istediğini anlatan Gradilone, "Çünkü, çalışırken dili bilmemek zor oluyor. Burada dil bilmek çok daha önemli. Çünkü ülkenin resmi dili Türkçe ve temel şeyleri bilmeden ülkede neler olup bittiğini anlamak mümkün değil." diye konuştu.
Türkçeyi de kitaplar yardımıyla ve Pimsleur tekniğiyle öğrendiğini söyleyen Gradilone, eşiyle her gün metinleri dinleyip sonra da tekrar ettiklerini ve bunu muhakkak sürekli yapmaları gerektiğini belirtti. Zaman içinde dinledikleri şeyi çok hızlı konuşulsa bile anladıklarını dile getiren Gradilone, "Bir dahaki sefere sizinle biraz da olsa Türkçe konuşmak isterim." dedi.
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...