Ali Haydar Fırat'ın "Cumhuriyet kimindir" başlıklı yazısından öne çıkan satırlar:
İnsanlığın ve bu toprakların gördüğü en büyük devrimcilerden biri olan Atatürk “cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” diyor….
Bugün cumhuriyetin ve kimsesizlerin ayrıştırıldığı bir sürecin içindeyiz. Bir büyük ideal olarak cumhuriyet, herkesin eşit ve özgür olarak yaşadığı bir ülke hayaliydi. Bir ülke, bir ülkü ve ülkü etrafında birleşmiş eşit yurttaşlar hayali henüz gerçekleşmemişse bu kimsesizlerin hala cumhuriyetin değerini, önemini ve anlamını yeterince özümseyememiş olmasındandır.
Peki neden Gazi, cumhuriyeti böyle tanımlamıştı? Bu sorunun cevabı geçmişten bugüne, bugünden geleceğe bu topraklar üzerinde yaşayanların kaderini çizen bir büyük tarihsel hakikattir. Zira bu topraklar nasıl kimsesiz bırakılmışsa bu topraklarda üzerinde yaşayanlar da öylesine kimsesiz, sahipsiz ve çaresizdi. Bundandır Gazi’nin insan ve toprağı harmanlayarak yeni bir ülke yaratması. Bundandır 72 millete aynı nazarla bakması. Bundandır her şeyini halkına bırakması, bundandır çocuklara, gençliğe ve kadınlara duyduğu güven…
Göçlerle, savaşlarla yersiz yurtsuz bırakılmış, ekmeği, aşı olmayanları bir araya getirip bir ulus oluşturmak sadece devrimci bir eylem değildir. Yeni bir ülke, yeni bir hayat, yeni bir dünya yaratmaktır. İşte Mustafa Kemal’in cumhuriyeti bunu başardı.
Mustafa Kemal şunu söyledi bütün halkına; nerden, nasıl ve ne şekilde gelirseniz gelin; hangi kimliğe, inanca mensup olursanız olun burası hepinizin vatanıdır ve bu vatan üstünde ancak cumhuriyet fikri ve ideali ile birlikte yaşayabilirsiniz. Bu çağrı, bu topraklar üzerinde yaşayan bütün kimsesizlere yapılmıştı.
Evet Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir; yani yakın-uzak coğrafyalardan göç etmişlerindir. Bu topraklardaki ezilenlerin, emekçilerin, çalışanların, her türü saldırıya maruz kalan kadınların, çocuklarındır. Hakkı yenilmiş herkesindir, hakkını arayanlarındır. Bağımsız bir ülke hayali kuran gençlerindir. Eşitlik ve özgürlük için mücadele edenlerindir.
Cumhuriyet çok büyük haksızlıklara uğramış, etnik, mezhepsel ve inanç olarak dışlanmışlarındır. Zira ancak yurttaşlık temelinde özgür bir ülke kurulabilir ve yaşanan bütün olumsuzluklara, trajedilere karşın Cumhuriyet hala yurttaşlık temelinde birlikteliğin en gerçekçi tasarımıdır. Cumhuriyet; tarikat, cemaat, şeyh ve hocaların esaretindeki insanların ışığıdır, umududur. Kutsal duygular sömürülmeden inanç ve ibadetin özgür biçimde yapılmasının garantisi laikliktir ve laiklik cumhuriyetin vazgeçilmezidir. Cumhuriyet hiçbir korku ve tedirginlik duymadan bu ülkenin sokaklarında el ele tutuşan sevgililerindir. Sokaklarında özgürce müzik yapanlarındır. Kimsenin bir başkasının hayatına müdahale etmemesi gerektiğini düşünenlerindir. Kılık kıyafetinden ötürü ötekileştirilmek istemeyenlerindir.
Cumhuriyet en çok köle gibi çalıştırılanlarındır. Sendikasız, sigortasız, güvencesiz olarak yokluğa mahkum edilenlerindir. Cumhuriyet atanması yapılmayan öğretmenin, doktorundur. Cumhuriyet partizanlık uğruna hakkı, hukuku yok sayılanındır. Cumhuriyet üniversiteden kovulan bilim insanlarınındır. Cumhuriyet bu ülkeyi çaresizce terk eden genç bilim insanlarınındır…
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...