"Erdoğan'ın 'dindar nesil' yetiştirme planı aileleri bölüyor" 

Makalede, Erdoğan'ın "dindar bir nesil yetiştirme" arzusunu altı yıl önce, henüz başbakan iken ilan ettiği, muhafazakar, kırsal kökenli ve dindar taban açısından dini okulların "eğitimin demokratikleştirilmesi ve laik cumhuriyette uğranan ayrımcılığın geri çevrilmesi" anlamına geldiği ifade ediliyor.

Haberde, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin de dini okullara karşı çıkmadığı, ancak bunların seçmeli olması gerektiği vurgusuna yer veriliyor.

İnce'nin bu tutumunun, birçok laik devlet okulunun İmam Hatiplere dönüştürülmesini öngören Erdoğan'ın programı nedeniyle, "bölünmüş seçmeni birleştirme amacı" taşıdığı vurgulanıyor.

Makalede, 15 yıl önce 450 olan İmam Hatip sayısının bugün 4500'e ve dini eğitim için ayrılan bütçenin yüzde 68 artışla yıllık 1,5 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor.

'Okuluma Dokunma' kampanyası

Ancak İstanbul ve diğer kentlerdeki orta sınıf ailelerin, "kutuplaştırıcı, yanıltıcı ve eğitim standartlarının düşmesine neden olduğu" için bu gelişmelerden şikayetçi olduğu, bazılarının İmam Hatiplere gitmesin diye çocuklarını özel okula gönderdiği veya teknik ve meslek okullarına göndermek zorunda kaldığı belirtiliyor.

Eğitim Bakanlığı'nın, İmam Hatiplerde doluluk oranının 2016'da yüzde 69'da kaldığını kabul etse de bu okulların sayısının artmaya devam ettiği, ancak bazı veliler tarafından başlatılan "Okuluma Dokunma" kampanyasının birçok kentte yaygınlaştığı ifade ediliyor.

Makalenin bu bölümünde İstanbul Beşiktaş'ta çocukları İmam Hatip okuluna gitmesin diye kampanya yürüten ebeveynlerin mücadelesi anlatılıyor:

"Hareket bugün ülkedeki 20 şehirdeki hak savunucularını bir araya getirmiş durumda. Ancak okullar halen yarı zamanlı İmam Hatip olarak faaliyet vermeye devam ediyor ve dini yapılanma da artıyor.

"Aileler, geçen yıl 12 yaşındaki öğrencilere şeytanlar hakkında bir film gösterildiğini, filmin içerdiği şiddet nedeniyle çocukların birkaç gece kabus gördüğünü anlatıyor.

"Çocuğu filmi izleyen velilerden Erdoğan Derelioğlu, "Filmde eğer dinden çıkarsan bu dehşeti yaşarsın öğretilmeye çalışılıyormuş" diyor. Ailelerin şikayetlerine karşın film sonraki ay da başka bir sınıfta gösterilmiş."

Erdoğan'ın "en tartışmalı kararı" olarak tanımlanan İmam Hatip politikası ile ilgili makalede Ankara eski İl Milli Eğitim Müdürü Onur Kaya'nın da sözlerine yer veriliyor.

Kaya, bölgedeki 2000 devlet okulunda müdürlerin değiştirildiğini, yeni atananların yüzde 90'ının İmam Hatip mezunu olduğunu söylüyor.

"Kendisi de dahil olmak üzere görevden alınanların çoğu Aleviydi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2016'da dinsel ayrımcılık nedeniyle açılan davada Türk hükümeti aleyhine karar verdi.

"Kaya, '15 yılda bakanlığı tümüyle [Alevilerden] temizlediler' diyor.

Makale şöyle sonlanıyor:

"Erdoğan, eğitim alanında önemli bir rol oynayan eski müttefiki Fethullah Gülen ile iktidar kavgasında da benzer şeyler yaptı.

"Gülen'in takipçilerinin 2016'daki başarısız darbe girişiminin ardından başlatılan temizlik harekatında 34 bin öğretmen işten atıldı.

"Destekçileri, talebi karşılamak üzere Erdoğan'ın dini eğitimin yaygınlaştırılması konusunda bastırmasını istiyor.

"İmam Hatip Mezunları Derneği sözcüsü Halit Bekiroğlu, 2017'de öğrencilerin yüzde 14'ünün -yaklaşık 1,4 milyon - dini okullarda okuduğunu belirterek bu oranın lisede yüzde 20'ye, ortaokulda ise yüzde 30'a ulaşmasını istediklerini söylüyor.

"Ancak pek çok kişi Türkiye'nin uluslararası derecelendirmedeki düşüşünü - PISA endeksinde eleştirel düşünme alanında 72 ülke içinde 44. sıradan 49. sıraya düştü - eğitimin sürekli kesintiye uğramasına ve dine odaklanmaya bağlıyor."