MAK timinde görevli astsubay Erkan Çıkat, diğer sanıklar gibi üsse terör operasyonu için çağrıldığını ifade etti. Çıkat “Çatışmadan sonra üç kişi getirildi. Emir mi verildi yoksa kendi inisiyatifimle mi yaptım bilmiyorum. Ama birisine plastik kelepçe taktım. Getirilenlerin polis olduğunu anlamadım. O an her şeyi sağlıklı düşünemiyordum. Polisle çatışma sırasında terör operasyonu olmadığı belliydi. Ancak o sırada yapacak bir şey yoktu. Ne olduğunu soracak ortam da yoktu. Daha sonra ormanlık alana kaçtık, 10 gün kaçtık. Kaçmanın bir anlamının olmadığını anlayıp teslim olduk. Olayın ilk başında polisler bizi infaz etmek istedikleri için teslim olmayıp kaçtık. Arazide bile infaz edileceğimizi düşündük.
Biz otele gittiğimiz zaman orada özel timler önlem almıştı. Bizi infaz etmek istediler. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu açıklamaları vardı. Cumhurbaşkanı’nın kıl payı kurtulduğu kişiler kim? Bizden önce oraya giden kim? Bizi oraya gönderip polisle çatışmaya girmemizi sağlayan kim? Kimler bizi kandırdı? Bizi infaz etmeleri için polise emri veren kim? Duruşmanın özgül ağırlığının buraya verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Hayat kurtarmak için MAK’a girdim, 26 yaşında hayatım karardı. Hayat kurtarmak nasip olmadan, suikast suçuyla buraya geldim.”
Erkan Çıkat’ın özel timlerin kendilerini öldürmek için önceden otele gidip beklediğini tekrarlaması üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, bu kez araya girdi:
“Savunmalarınıza müdahale etmek istemiyoruz. Savunma hakkınızı kullanıyorsunuz ama… Devlet isteseydi orada ya da daha sonra sizi öldürürdü. Devletin öyle bir amacı olduğunu sanmıyorum özel harekat polislerinin oraya önlem için geldiğini düşünüyorum. Devlet sizi neden infaz etsin? Devletin böyle bir amacı olmaz” dedi.
Çıkat ve diğer sanıkların Cumhurbaşkanı’nın otele geliş ve gidiş saatini gösteren kamera kayıtlarını istenmesi ve tutuklu bazı sanıkların kendisine yönelik taleplerini soru sorarak yöneltmeleri üzerine Mahkeme Başkanı, “Siz bana soru soramazsınız. Talepte bulunabilirsiniz. Biz de değerlendiririz. Ayrıca ben bilirkişi değilim. Ancak şunu söyleyeyim; ifadelere göre Cumhurbaşkanı’nın oraya geldiği otel çalışanlarından bile gizlenmiş, başkasının geleceği söylenmiş. Gizli tutulmuş. Böyle bir gizlilik ortamında o güvenlik kaydı var mıdır bilemem” dedi.
Çıkat, “Milyonlarca insan bizim FETÖ’cü olduğumuzu düşünüyor. Ama ben böyle bir suçlamayı kabul etmiyorum” sözleriyle ifadesini tamamladı.
MAK timinde görevli Astsubay Yakup Özcan ise 15 Temmuz akşamı çeyizlerini aldığı sırada göreve çağırıldığını söyledi. Savunmasında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanının otelden ayrıldığını güvenlik görevlileri söyledi. Bunun üzerine Şükrü Seymen ayrılmamızı emretti. Çatışmadan sonra ormanlık alana gelen jandarmaya teslim oldum. Bu bir suikast değil. Böyle bir birlik suikast için kullanılamaz. Suikast içini zaten birlik kullanılmaz. Cumhurbaşkanı’nın Başyaveri Ali Yazıcı da burada. Cumhurbaşkanı’na dirsek temas mesafesinde olan Ali Yazıcı’yı kullanmamış da bizi mi kullandı? Ali Yazıcı’nın suikast için darbe gecesini beklediğini farz edelim.
Bir F 16 Akıncı’dan havalanıp 30 dakikada Marmaris’te olabilir. İçerisinde lazerle nokta atışı yapabilen silah bulunuyor, bomba atabilir. Bu darbenin en önemli hedefi Cumhurbaşkanı’ysa, nereye gittiğini ne amaçlı gittiğini bile bilmeyen 23 tane askeri mi seçeceklerdi? Bunun bir suikast olduğunu düşünmüyorum. Polisle asker orada karşı karşıya getirilmek istendi. Başından beri yanıltılarak katıldığım bu eylemde, amirlerimden aldığım emirleri yerine getirdim.”
MAK timinde görevli Astsubay Ekrem Benli, savunmasında kendisi hakkında FETÖ üyesi olduğuna dair ifade veren kişinin dinlenmesini istedi ve hakkında şikayette bulunacağını söyledi.
Suçlamaları kabul etmeyen savunmasında şunları söyledi:
“Terör operasyonu olduğu için hepimiz görevi heyecanla kabul ettik. Marmaris’e indikten sonra 20-25 dakika sonra çatışma sesi gemdi. Ona yöne gittik. Ben çatışma sonrasında oradaki polislere yönelik hakaret ve tehdit duymadım. Orada bize uyarı yapılmadan ateş edildi, arkadaşlar ise havaya ateş etti. Ben kesinlikle ateş etmedim. Gruplara ayrılıp araziye kaçtıktan sonra bir baraka bulduk. Bir süre sonra barakanın sahibi geldi ve bizim gitmemizi yoksa polise ihbar edeceğini söyledi. Biz de ihbarda bulunmasını istedik. Bir saat sonra jandarma gelip bizi teslim aldı. Karakola götürüldük. Burada polis bize ‘3 gündür sizi bekliyoruz. Nasıl bir şeye bulaştığınızın farkında mısınız’ dedi.
Cumhurbaşkanı’nın hedef olduğunu burada öğrendim. Neye uğradığımı şaşırdım. İddianamede yer aldığı gibi FETÖ üyeliğini kabul etmiyorum.”
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...