Kılıçdaroğlu, CHP'nin kuruluşunun 94. yılı dolayısıyla düzenlenen resepsiyon öncesinde, basın mensuplarıyla bir araya geldi ve açıklamalarda bulundu.
Bir gazetecinin, "Sizin de 2023 gibi hedefleriniz var mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "2035, Merkez Türkiye Projesi'nin uygulandığı bölgede kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolar, diğer yerlerde 20 bin dolar olacak ve sosyo-ekonomik gelişimi açısından Türkiye dünyanın ilk 20 ülkesi arasında yer alacak. Hedefimiz bu." dedi.
Siyasetin yarattığı karanlık atmosferin, insanların yarını görme ya da yarını sorgulama şanslarını büyük ölçüde kaybettirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Oysa gerginlik olmasa, insanlar oturup konuşabilseler, tartışabilseler, geleceğe yönelik projelerin ne olup olamadığına bakabilseler... Bütün bunların hepsi ne yapar? İnsanda umut yaratır. Sağırlar diyaloğunun bütün coğrafyaya yayıldığı bir ülke konumundayız. Bir grup medya, olduğu gibi iktidarı seslendiriyor ve sadece onlara ait bilgileri veriyor. Diğer haberleri kimse bilmiyor." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında ABD'de açılan davaya ilişkin açıklamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hedef alınırız veya alınmayız... Eğer biz Türkiye olarak izlediğimiz iyi bir politika olursa, o iyi politika ile yola çıkarsak, Türkiye'nin çıkarları ile muhatap olduğumuz ülkenin çıkarlarını dengeli bir politika ile örtüştürebilirsek önümüzde hiçbir engel kalmaz. Her ülke diğer ülkeden daha fazla gelişmek ister. Hayatın her alanında rekabet vardır. Başka ülkelerin bize yönelik politikalarını gerekçe göstererek, kendi yetersizliklerini toplumdan kimse gizlemesin. Böyle bir şey olamaz."
Dünyanın rekabet üzerine kurulu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, eğitimin, üniversitelerin, bağımsız ve demokratik anlayışının, özgür düşüncenin geliştirilmesi ve bilimin önünün açılmasıyla diğer ülkelerle rekabet edilebileceğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir bakanının Türkiye'de yargılanmak yerine başka bir ülkede yargılanması utanç verici. Bunu söyledim. Doğru mu? Doğru. Bunlarla ilgili yolsuzluk iddiaları var mı? Var. Deliller var mı? Var. Niçin yargılanmadılar? Yargılanabilirlerdi. Yargılanırlardı. Belki beraat ederlerdi, ellerinde deliller olurdu. O zaman derlerdi ki Amerika'ya, 'Kardeşim bir dakika. Ben bütün bu delillerden yargılandım ve beraat ettim. Siz beni nasıl yargılarsınız.' diyecekti, diyebilecekti. Dosyalar kapatıldı. Niçin? Öyle bir tablo ile karşı karşıyayız ki... Bunlar yurt dışına da çıkamayacaklar. Yarın diyelim mahkum oldular, İnterpol 'Yakalayın' dediği zaman ne olacak? Bence daha olayın arkasında nelerin olduğunu bilmiyoruz. Şimdiden, 'Mahkum oldular', 'Beraat ettiler' gibi bir düşünceyi açıklamak doğru değil. Ortaya deliller konur, yargılamalar yapılır, tanıklar vardır, deliller vardır. Hepsine bakılır, ona göre karar verilir."
Cumhurbaşkanını Erdoğan'ın "Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor." açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Pis kokuların olduğu doğru. Bir bankanın genel müdürü evinde ayakkabı kutusunun içinde 2,5 milyon dolar saklar mı? Bu pis koku değil midir? Rezalettir bu. Siz bunu yargılayacağınız yere aldınız, ne yaptınız? Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi yaptınız. İnsaf denen bir şey var. Milletin aklıyla alay etmek demektir bu. Hem diyorsunuz kul hakkı yemeyeceğiz diyorsunuz, hem kul hakkı yiyenleri devletin önemli yerlerine taşıyorsunuz. Kendi bakanı söyledi. 'Ne yaptıysak Erdoğan'ın Başbakanın talimatıyla yaptık.' dedi. Ben söylemedim, bunu kendi bakanı söyledi. Ben söylesem, 'anamuhalefet partisinin lideri kızdığı için bunu söyledi' diyecekler. Senin bakanın, Erdoğan Bayraktar gayet açık, net, üstelik bir televizyonda bunları söyledi. Şimdi biz suçlanıyoruz. Emin olun bunların yatacak yeri yok. Rahmetli babam derdi ki, 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.' diye. Gerçekten güzel bir söz. Biz doğru duruyoruz, eğri de belasını buluyor gayet açık."
Bir gazetecinin 2019 yılı seçimlerinde başkan yardımcılığı için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin adının geçtiğini anımsatması ve buna şaşırıp, şaşırmadığını sorması üzerine Kılıçdaroğlu, "Daha çok erken. Şaşırmam efendim. Niye şaşırayım. Anayasa değişikliğinde 'evet' oyu kullanmadılar mı? Evet oyu kullandığına göre tek adam rejimini savunuyor. Tek adam rejiminden de tek adamın yardımcısı olabilir. Niye olmasın." cevabını verdi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...