'Tehditlere misliyle karşılık veririz' 

Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'ya konuşan ismini vermeyen üst düzey bir resmi kaynak, Riyad'ın 'ekonomik yaptırım veya siyasi baskı yoluyla yapılan tüm tehditleri reddettiğini' ifade edip "Suudi Rabistan, her türlü eyleme misliyle karşılık verecek. Suudi ekonomisi, küresel ekonomi için hayati ve etkin bir role sahiptir" dedi.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdiği 2 Ekim'den bu yana haber alınamıyor.

Türk yetkililer Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü öne sürerken Suudi Arabistan ise bu iddiaların temelsiz olduğunu savunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump da Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan tarafından öldürüldüğünün kanıtlanması durumunda Riyad'ı 'cezalandıracağını' söylemişti.

İngiltere, Fransa ve Almanya Dışişleri Bakanları da Pazar günü ortak açıklamalarında, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili sorumluların bulunması için güvenilir bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.

Jeremy Hunt, Jean-Ives Le Drian ve Heiko Maas, "Suudi-Türk işbirliğini destekliyor, Suudi hükümetinin tam ve ayrıntılı bir yanıt vermesini bekliyoruz" dedi.
İngiltere ve ABD, Suudi Arabistan'da ay sonunda düzenlenecek bir yatırım konferansını da boykot etmeyi planlıyor.
ledi.
Riyad'da 23-25 Ekim'de düzenlenecek yatırım konferansı 'Çöl'deki Davos' olarak biliniyor. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, ev sahipliği yaptığı bu konferansla, kendi öncülüğünde başlattığı 'reform sürecinin' ve ülkesinin petrole bağımlılığının zayıflatılmasını amaçlayan '2030 Vizyonu'nu' tanıtmayı planlıyor.

BBC muhabiri James Landale'e konuşan diplomatik kaynaklar ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin ve İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox'un konferansa katılmayabileceğini söylemişti.

Ama ABC News kanalına konuşan Beyaz Saray yetkilisi Larry Kudlow, Mnuchin'in Riyad'a gitmeyi planladığını ve 'yeni bilgiler ortaya çıktıkça son kararını vereceğini' ifade etti.
Kaşıkçı'nın akıbetine ilişkin kaygılar nedeniyle bir grup sponsor şirket ve medya kuruluşu da konferanstan çekilme kararı almıştı.

Nişanlısı Hatice Cengiz: Kınama yetmez
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ise, Cumartesi günü New York Times gazetesine yazdığı makalede, Suudi gazetecinin öldürüldüğünün doğrulanması durumunda 'kelimelerin ve kınamanın yetersiz olacağını' ifade etti ve "Onu bizden alanlar, siyasi konumlarına bakmaksızın cinayetten sorumlu tutulmalı ve yasalar çerçevesinde cezalandırılmalıdır" çağrısında bulundu.

Makalenin yayımlandığı Cumartesi gününün Kaşıkçı'nın doğum günü olduğunu belirten Cengiz, "Sevdikleriniz bu dünyayı terk ettiğinde, öbür dünya artık o kadar da korkutucu ya da uzak gelmez. Burada onlarsız, yapayalnız kalmak en acı verici olandır" yazdı.
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdiği 2 Ekim'den bu yana haber alınamayan Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünün kanıtlanması durumunda 'Riyad yönetimini sert şekilde cezalandıracaklarını' söyledi.

Trump silah satışından vazgeçmiyor
Ancak Trump, Suudi Arabistan'a yapılan silah satışından vazgeçilemeyeceğini ifade etti:
Trump, "Eğer (askeri anlaşmaları dondurursak) kendimizi cezalandırmış oluruz. Bizden almazlarsa Rusya'dan veya … Çin'den alırlar" dedi.

Türk yetkililer Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü öne sürüyor ancak Riyad, bu iddiaların asılsız olduğunu savunuyor.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Abdülaziz bin Suud bin Nayif, Cuma günkü yazılı açıklamasında 'Kaşıkçı'nın öldürülmesi emri verdikleri iddiasının temelsiz olduğunu' söyledi. Riyad ayrıca, olayın araştırılması için Türkiye'ye bir Suud heyeti gönderdi.

Çavuşoğlu: Soruşturmayla ilgili Suudilerin işbirliği yetersiz
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Suudi Arabistan'ın soruşturmaya ilişkin işbirliğinin yetersiz olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, "Başsavcılığın ve uzmanların Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna girmesi konusunda, Suudi Arabistan'ın işbirliği yapması gerekiyor. Soruşturmanın selameti ve her şeyin ortaya çıkması için bu konuda henüz bir işbirliği görmedik, bunu da görmek istiyoruz" diye konuştu.

BBC Ekonomi Editörü Kamal Ahmad'a konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de, olayla ilgili olarak "gerçeğin ortaya çıkarılması" çağrısında bulundu.
Antonio Guterres, "Bu gibi olayların normale dönüşmesinden kaygılıyım" dedi.