Davutoğlu, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yürüttüğü haklı mücadelede bütün siyasilerin bir araya gelmesi lazım" dedi.
Davutoğlu, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin hayatını kaybettiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin 135'i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davanın duruşmasını izledi.
Duruşma çıkışında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin bölgesinde bir istikrar unsuru olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Yanı başımızda, Suriye'de bir milletin, bir toplumun yaşayabileceği en büyük felaketlerden biri yaşanıyor. 7 yıldır, her türlü baskı ve zulüm yaşandı. Türkiye olarak Suriye krizi esnasında çok ilkeli bir tavır sergiledik. Önce Suriye rejimini halkıyla karşı karşıya gelmemesi için uzun süre ikna etmeye ve herhangi bir çatışma yaşanmaması yönünde tedbir almaya davet ettik. Bu olmadığı dönemde ve Suriye rejimi halkına karşı kimyasal silahlar da dahil olmak üzere büyük bir zulüm gerçekleştirdiği süreç içinde de Suriye halkına sahip çıktık. Türkiye ve Suriye halkları asırlardır bir arada yaşadılar, kıyamete kadar da bir arada yaşayacaklar" diye konuştu.
'AFRİN HAREKATI KONUSUNDA MİLLİ BİRLİK HAVASI VAR'
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Fırat Kalkanı müdahalesi bir terör örgütü olan DEAŞ'a karşı yapılan bir müdahaleydi ve başarıyla tamamlandı, yürütülüyor hala. Bu anlamda da Türkiye'nin sınırında önemli bir güvenli bölge oluşmasını sağlamıştır. Şimdi de yine bir terör örgütü olan PKK'nın uzantısı mahiyetindeki YPG/PYD unsurlarına karşı son derece başarılı bir mücadele veriliyor. Bu uluslararası alanda da çok doğru yürütülen bir diplomatik çabalarla birleştirilen bir askeri mücadeledir, askeri bir müdahaledir. Türkiye bu konuda uluslararası hukuktan gelen hakkını kullanıyor. Özellikle de Amerika Birleşik Devletleri'nin bu ülkedeki kargaşadan istifade eden DEAŞ'a karşı bir terör örgütü olarak bir başka terör örgütünü kullanma çabası ve bu konuda sergilediği çelişkili tutum karşısında da bütün bir millet olarak ortak bir yerde buluşmamız lazım. Hiçbir ülke ister Amerika Birleşik Devletleri gibi küresel bir güç olsun, ister Suriye rejimi gibi eli kanlı bir rejim olsun, isterse YPG, DEAŞ, PYD gibi terör örgütleri olsun Türkiye'nin sınırında Türk halkının geleceğini tehdit edecek bir faaliyeti gerçekleştiremezler. Gerçekleştirirlerse ne olur? İşte Afrin'de olan olur. Türkiye haklı olarak müdahale eder. Bu yürütülen diplomasi ve askeri harekat konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yürüttüğü haklı mücadelede bütün tarafların, bütün siyasilerin bir araya gelmesi lazım. 15 Temmuz olayında olduğu gibi Afrin konusunda da diğer alanlarda farklı siyasi görüşler olabilir ama bu iki konuda Türkiye'nin bekası ve demokratik hak ve özgürlüklerin yaşanmasını engelleyecek darbe teşebbüslerine karşı omuz omuza vermek durumundayız. Afrin harekatı konusunda bir milli birlik havası var. Bunun korunması lazım. Bütün siyasi partilerimizi, 'ama' demeden, 'fakat' demeden, herhangi bir rezerv koymadan Silahlı Kuvvetlerimizin ve Mehmetçiğimizin arkasında omuz omuza vermesi lazım."
'DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN TEYİT EDİLDİĞİ BİR SEÇİM YAŞANACAĞINA İNANIYORUM'
Ahmet Davutoğlu, bir soru üzerine, Türkiye'nin geçmişte de birçok kritik seçim geçirdiğini dile getirerek, "2019, yeni cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçeceği ilk seçim olacak. Bir anlamda yeni bir dönem başlayacak. Türkiye'nin demokratik, hukuk devleti kuralları içinde ve yine milli birlik havası içinde bu süreci geçireceğine ve inşallah 2019'da istikrarın, demokratik hak ve özgürlüklerin teyit edildiği bir seçim yaşanacağına inanıyorum. Hayırlısı olsun inşallah." dedi.
Davutoğlu, bir gazetecinin, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları görüşmeye ilişkin soruya şu karşılığı verdi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızla bir görüşme gerçekleştirdik. Bu son derece doğaldır. Hem iki dava arkadaşı olarak, yıllarca omuz omuza vermiş ve kader birliği yapmış iki dava arkadaşı olarak, hem de değişik dönemlerde başbakan-dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı-başbakan ilişkilerinde ortak devlet sorumlulukları üstlenmiş devlet adamları olarak böyle kritik süreçlerde konuşmamızdan, görüşmemizden, istişare etmemizden daha doğal bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımızla da bu anlamda gündemdeki bütün konuları muhtevi, kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Kendisine buradan bir kez daha bu imkanı tanıdığı için teşekkür ediyorum. Kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...