Akrabalarının düğününe katılmak üzere geldiği İzmir'de gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Abdullah Gül, gündeme dair değerlendirmede bulundu.
Kuzey Irak'taki referanduma ilişkin konuşan Gül, “Bunlar çok önemli gelişmeler, bütün devlet erkanı bunu çok yakın takip ediyor, gerekeni yapıyor. Nihayetinde bunlar Türkiye'nin ulusal meseleleri olduğu için bunlara öyle bir bakış gerekir. Hiçbirimiz bu coğrafyada herhangi bir ülkenin toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesini istemeyiz. Dolayısıyla özellikle Irak, Suriye söz konusu olduğunda toprak bütünlükleri, siyasi birlikleri hep devam etmeli. Devam etmesi için de o ülkenin bu şartları oluşturmaları, temelinde insan hakları, hukuku, eşitliği kendi aralarında hep sağlamaları gerekir. Buralarda yapılan hatalar, tabi neticede hep bölünmelere kadar gidiyor. Dolayısıyla Irak'ın bu hale gelmesi yeni bir şey değil. 80-90'lı yıllarda başlayan süreçler. Halep'te Kürtlere karşı kullanılan kimyasal silahlar, 32-36 paralellerin uygulamaya girmesi, adım adım bunlar hep oluştu. Onun için hep dikkatli olmak gerekiyor, onun için önce herkes kendi vatandaşlarının farklılıkları ne olursa olsun, kendilerine iyi bağlaması lazım. Herkesin aidiyetini ülkesine sağlamlaştırması lazım, bunlar yapılmazsa uzun vadede ayrışmalar ortaya çıkıyor” dedi.
Irak'ın toprak bütünlüğünün desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Gül konuşmasına şöyle devan etti.
“Bir taraftan Irak'ın toprak bütünlüğünün siyasi birliğini hep desteklememiz lazım ki biz bunu güçlü bir şekilde destekledik. Bir taraftan halk olarak, basın olarak, siyasiler olarak, demeçlerimizde söylemler öyle olmalı ki herhangi bir şekilde kendi vatandaşlarımızın bazılarının da asla onların kalbini de buruk hale getirmemek gerekir. Ne söylediğimi anladınız. Manşetlere baktığımda sanki bizim Kürt nüfusumuz yokmuş gibi sorumsuz manşetler de görüyorum. Onda da çok dikkat etmek gerekir, bu coğrafyada herkes kendi ülkesinde huzur içinde, barış içinde yaşamalı. Bunu sağlamak da o ülkeyi idare edenlerin görevleri. Onun için de vaktiyle Saddam'ın acımasızlığı olmasaydı, Irak da bu duruma gelmezdi. Suriye'nin acımasızlığı olmasaydı Suriye o hale düşmezdi. Bütün bunlardan alınacak dersler var.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...