Ahmet Hakan için en sert eleştiriler burada yapıldı. “Neydim ne oldum, bakın nasıl da oldum” tekrarı ve sürekli geçmiş ve şimdi karşılaştırması kabak tadı vermişti. Bir gazeteci tek bir kaynaktan beslenmemeliydi. Hele o kaynak, son tahlilde sadece kendisini ilgilendiren bir konuysa, orda kalmalıydı.
Oysa Ahmet Hakan öyle yapmadı. Hem yeni mahallesinin şaşkınlığı hem de eski mahallesinin baskısı dönüp dönüp aynı çıkmaz yola sokuyordu: “Neydim, ne oldum?”
Oysa Ahmet Hakan içsel çırpınışlarından ibaret bir gazeteci değildi. Kanal 7’deki anchormanliği de, Sabah yada Hürriyet’e transfer olması da rastlantıyla açıklanamazdı. Sonuçta ne kadar eleştirsek de Ahmet Hakan yazınsı okutan, programlarıyla izleten bir gazeteciydi. Ve Haber7’deyken de Sabah yada Hürriyet’teyken de karşıt görüşlere yer verebilecek kadar gazetecilik namusuna sahipti.
Ve şimdi…
O şaşkınlığı atmış olmalı ki o “neydim ne oldum” tekrarını bıraktı, kendine ve geçmişine takıntısından uzaklaştı ve köşesini dolu dolu yazmaya başladı. Pippa Bacca olayından hareketle Türklüğe asıl kimin hakaret ettiğini açık eden yada Kamer Genç efsanesini çökerten yazısı Hakan’ın takıntılarından kurtulduğunda başarabileceğini gösterdi.
Ancak takıntı bu, nüksedebilir. Onun için “şimdilik” kaydıyla, kazandı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|