T24'ten Hülya Karabağlı'nın haberine göre; AKP AR-GE'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Avukat Hamza Dağ tarafından hazırlanan bilgi notunda, Türkiye’nin neden ihtiyaç duyduğuna açıklık getirildi.
Raporda, "Aynı anda hem hava araçlarına hem de balistik füzelere karşı etkin olan S-400 sisteminin kontrolü tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olacak ve S-400 sistemi herhangi bir dış unsura bağlantısı olmadan bağımsız bir şekilde görev yapabilecektir” denildi.
Türkiye’nin, S400’ün NATO hava savunma ağına entegre edilmeyeceğini, sistemin bağımsız olarak kullanılacağının beyan edildiği bilgi notunda, “Ayrıca Rusya’dan Savunma Sistemi alan ilk ülke olacak olmamıza rağmen, Rusya’nın hava savunma sistemlerini bulunduran ilk ülke Türkiye değildir. Bilindiği üzere Yunanistan, Güney Kıbrıs’tan aldığı Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemini kullanmaktadır” ifadesi yer aldı.
Raporda Türkiye'nin neden S-400’e ihtiyaç duyduğu anlatılıtken şu ifadelere yer verildi:
"Bir ülkenin savunma gücü, o ülkenin düşmanlarına karşı caydırıcılığını ifade eder. Bu bakımdan ülkemizin jeo-stratejik konumu nedeniyle savunma gücünün de güçlü olması gerekmektedir. Yakın geçmişteki muharebelerden de açıkça görüleceği üzere; kara unsurları havadan gelen tehditlere karşı son derece savunmasız hedeflerdir.
"Ülkemizin Ortadoğu coğrafyasının içinde/yakınında yer alması bölgesel krizlerden ve çatışmalardan etkilenmesine ve bunlara karşı tedbir almasına sebebiyet vermektedir. Hali hazırda terör örgütleri DAEŞ, YPG ve Suriye Rejimi direkt olarak ülkemizi etkileyecek tehditler arasında yer almaktadır."
Bilgi notunun, “S-400 Alım Süreci ve Dış Politika Hamlelerimiz” başlıklı bölümü şöyle:
Hâlihazırda Türkiye’nin elinde herhangi bir yüksek irtifa uzun menzilli hava savunma füze sistemi bulunmamaktadır. Türkiye, hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın girişimleriyle uzun bir zamandır kendisine ait bir hava savunma sistemi kurmak için çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bunun için de daha önce çeşitli girişimlerde bulunulmuş ancak bu girişimler çeşitli sebeplerden ötürü neticelenmemiştir. Hava savunma sistemi almak için Türkiye’nin ilk girişimleri 2013 yılına denk gelmektedir. Türkiye’nin açtığı Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi ihalesini Çin şirketi CPMIEC verdiği teklifle kazanmıştır. Ancak daha sonrasında çeşitli gerekçelerden dolayı bu proje hayata geçirilememiştir.
Türkiye benzer şekildeki itirazları S-400 alımı sürecinde de yaşadı, S-400’ün NATO hava savunma sistemine entegre olmaması ve Rusya’dan alınması ABD ve NATO’nun itiraz etmesindeki temel sebeplerdir. Ancak Türkiye bu itirazlara karşısında ulusal çıkarlarını ve ulusal güvenliğini ön planda tutan bir duruş sergilemiştir. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan batı ülkelerinden gelen bu eleştiriler karşısında 25 Temmuz 2017 yılında Körfez ziyareti dönüşünde şu açıklamalarla cevap vermiştir: "Biz yıllardır ABD ile bu tür şeylerde istediğimizi yapamıyorsak, alamıyorsak arayış içerisinde olmak durumundayız ve bunlar bu arayışın bir ürünüdür."
Türkiye, S400’ün NATO hava savunma ağına entegre edilmeyeceğini, sistemin bağımsız olarak kullanılacağını beyan etmiştir. Ayrıca Rusya’dan Savunma Sistemi alan ilk ülke olacak olmamıza rağmen, Rusya’nın hava savunma sistemlerini bulunduran ilk ülke Türkiye değildir. Bilindiği üzere Yunanistan, Güney Kıbrıs’tan aldığı Rus yapımı S-300 Hava Savunma Sistemini kullanmaktadır.
Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi kapsamında Rusya Federasyonu ile yapılan görüşmeler neticelendirilmiş olup proje ile 1 adedi opsiyon olmak üzere toplamda 2 S-400 Sistemi tedarik edilecektir. Aynı anda hem hava araçlarına hem de balistik füzelere karşı etkin olan S-400 sisteminin kontrolü tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olacak ve S-400 sistemi herhangi bir dış unsura bağlantısı olmadan bağımsız bir şekilde görev yapabilecektir. Sistemin kullanımı, yönetimi, dost düşman tanıma sistemleri milli imkânlarla gerçekleştirilecektir. Türkiye yerli ve milli politikaların bir gereği olarak hizmet aldığı ülkeden teknoloji paylaşımını bir kriter olarak dile getirmektedir.
Türkiye S-400 alımı dışında, EUROSAM-T ile 17 Kasım 2017 yılında hava savunma sistemi antlaşması imzaladı. Sistem, Fransız-İtalyan ortaklığındaki “Thales-MBDA” tarafından geliştirildi. Konsorsiyumun ürettiği Samp-T’ler ise, Türkiye’nin kısa vadedeki gerçekçi ihtiyaçlarını karşılayıp, orta ve uzun vadede de ortak AR-GE çalışmaları sayesinde Türkiye’ye özgün, tehditlere karşı yeni sistemler geliştirilmesini sağlayacak. Bu antlaşma teknoloji transferi ve ortak üretimi de mümkün kılacak şekilde yapıldı. Böylelikle Türkiye, söz konusu silah sistemlerini kendisinin üretebilmesini sağlayacak bilgi birikimi ve teknolojiye sahip olmayı hedefliyor.
Rusya’nın yanında Fransa ve İtalyan ortaklığındaki konsorsiyumu ile hava savunma sistemi antlaşmasının imzalanması Türkiye’nin çok yönlü bir siyaset uyguladığının en önemli göstergelerinden biridir. Ayrıca, dış politikada Rusya ve Avrupa ilişkilerinin birbiriyle alternatif olmadığı mesajı verilmek istenmektedir. Son olarak, Türkiye’nin egemenlik haklarına saygı duyan ve silah satışlarını baskı aracına dönüştürmeyen bütün ülkelerle askeri alanda işbirliği yapmaya hazır olduğu ortaya konulmaktadır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |