Sözcü Gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın dün yaptığı açıklamaları köşesinden değerlendirdi.
Murat Muratoğlu'nun "Süper güç derken süpermarket olduk" başlıklı köşe yazısı şöyle:
"Anneler Günü'nde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bizi yalnız bırakmadı. Televizyonda şahane bir ekonomimiz olduğunu anlattı. Türkiye'nin çok yoğun ekonomik saldırıya maruz kaldığı bir süreçten geçtiğini anımsattı.
Seyretmeyenler emin olsun hiçbir şey kaçırmadı. Yahu, “Türkiye'nin sigortası olan Cumhur İttifakı” bile dedi. Siz düşünün gerisini…
???
Yıllarca süper güç olacağım derken süpermarket olmuşsun. Üretmeyip, yurtdışından alıp yaşamışsın. Borçlanıp harcamışsın. Paran bitmiş. Şimdi de, yok ekonomiyi yıkmaya çalışıyorlarmış, yok bize saldırıyorlarmış.
Valla Türkiye bugüne kadar çok ekonomik kriz gördü, hiç kimsenin aklına dışarıyı suçlamak gelmedi. Sahi kim bize ekonomik saldırı gerçekleştiriyor? Neden isim vermiyor? Amerika mı? Avrupa mı? Rusya mı? Yoksa sadece korkutma amaçlı mı?
???
Yahu geçen ay Amerika'da değil miydi kendisi? Geçen hafta Türkiye Avrupa Birliği'ne girecek diye güzelleme yapılmadı mı? Değerli dostum Putin değil mi?
İddia ediyorum, bu kadar kötüsünü dış mihrak yapamazdı! Bugün yaşadığımız döviz krizinin hiçbir yerinde dış mihraklar yok. Ülkeyi yönetenler tabii ki “var” diyecekler. Aksi takdirde sorumluluğuüstlenecekler.
Kaybedilen seçimi yenileten ya da Merkez Bankası rezervlerini eriten dış mihraklar mı? Senin ülkenin vatandaşı kendi parasına güvenmeyip 180 milyar dolar almış, bankalara zulalamış. Bankalardaki mevduatların yüzde 53 döviz cinsinde… Düşündün mü hiç niye diye?
Seçimden sonra ekonomide reform yapılacak denildi. Paketten kamu bankalarına borç verilmesi çıktı. Reform yapmanı mı engelliyor mihraklar?
???
Türkiye planladığı yıllık dış borçlanmanın yüzde 80'ini ilk üç ayda yaptı. Hepsini de harcadı. Borcu kimden aldı? Hani hepsi dış mihraklardı?
Bir yılın bütçesi, seçim diye diye harcandı bitti. Bunu da mı dış güçler yaptı? Ya tarım ürünleri ithalatı? Üretimi bizzat tarım bakanı yasaklamadı mı? Senin patates, soğan yetiştirmeni mi engelliyor dış güçler?
???
Gayet iyi gidiyormuşuz. Dengeleniyormuşuz. Mali piyasası Türkiye kadar şeffaf bir ülke yokmuş. Anlattığı durum Türkiye ile hiç uyuşmuyor. Kendini Almanya Maliye Bakanı mı sanıyor yoksa yeni bir devlet kurmuşlar onu mu yönetiyor? Sahi hangi ülkeden bahsediyor?
Toplanan vergiler, özelleştirme gelirleri, çıkartılan aflardan gelen paralar, deprem fonları, 2B ile satılan topraklar, İmar Barışı, bedelli askerlik paraları, İşsizlik Fonu, alınan borçlar… Nereye gittiğini bilen var mı? Harcamalar şeffaf mı yoksa buzlu cam mı?
???
Enflasyon düşecek. Tamam da her yıl yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte sebze ve meyve ucuzlar, enflasyon iner. Umarım “yaz mevsimini de biz getirdik” demezler.
Hâlâ elle tutulur bir proje yok ortada… Haliyle ekonominin bu kötü gidişatını böyle anlatıyorlar halka? Artık tekrar dış mihraklar mı olur? Yoksa tapınak şövalyelerinden mi dem vurulur? Rahat olun, illa bir şey lobisi bulunur!
Enkaz devralan bakan
Bakan Albayrak; “Cari açık geçen sene neredeyse 60 milyara dayanmıştı. Bu ay sonu itibariyle cari dengede neredeyse sıfıra doğru gidiyoruz” dedi. Enkaz devraldığını ima etti.
Cari dengelemenin nedenini açıklama zahmetine girmedi.
Cari açık, bir ülkenin diğer ülkeler ile ilişkilerinden elde edilen gelirinin, giderinden az olması halinde oluşuyor. Fazla mal alıp, az mal satarsanhanene açık olarak yazılıyor. Haliyle bir yerde paran bitiyor.
Türkiye'nin cari açığı neden azaldı? Döviz uçup gitmiş, kimse dışarıdan mal alacak para bulamıyor. Alsa kime satacak? Tüketicinin parası mı kaldı? Neyle alacak?
Cari açığın azalması Türkiye'de üretim yapıldığı için değil, parası kalmadığı için olabilir mi? Bu durum açlıktan kıvranan, yetersiz ve sağlıksız beslenen birine; “Bak kilo veriyorsun, çok fit olmuşsun” demek gibi… Yoksa amaç tek adam rejimi ile kilo vermek mi?
Ayıp etti!
YouTube'da videolar çekip yayınlıyorum. Daha dinamik bir hale dönüştüreyim, kendim çekeyim dedim. Kamera almaya karar verdim. Dükkana girdim.
Fiyatlar uçmuş, biraz indirim istedim. Satıcı, kaç lira yapalım dedi. “Kararlı, sürdürülebilir bir yapıya dönelim” dedim. “Yani ne yapalım?” diye sordu. “Siz de katılımcı olursanız değişimi hedefleyelim” dedim.
Sinirlenmeye başlayınca; “Güçlü temellere ve reflekse dayanan bir fiyatta anlaşalım, zor bir süreçten geçiyoruz, bunu paydaşlarla kararlaştıralım”dedim. Dükkandan çık dedi.
Halbuki bakın burası çok önemliydi… O dinlemedi. Ayıp etti. Böyle konuşmak bende işe yaramıyor demek ki… Hayret!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...