Avrupa Parlamentosu’nda dün görüşülen Türkiye Raporu bugün oylandı. Avrupa Parlamentosu müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporu kabul etti. Oylamaya 638 kişi katıldı. 477 kişi Türkiye ile müzakerelerin dondurulması yönünde oy kullandı. 64 parlamenter müzakerelerin devam etmesi yönünde ellerini kaldırdı. AP Türkiye raportörü Kati Piri tarafından hazırlanan raporda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapıldı.
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Kati Piri tarafından kaleme alınan taslak kararda, “16 Nisan anayasa değişikliği paketinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde” Türkiye ile üyelik müzakerelerinin “derhal ve resmen askıya alınması” için AB devletleri ve Avrupa Komisyonu’na çağrıda bulunuluyor. Bu karara Anayasa değişikliği paketinin kuvvetler ayrılığı ilkesi ve Kopenhag kriterleriyle uyumlu olmaması gerekçe gösteriliyor. Avrupa Parlamentosu Kasım 2016'da aldığı bir diğer kararda da üyelik müzakerelerinin “dondurulması” çağrısında bulunmuştu.
Karar taslağında 15 Temmuz darbe girişimi ve Türkiye'de gerçekleşen terör eylemleri kınanıyor. Türk hükümetinin sorumluları hukuk devleti ve adil yargı hakkı çerçevesinde yargılama hak ve sorumluluğu olduğu belirtiliyor. AB terör örgütleri listesinde olduğu hatırlatılan PKK'nın “yeniden şiddete başvurması” kınanıyor. Raporun Kıbrıs sorunuyla ilgili bölümünde ise her yıl olduğu gibi büyük ölçüde Rum ve Yunan tezlerine yer veriliyor.
Avrupa Parlamentosu’nun yıllık olağan Türkiye raporu bugün Strasbourg’daki Genel Kurul’da oylanacak. AB Bakanı Ömer Çelik, konuya ilişkin, “Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine ‘terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği’ şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Bunlar sağlıklı teklifler değiller. Katılım müzakerelerini keselim gibi çağrılar gelmesi, son derece yanlıştır. Türkiye- AB arasında kriz çıkarmaya dönük bu yaklaşımların kimseye bir faydası yok” dedi.
Oylama öncesi AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hahn Ankara’da temaslarda bulundu. AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ile AB’li yetkili Johannnes Hahn basın toplantısı yaptı. Oylamaya ilişkin Çelik, “Türkiye ile AB arasındaki ilişkisinin omurgası katılım müzakereleridir.
Katılımı müzakereleri dışında herhangi bir teklif Türkiye -AB arasındaki bütün anlaşmalara şimdiye kadar yürütülen ilişkinin doğasına aykırıdır. Bu çağrıyı yapanların Avrupa’da hangi kesimler olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Bu çağrının kaynağı, yıllar önce ilk olarak Avrupa projesine de karşı olan bu aşırı sağ, uç kesimler tarafından dillendirildi. Bunlar Avrupa değerlerini de karşı kesimler. Şöyle bir şey söz konusu değil. Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine ‘terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği’ şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Bu tekliflere kapı açanlar esasında birilerinin Avrupa projesini baltalamasına da kapı açıyorlar. Bunlar sağlıklı teklifler değiller” ifadelerini kullandı.
Çelik, “En önemli, gündem maddesini demokratik dayanışma olması gerekir. Ama 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana bunu da güçlü bir şekilde gördüğümüzü söyleyemem. Avrupa kurumları içerisinde Avrupa Parlamentosu darbe girişimine uğramış Türkiye ile dayanışma konusunda sınıfta kalmış bir kurumdur. Katılım müzakerelerini keselim gibi çağrılar gelmesi, son derece yanlıştır. Tarihe kötü bir karar olarak geçecektir. AP’den beklenen demokrasisi saldırıya uğramış bir ülke ile güçlü bir dayanışma içinde olmaktır” diye konuştu.
Çelik, “Türkiye- AB arasında kriz çıkarmaya dönük bu yaklaşımların kimseye bir faydası yok. AB’nin müzakere eden bazı ülkeler ile bir stratejisi var. Kendisi ile müzakere etmeyen bir takım büyük devlet ile Rusya, Çin gibi bunlarla da stratejileri var. Fakat tam üyelik müzakeresi yürüten Türkiye gibi büyük bir stratejik güç ile ilişkiler konusunda verimli politikalar üretildiğini düşünmüyoruz” dedi.
Vize muafiyetine ilişkin bir soruya Çelik, “Vize konusundaki çalışmamızı tamamlamış sayılırız. Belli bir kısa zaman içinde onu sunarız” dedi.
Çelik, “Müzakere başlıklarının açılması Türkiye – AB müzakerelerinin doğası, omurgasıdır. Çalışmaya devam edeceğiz. Fasıllar Sorun alanı gördüğümüz bazı konularda beraber çalışmak için vardır. Örneğin Türkiye’de yargı, basın hürriyeti ile ilgili eleştirilerde bulunuyor AB çevreleri. O zaman bunu nasıl konuşacaksınız? Resmi mekanizması fasılların açılmasıdır. Aslında AB kurumları kendilerinin ene teme mekanizmalarının kilitlenmesine müsaade etmektedir. Biz fasılların kapanmasından bahsetmiyoruz. Fasılların açılmasından bahsediyoruz. Bunun aksi AB’nin sorun çözme kapasitesini cazip kılan en önemli mekanizmaların ortadan kaldırılması demektir. Medeni bir şekilde oturup konuşacak ilerleyeceğiz diyoruz bunun resmi mekanizması da fasıllardır. Türkiye’den bahsedilirken fasılların açılması için bile ön kriterlerden bahsedilmesi bunun tabi siyasi veya ideolojik sebepleri olduğunu gösteriyor. Çalışmaya devam edeceğiz bu konudaki ısrarımızı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hahn, “Güçlü bir angajman kararı alındı. Türkiye ile BA arasındaki işbirliği karşılıklı faydamıza olmaktadır. Ekonomiden terörle mücadeleye kadar pek çok alanda olumlu etkileri olacak. Türkiye AB için kilit önem taşıyan stratejik bir ortaktır.
Türkiye için AB de önemli tabi. İkili ilişkilerimiz aynı zamanda genel bölge açısından da ilişkilerimizin önemi aşikar. Mülteci meselesinde siyasi anlaşmazlıkların çözümü Suriye’de gerçekleştirildiği takdirde iki taraf da böyle bir sürece siyasi çözüme katkı sunma kararlığını, isteğini gösterdiği takdirde sadece çatışmanın sonlanması değil aynı zamanda Suriye halkının tekrar ülkelerine geri dönmesi ve ülkenin inşa edilmesini sağlanması ile ilgili yeni çalışma alanlarında da yoğun işbirliği sergileyebiliriz.
Bazı resmi yetkilerin öldürülmesi kesinlikle kabul edilemez. Ancak çatışma olmayan barışçıl ortamlarda ilerleme kaydedilir, sorunlar çözülür başka bir şeyin tasavvur edilmesi mümkün değildir. Dostluk karşılıklı anlayış temeli oluşturur. Ankara’da önde gelen siyasilerle çok iyi dostane ilişkiler, ilişkilerimizin temelini oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.
Sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...